Kayıtlar

Devlet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ertuğrul Gazi Ve Devlet-İ Âliyye

  Ertuğrul Gazi Ve Devlet-İ Âliyye   Müneccimbaşı (Buradaki “müneccim”, “falcı-büyücü” anlamında değil, astronom, yani “gökbilimci” anlamındadır) Ahmed Dede Efendi, Osmanlı Devleti’ni kuranları şöyle anlatıyor:   “Bil ki, bu devleti kuranlar, tarihin en haşmetli ve en büyük hükümdarlarıdır. Çok hayır yaparlar, çok ihsanda bulunurlar. Dâimâ adâletle hükmetmişler, kılıçlarının hakkı, mızraklarının meyvesi olarak bu devleti kurmuşlar ve büyütmüşlerdir.”   Fransız tarihçi Fernand Grenard ise Osmanlı Devleti’nin kuruluş safhasını, “İnsanlık tarihinin en hayrete değer ve en büyük olaylarından biri” olarak görmek gerektiğini belirtiyor.   Bu oluşun temellerini atan isim, Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi’dir (çok net olmamakla birlikte, Ertuğrul Gazi’nin babası Gündüz Alp, Gündüz Alp’in babası ise Kaya [Kayı] Alp’tır. Bunlar Kayı Aşireti’nin beyleridir).   Kendisi Osmanlı padişahları arasında sayılmamakla birlikte, Ertuğrul Gazi,Kayı Aşireti’nin Anadolu’ya yerleşmesi ve

Hayme Ana’nın Yüreğindeki Devlet

Hayme Ana’nın Yüreğindeki Devlet (Her Müslüman’ın kesinlikle okuması gereken bir yazı)   Kayı Boyu’nun lideri Gündüz Alp’in ölümü üç yetişkin (Sungur Tekin, Gündoğdu ve Ertuğrul-Dündar henüz küçük yaşta olduğu için seçim dışı kalıyordu) oğullar arasından birinin “Bey” olarak seçilmesini gerektiriyordu... İşi zordu: Çünkü seçilecek olanın, aşireti devlete taşıyacak kalite ve kapasitede olması gerekiyordu. Hayme Ana bu tercihte birinci derecede rol oyanayacaktı. Yanında yer alan “Ak Saçlılar Meclisi” ikinci derecede sorumluk sahibiydi. Hayme Ana yetişkin oğullarını tek tek çağırıp sordu: “Seni aşirete bey yaparsak, aşireti nereye götüreceksin?” Sungur Tekin ile Gündoğru Beyler yaklaşık olarak aynı cevabı verdiler: “Geri dönelim. Moğol istilâsı sebebiyle terk etmek zorunda kaldığımız topraklarımıza kavuşalım. Eski topraklarımızda çiftçilik ve hayvancılık yapar, geçinir gideriz.” Ufukları çiftçilik ve hayvancılıkla sınırlıydı. Hayme Ana, son bir umutla Ertuğrul’u çağı

Öğüt İsteyen Devlet Başkanına...

Halife Ömer bin Abdülaziz Rahmetullahi Aleyh Sâlim bin Abdullah, Reca bin Hayve ve Muhammed bin Kaba Rahmetullahi Aleyhum’dan öğüt isteyince: “Yarın kıyamet gününde azaptan kurtulmak istiyorsan; Müslümanların yaşlılarını baban yerine koy, gençlerini kardeş kabul eyle, çocukları kendi çocukların gibi düşün! Kadınları ise kız kardeşin ve annen gibi kabul eyle. Onlara; ana, babana, kardeşine ve çocuklarına yaptığın gibi muamele eyle” buyurdular. Şimdi böyle devlet başkanı da böyle öğüt verecek din adamı da kalmadı…

Nicelik Önemli Değil, Nitelik Önemli…

                          Mao zamanında; Kızıl Çin Devlet Başkanı Mao Zedung’a demişler ki:             “- Dünya’yı Yahudiler yönetiyor!”             “- Mao Zedung Yahudiler kaç kişi ki?” demiş.             “- (O zaman ki nüfusa göre) Dünya da toplam 13-14 Milyon Yahudi var!” demişler.             Mao Zedung demiş ki:             “- Hangi otelde kalıyorlar…”             Gerçi bu bir fıkra ama Mao’nun Kızıl Çin’in kalabalık nüfusuna güvenerek Yahudiler’i küçümsediği anlatılıyor.             İşin gerçeği; Nicelik önemli değil nitelik önemli… Yahudiler nitelikli demiyorum ama dünyada o kadar az olmalarına rağmen dünyayı gerçekten Yahudiler yönetiyor.

