Köyümün Kırları
Köyümün Kırları Ah güzel köyüm ah… Seni ve senin kırlarını ne kadar çok özledim. Çocukluğum bağlarında, bahçelerinde hoplamak zıplamakla geçti. Çayırlarda, çimenlerde doyasıya koştum, mis kokulu çiçekler kopardım. Ağaçlara tırmandım, kayalardan atladım. Buz gibi pınarlarından su içtim. Çelik çomak oynadım, terledim, yoruldum. Yağmurlarında ıslandım, karlarında üşüdüm. Hayvanlar otlattım, mantarlar – şifalı otlar topladım. İçtiğim bir maşrapa soğuk su, en güzel meşrubattan daha tatlı ve güzeldi. Yediğim yavan ekmekler en güzel kebaptan daha lezzetliydi. Ah köyüm ah! Seni ne de çok özledim. Artık büyük şehirlerin trafiğinden, kalabalığından, pis kokan egzoz gazlarından usandım. Yüksek çarpık binalara, düzensiz gecekondulara bakmaktan bıkkınlık geldi. Ruhsuz betonlara bakmaktan ruhum karardı. Burada herkes güneşimi çalıyor. Orada koskoca güneş neredeyse bana aitti. Tertemiz havan, yeşilliklerin, kuş seslerin gözümde tüter oldu. Bilmiyorum: Tekrar kırlarında gezecek miyim? K...