Kayıtlar

Aralık 7, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kötü Düşünceli Adam

Kötü Düşünceli Adam Bir zat herkese karşı hüsnü zan ediyordu, ama bir gün deniz kenarında alaca karanlıkta bir adamın bir kadınla birlikte yiyip içtiklerini görünce; - Artık, bu kadarı da fazla. Buna da hüsnü zan edilmez! Der. O sırada, gelen bir kayık alabora olur, içindeki üç kişi denize düşer. Kadının yanındaki adam, deniz üzerinde koşarak, ikisini kurtarır. Sonra dönüp buna, - Sen de gel, diğerini kurtar! Der. O zat; - Ben denizin üzerinde yürüyemem ki… Der. O adam gidip diğerini de kurtardıktan sonra, buna dönüp; - Denizde yürümesini bilmiyorsun ama suizan etmeyi biliyorsun. Bu benim annem. Biz oruçluyduk, iftar ettik. Bu içtiğimiz de zemzemdi, şarap içiyorlar sandın. Annem için de kötü şeyler düşündün, ama denize düşenleri kurtaramadın. Suizanla, yani günahınla baş başa kaldın! Der. (Alıntı)

Yırtıcı Hayvan Neden Boyun Eğdi?

Yırtıcı Hayvan Neden Boyun Eğdi? Hakikati yakın gözüyle tanıyan din ulularından hikâye ederler ki, bir veli, bir kaplanın üzerine binmiş, bir yılanı eline almış, kamçı edinmiş, kaplanı süratle sürerdi. Birisi ona dedi: Hey Allah’ü Teâlâ’nın yolunun adamı, bu gittiğin yolda gitmek için bana rehberlik et. Sen ne yaptın ki, yırtıcı hayvan sana ram oldu? Adın saadet yüzüğünün taşına yazıldı. Velî cevap verdi: “Kaplan, yılan, fil, herkes bana karşı zebun ise taaccüp etme. Sen de Allah’ü Teâlâ’nın emrini yerine getir, görürsün ki, her şey senin emrine ram olur. Bir padişah, Cenabı Hakkın emrini tutarsa, Cenabı Hak onun muhafız ve yardımcısı olur. Cenabı Hakkın seni sevdiği halde düşman elinden bırakması mümkün mü? Yol işte budur. Bu yoldan sapma, yürümeye devam et. İstediğini bul.” Sadi’nin sözünden hoşlanan kimseye, onun nasihati faydalı olur

Uyan Artık Yiğidim

Uyan Artık Yiğidim Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı. Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor Bin yüzlü Ebrehe’ler, kara filler geliyor Şimdi devran değişti; ebâbiller geliyor İbrahim bahçesinden taze güller geliyor Âlemde, duyulacak kutlu bir âvaz kaldı Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı. Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar Heykeller kırılıyor; dökülüyor mumyalar Toprağın sinesinde umut var, heyecan var Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar. Buzlar çözüldü; kıştan kuru bir ayaz kaldı Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı. Gözlerin âyet âyet büyüyen bir bebektir Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir Sana rehberlik eden ne cindir, ne melektir O bir İnsan-ı Kâmil, mücella bir dilektir O’ndan bize ebedi s

Yiğidim

Yiğidim Dağlardaki mücahidler ölünce, Kişi yaradana arka dönünce, Kalpte iman ateşi sönünce, Meydan zalime kalır yiğidim! Kalır yiğidim sen uyuyorsan, Kalır yiğidim sen uyanmazsan, Yüce davana sen sarılmazsan, Meydan zalime kalır yiğidim! Müslüman sıfatı kimlikte yazarsa, Her önüne gelen kanun koyarsa, Ümmet-i Muhammed böyle uyursa, Akan gözyaşımız dinmez yiğidim, Dinmez yiğidim sen uyuyorsan, Dinmez yiğidim sen uyanmazsan, Yüce davana sen sarılmazsan, Meydan zalime kalır yiğidim! Müslüman uyanık olmalı her zaman, Davasına sadık çıkmalı her an, Ölmek var ki dönmek yok bu davadan, Davana sarıl zafer senin mü’min! Kalır yiğidim sen uyuyorsan, Kalır yiğidim sen uyanmazsan, Yüce davana sen sarılmazsan, Meydan zalime kalır yiğidim! Mehmet Üzüm, İlâhi Sözleri