Yürü Yürü

  Yürü Yürü   Ey Türk gençliği dava sana emanet, Yükselsin milletim yaşasın devlet. Bu umut bu cevher sendedir elbet. Yürü yürü yürü kaldığın yerden, Bayrağı eline aldığın yerden…   Doğrulara yardımcıdır yaradan, Bu kervan yoruldu sanmasın nadan. Atılan adımı geri almadan. Yürü yürü yürü kaldığın yerden, Bayrağı eline aldığın yerden…   Polatoğlu bunda çile çok olur, İman şahlanırsa küfür yok olur. Alnın açık olur yüzün ak olur. Yürü yürü yürü kaldığın yerden, Bayrağı eline aldığın yerden…   Yusuf Polatoğlu

Devlet Zulmetse Bile Onlarla Savaşmak Haramdır

  Devlet Zulmetse Bile Onlarla  Savaşmak Haramdır   Bab İsmi: Emirler (Başkanlar)'ın dine ters olarak yaptığı şeyleri reddetmenin Farz olması ve Namaz ve diğer Dini görevleri yerine getirdikleri sürece Onlarla savaşmanın haram olması   الخامِسُ: عَنْ أُمِّ المُؤْمِنِينَ أُمِّ سَلَمَة هِنْدٍ بنتِ أَبِي أُمَيَّةَ حُذيْفَةَ رضي اللَّه عنها ، عن النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم أنه قال: «إِنَّهُ يُسْتَعْملُ عَليْكُمْ أُمَراءُ فَتَعْرِفُونَ وتنُكِرُونَ فَمِنْ كَرِه فقَدْ بَرِىءَ وَمَنْ أَنْكَرَ فَقَدْ سَلِمَ ، وَلَكِنْ منْ رَضِيَ وَتَابَعَ » قالوا: يا رَسُولَ اللَّه أَلاَ نُقَاتِلُهُمْ ؟ قَالَ: «لاَ، مَا أَقَامُوا فِيكُمْ الصَّلاَةَ» رواه مسلم   Ümmü Seleme Radıyallahu Anha naklediyor: Allah Resulu Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle dedi:   Sizin üzerinize birtakım emirler, yöneticiler tayin olunacaktır. Onların dine uygun olan işlerini iyi bulur, uygun olmayanlarını ise hoş karşılamaz, tenkit edersiniz. Kim hoş karşılamaz, kerih görürse günahdan korunmuş olur. Kim de t

Ganîmet Ve Devlet Malına Hıyânet Edenlerin Cezâları

  Ganîmet Ve Devlet Malına Hıyânet Edenlerin Cezâları   Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in (yol) ağırlığı (eşyâsı) üzerinde bekçi (siyâhî) bir kişi vardı. Ona Kerkere denilir. (Bu siyâhî kişi harb edilirken de Peygamber’in binidini tutardı). Kerkere (günün birinde) öldü. Ölünce de Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Bu adam cehennemdedir!” buyurdu. Ashab: “- Acabâ neden ki?” diye bakmağa gittiler. Onun (terikesinde) ganîmet malından çalınmış bir aba buldular.   Kaynak: Buhari Sahih-i Buhari (No.1283)

Ganîmet Ve Devlet Malına Hıyânet Edenlerin Cezâları (1)

