Kayıtlar

Mayıs 19, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Trans yağ ne demek, hangi yiyeceklerde var?

Resim
Trans yağ ne demek, hangi yiyeceklerde var? Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu Banes hep duyup detayını bilmediğimiz trans yağın detaylarını açıklıyor. Trans yağ, et ve tereyağı gibi hayvansal ürünlerde doğal olarak bulunan bir tür yağ çeşididir. Trans yağların zararı anlatılmaya çalışılırken bu doğal yağlardan söz edilmiyor. Sözü edilen, zararlı trans yağlar, yani doğal olmayanlar, laboratuvarda üretilenler. Doğal sıvı bitki yağlarının, hidrojenasyon (hidrojen gazıyla muamele) yöntemiyle kimyasal yapısının değiştirilmesi olayıdır. Bu doğallıktan uzaklaştırılan yağların kullanılma sebebi, genelde yiyeceklerin bozulmadan uzun süre kalmasıdır. Anlayacağınız, mikroplar bile bu yağdan kaçmakta, bulunduğu yerde kolay kolay üreyememekte. En çok patlamış mısır, cips, kızarmış patates, bisküvi, çikolata, sütsüz krema, meyveli kek, börek, donmuş yemekler, dondurma ve hazır soslarda kullanılıyor. Bu saydıklarımı “Ben bunları evde yapamam. İçinde ne tür yağ olursa olsun (sorgulamadan, d

Hoş Geldin Yâ Şehr-i Ramazan

Hoş Geldin Yâ Şehr-i Ramazan Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir.” (Bakara, 184) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim…" buyurmuştur.” (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163) Oruç, sadece belli bir süreliğine aç kalmak değildir. Oruç yalnızca mide ile tutulmaz. Bütün uzuvların bu ibâdete iştirâk etmesi îcâb eder. İslâm’ın beş temel esâsından biri olan orucu; yalan, gıybet, kovuculuk gibi zaaflarla zedeleyerek ecrini asgarî seviyeye düşürmek, büyük bir israftır. Peygamb

Oruç Tut Sıhhat Bul

Oruç Tut Sıhhat Bul Cenâb-ı Hak buyuruyor: “(İbrahim): Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur.” (Şuara, 80) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Oruç tutun, sıhhat bulun!..” (Ebu Nuaym, Kitabu’t Tıb, Ebu Hureyre) 1877 senesinde Dr. Edward Dyun adlı doktor, Amerika’da ilk defa “oruçla” tedavi usulüne başlamıştır ve o, bu başarısını bütün dünyaya ispat etmiştir. Bu sihirli tedavi, Dr. Dyun’a öyle tesir etmiştir ki, “Oruç Tedavisiyle” ilgili kitabında şunları söylemektedir: “Bu kitap, ilaçlarla tedavi eden bir doktorun hayat tecrübeleri esasıyla yazılmıştır. Ben bütün ilaçların insan sağlığına tamamen faydasız olduğuna emin olduktan sonra, nihayet –oruçla- tedaviyi iyice denedim ve kesin olarak söyleyebilirim ki, bütün hastalıkları, insanın yaratılışına tam uygun fıtri bir tedavi usulü olan –oruç-la kolaylıkla tedavi etmek mümkündür.” Bilim dünyası açıklamıştır ki, oruç tutan insan, bütün hayat enerjisini, hücrelerini yenilemek için harca

Derman Aradım Derdime

Derman Aradım Derdime Dermân aradım derdime, Derdim bana dermân imiş… Bürhân aradım aslıma, Aslım bana bürhân imiş… Sağ-u solum gözler idim, Dost yüzünü görsem deyû, Ben taşrada arar idim, Ol cân içinde cân imiş… Öyle sanırdım ayrıyam, Dost gayrıdır ben gayrıyam, Benden görüp işiteni, Bildim ki ol cânân imiş… Savm-u salât u hac ile, Sanma ki biter zâhid işin, İnsan-ı kâmil olmağa, Lâzım olan irfân imiş… Kande gelir yolun senin, Ya kande varır menzilin, Nerden gelip gittiğini, Anlamayan hayvân imiş… Mürşid gerektir bildire, Hakk’ı sana hakka’l-yakîn, Mürşîdi olmayanların, Bildikleri gümân imiş… Her mürşîde dil verme, Kim yolunu sarpa uğradır, Mürşîdi kâmil olanın, Gâyet yolu âsân imiş… Anla hemen bir sözdürür, Yokuş değildir düzdürür, Âlem kamu bir yüzdürür, Gören onu hayrân imiş… İşte Niyâzî’nin sözün, Bir nesne örtmez Hak yüzün, Hak’tan âyân bir nesne yok, Gözsüzlere pinhân imiş… Niyazi Mıs