  Ganîmet Ve Devlet Malına Hıyânet Edenlerin Cezâları (1)   Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur. Bir kere Nebî Sallallahü Aleyhi Vesellem, aramızda (hitâbete) kıyâm etti de ganîmet (ve devlet) malına hiyânet hakkında söz söyledi. Ve hıyânet (in fenâlığını) büyüttü, hükmünü îzâh etti de buyurdu ki: “- Sakın sizden biriniz kıyâmet gününde omuzunda (ganîmet) koyun (avaz avaz) meleyerek, öbürünün omuzunda (ganîmet) at (yem ister gibi) homurdayarak (Arasat meydanında) benimle yüzleşmesin! (Bu yüz karası) âhırette bana: “- Yâ Resûla’llah, bana yardım et! diye yalvaracaktır. Ben de ona: “- Hakkında hiç bir sûretle şefâat etmeğe muktedir değilim: Ben sana (dünyâda Allah’ın hükmünü) teblîğ ettim! diye cevap vereceğim. Birinin omuzunda da sığır böğürerek bana mülâkî olup: “- Yâ Resûla’llah, meded eyle! demesin! Ben ona da: “- Senin için hiç bir vechile şefâat etmeğe muktedir değilim; çünkü ben sana (dünyâda) Allah’ın hükmünü teblîğ et

Kişi Devlet Malından Bir Hırka Bile Aşırsa Şehit Olur mu?

  Kişi Devlet Malından Bir Hırka Bile Aşırsa Şehit Olur mu?   "Devlet malından bir hırka bile olsa aşıran, çalan şehit olmaz!" diye bir hadis var mıdır?” Bu anlamda hadisler bulunmaktadır. Hazret-i Ömer Radiyallahü Anh’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “- Hayber savaşının vukû bulduğu gün Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellemin ashâbından birkaç kişi gelerek: “- Filân şehit, filân şehittir!” dediler. Nihayet bir kişinin yanına vararak: “- Bu da şehittir!” dediler. Bunun üzerine Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Hayır! Ben onu aşırdığı bir hırka yahut yağmurluktan dolayı cehennemde gördüm.” buyurdu. (Müslim, Îmân 182. Ayrıca bk. Dârimî, Siyer 48.) Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ile birlikte Hayber savaşına çıktık. Allah da bize fethi müyesser kıldı. Ganimet olarak altın ve gümüş almadık. Sadece eşya, yiyecek ve giyecek aldık. Sonra Vâdil-kurâ’ya çekildik. R

Devlet Başkanı Çocuğuna Bayramlık Elbise Alamadı

Devlet Başkanı Çocuğuna Bayramlık Elbise Alamadı Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” halîfe iken, bir bayram günü, bütün Eshâb-ı güzîn “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” evlâdlarına hâllerine uygun olarak, bayramlık elbiseler aldılar. O bayramda, hazret-i Ömerin “radıyallahü teâlâ anh” çocuğunun elbisesi eski idi. Diğer çocukların elbiseleri yeni idi. Çocukluk sebebi ile olacak ki, onunla bir mikdâr istihzâ etdiler. Hazret-i Ömerin “radıyallahü teâlâ anh” oğlu kendisi ile istihzâ etdiklerini anlayınca, ağlıya ağlıya babasının huzûruna geldi. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” oğlunu ağlar şeklde görünce, sebebini sordular. O da çocuklar ile arasında geçen hâdiseyi babasına anlattı. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” da oğlunu böyle mahzûn ve gamlı görünce, kalbden acıyıp, şefkat ve merhametinden, beytül-mâl emînini huzûruna çağırdı. Dedi ki: “- İyd-i şerîf [bayram] gelmekte olup, herkes çocuklarına yeni elbise aldılar. Bizim oğlumuzun elbisesi eski olmakla, diğ

Eğer Allah, Sonra da Osmanlı Devleti Olmasaydı…

Resim
Eğer Allah, Sonra da Osmanlı Devleti Olmasaydı… Libyalı İslam Tarihi Profesörü Ali Muhammed Sallabî’nin bir televizyon konuşmasından alınan bir bölüm; tercümesi ve aslı; "Tarih tekerrür ediyor, ders alın ey akıl sahipleri: Eğer Allah, sonra da Osmanlı Devleti olmasaydı Arap Yarımadası şimdi bir Portekiz ya da İspanya sömürgesi olurdu. Eğer Allah, sonra da Osmanlı Devleti olmasaydı, Kuzey Afrika şimdi bir Hıristiyan toprağı olurdu. Eğer Allah, sonra da Osmanlı Devleti ve onun şerefli, mücahid, yüce sultanları olmasaydı, Araplar şu anda ya Hıristiyan ya da Şii olurlardı. Bu geniş Arap toprakları muhtemelen Portekiz, İspanya, Fransa, Hollanda, İngiltere ve İtalya’ya bağlı silme Hıristiyan bölgeler ve eyaletler olurdu. Diğer bazı bölgeleri de İran’a ve Farslara bağlı vilayetler olurdu. Şunu bilelim ki, Osmanlı’nın; 1517 ile 1917 yılları arasında Portekiz, Hollanda ve İngiltere işgallerine karşı Yemen’i, Haremeyn’i Mekke’yi ve Medine’yi savunurken verdiği kayıplar ve

Kutadgu Bilig'de Devlet Adamına Nasihatler...

Resim
Kutadgu Bilig'de Devlet Adamına Nasihatler...

Hz. Ebû Bekir Radiyallahü Anh’ın Devlet Başkanı Olunca Yaptığı Tarihi Konuşma

Hz. Ebû Bekir Radiyallahü Anh’ın Devlet Başkanı Olunca Yaptığı Tarihi Konuşma Hz. Ebû Bekir Radiyallahü Anh’ın "Rasûlullah'ın Halifesi" seçildikten sonra Mescid'de yaptığı konuşmada, "Sizin en hayırlınız değilim, ama başınıza geçtim; görevimi hakkıyla yaparsam bana yardım ediniz, yanılırsam doğru yolu gösteriniz; ben Allah ve Rasûlü'ne itaat ettiğim müddetçe siz de bana itaat ediniz, ben isyan edersem itaatiniz gerekmez..." demiştir. (İbn Hişâm, es-Sire, IV, 340-341; Taberî, Târih, III, 203).

Yahudiler, İsrail Devletine Destek Vermiyor

Resim
Yahudiler, İsrail Devletine Destek Vermiyor Avustralya Filistin savunma kuruluşunun düzenlediği programda konuşan ünlü İngiliz Müzisyen Roger Waters İsrail’ in saldırgan tutumunu ağır bir şekilde eleştirdi. APAN (Australia Palastine Advocacy Network) adlı avukatlık kuruluşunun Melbourne’de düzenlediği programda konuşan ünlü İngiliz müzisyen Roger Waters, İsrail hakkında sert açıklamalarda bulundu. Waters “Bizler burada müzisyen olarak insanları eğlendiriyoruz, ama Filistin’de İsrail güvenlik güçleri antrenman yapmak için futbol sahasına giden 18 yaşındaki çocukları vuruyor. Futbol oynayan çocuğun ayağından birini yedi kez diğer ayağını ise 4 kez vurdular. O askerler vurdukları çocuğun bir daha futbol oynayamayacağını ve tekrar yürüyemeyeceğini de biliyorlar” dedi. İsrail’in yaptığı zulümlere tepkisini büyük bir şekilde dile getiren Waters’ın konuşması dinleyicilerden büyük alkış aldı. Roger Waters konuşmasına şöyle devam etti: “Ben Filistin’de olanları önemsiyorum

Büyük Devlet Adamının Hayat Hikâyesi

Büyük Devlet Adamının Hayat Hikâyesi Siyasetname adlı şaheserin yazarı, Haşhaşileri dize getiren devlet adamı ve Büyük Selçuklu Devleti'nin koca veziri Nizamülmülk'ün baş döndürücü hayat hikâyesi 'Vezir' ile yazıldı. Büyük Devlet Adamının Hayat Hikâyesi Siyasi tarihimizde büyük padişahların yepyeni bir çığır açtıklarını, devleti ve toplumu bambaşka mecralara taşıdıklarını biliriz. Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, bu meyanda ilk planda akla gelen padişahlardır. Ama sadece padişahlar damga vurmamışlardır tarihimize; zaman zaman padişahları da gölgede bırakırcasına büyük devlet adamları, vezirler, komutanlar, kendi isimlerini yazdırmışlardır yaşadıkları döneme… Osmanlı'da Sokullu Mehmet Paşa, Halil ve Ali Paşalarıyla Çandarlılar, 17. yüzyılda Köprülüler, padişahları aşan bir şöhrete, başarıya ve güce erişmişlerdir. Selçuklu tarihinde de bu payeye erişebilen zirve bir isimdir Nizamülmülk. Kendisi pek çok açıdan ya