Kayıtlar

olduğu etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsanlığın Muhtaç Olduğu Adalet

İnsanlığın Muhtaç Olduğu Adalet İslamiyet’i, kendilerine ezeli düşman gören Batı için, tarihin şeref levhasına geçmiş ibretlik bir hadise okuyalım bugün... Şam’ın fethinde, Hâlid bin Velîd Radiyallahü Anh hazretleri, şehrin bir tarafından girdi. Kendisine karşı konulduğu için, kılıç kullanarak şehirde ilerliyordu. Hedefi, o zaman şehrin en büyük kilisesi olan, şimdiki "Emevî Camii" idi. Şehrin diğer tarafından da, Ebû Ubeyde bin Cerrâh Radiyallahü Anh hazretlerinin komutasındaki askerler yol alıyordu. Fakat, burada halk kendisine karşı koymuyordu. Bunun için rahat bir şekilde kılıç kullanmadan ilerliyorlardı. Tabiî ki, bunun ilk hedefi de, şehrin en büyük kilisesi idi. Müslümanlar, İslâm şehri olduğunun sembolü olarak, kılıç zoru ile aldıkları şehrin en büyük kilisesini câmiye çevirir, diğer kiliselere dokunmazlardı. İstanbul’un fethinde olduğu gibi. Bu iki büyük kumandan, aynı anda iki ayrı kapıdan bu kiliseye girdiler. Ve kilisenin ortasında birbirleri ile karşı

Sıkıntı Olduğu Zaman Okunacak Tespihler

Sıkıntı Olduğu Zaman Okunacak Tespihler En aşağı 100 defa. Daha fazla da olabilir. اَللّٰهْ اَللّٰهْ قُرْبَةِ يَا رَسُولَ اللّٰهِ فَرِّجْ كُرْبَةِ Allah, Allah gurbeti ya Rasulullah ferric kürbeti. 21 adet   يَا رَق۪يبُ   Ya Ragibu 16 adet    يَا حَف۪يظُ   ya Hafizu 7 adet   يَا مٰلِكِ يَوْمِ الدّ۪ينِ إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُ   ya Maliki yevmiddin iyyakenağbudu ve iyyake nestain 3 adet Gul euzu bi Rabbil felak suresi 3 adet Gul euzu bi Rabbinnas suresi 100 adet   لٰٓاإِلٰهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنّ۪ى كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَ Lailahe illa ente subhaneke inni küntü minezzalimin. Ayrıca en az günde 100 defa olmak üzere: حَسْبُنَ اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلِ نِعْمَ الْمَوْلٰى وَنِعْمَ النَّص۪يرِ Hasbunallahu ve ni’mel vekil ni’mel Mevla ve ni’men nasir. Bunlar sıkıntıların def’i için okunur. (Alıntı)

Bir Cinayet Davası

Bir Cinayet Davası Mahkemede bir cinayet davası görülüyordu. Adamın katil olduğu hemen hemen kesindi, bunu gören davalı avukatının aklına bir aklına bir şeytanlık geldi. “Bayanlar baylar. Hepinize bir sürprizim var!” diyerek saatine baktı. “Tam bir dakika sonra, müvekkilim tarafından öldürüldüğü iddia edilen kişi bu mahkeme salonundan içeri girecek.” Bunun üzerine hâkim, seyirciler, bütün kafalar mahkeme salonunun kapısına döndü. 1 dakika geçti ve hiçbir şey olmadı. Bunun ardından avukat: “Bakın “ dedi. “Ortaya bu iddiayı attım ve hepiniz heyecan içinde kapıya bakıp 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gösteriyor ki gerçekten ortada bir ölü olduğuna ve dolayısıyla müvekkilimin katil olduğuna sizler tamamıyla inanmış değilsiniz!” Ve bu sözün ardından hâkim kararını açıkladı ve adamı suçlu buldu. Avukat şok içinde: “Ama nasıl olur? Az önceki gösteriden hepiniz etkilendiniz hepinizin kapıya baktığını gördüm!” Hâkim: “Evet, doğru hepimiz baktık!” dedi. “Ama Müvekkiliniz ba

Soru ve Cevaplarla Besmele

Soru ve Cevaplarla Besmele Sual: Besmele çekmenin hükmü nedir? CEVAP Yerine göre, Besmelenin hükmü değişir. Birkaç örnek verelim: Farz olduğu yerler: Hayvan keserken Besmele çekmek farzdır. Besmelesiz kesileni yemek haramdır. Vacib olduğu yerler: Namaz dışında Fatiha okumaya başlarken Besmele çekmek vacibdir. Şafii mezhebindeyse, her zaman Fatiha okurken Besmele çekmek farzdır. Sünnet olduğu yerler: Namazda her rekâtta Fatiha’dan önce, gusletmeye ve abdest almaya, yiyip içmeye, mektup yazmaya ve her faydalı işe başlarken Besmele çekmek sünnettir. Namaz dışında, Fatiha’dan başka bir sure okumaya başlarken de Besmele çekmek sünnettir. Müstehab olduğu yerler: Namazda, Fatiha ile zamm-ı sure arasında Besmele çekmek, caiz veya müstehabdır. Mubah olduğu yerler: Yürümeye, oturmaya, kalkmaya ve her mubah işe başlarken Besmele çekmek mubahtır. Mekruh olduğu yerler: Avret yerini açarken, necaset bulunan yere girerken, Berae suresini önceki sureye bitişik okurk

Ben Turgut Özal İlkokul Son Sınıftayım

Ben Turgut Özal İlkokul Son Sınıftayım Aşağıda okuyacağınız cümleler dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’ın konuşmasından alınan bir bölümdür. İnternette izlenme rekorları kıran bu bölümü ben de tarihî bir hatıra olduğu için Hayatım Roman okurlarıyla paylaşmayı arzuladım: Başımdan geçen bir hikâye… 1930’lu yıllar. Ben (Turgut Özal) ilkokul son sınıftayım. Tabii o zaman bizi bambaşka yetiştiriyorlar. İlkokulda okutulan şeyleri bugün benim yaşlarıma yakın olan kimseler herhalde hatırlayacaklar. Biz “bir Türk’ün on düşmana bedel” olduğunu, “bir Türk’ün dünyaya bedel” olduğunu, daha birçok şeyleri öğrendik. Ama kendimizin ufak dünyasında öğrendik. Dış dünyayla hiçbir alakamız yoktu. Dış dünyayı değil İstanbul’u bile bilmiyorduk. Ben bunları okuyorum kitaptan… İyi de bir talebeyim… Rahmetli dedem o sırada bize misafir gelmiş... O da gençliğinde İstanbul’da bulunmuş, Sultan Abdülhamid zamanında. Okuduğum tarih kitabında “kızıl sultan” diyor Sultan Abdülhamid’e. O kitap öy

Söz Geri Dönmez

Söz Geri Dönmez Mehmed Emin Tokâdi hazretlerinin İstanbul’da insanları irşâd ile meşgul olduğu ve insanlara Allah’ü Teâlâ’nın emirlerini ve yasaklarını öğretip saadete ermeleri için rehberlik yaptığı sıralarda İstanbul’da Antepli ismiyle meşhur bir vaaz hocası vardı. Bu kimse çok inatçı olup, Mehmed Emin Tokâdi hazretlerinin büyüklüğüne, evliya ve mürşidi kâmil olduğuna inanmaz ve konuştuğu meclislerde uygunsuz sözler söylerdi. Bir gün bu hoca, Unkapanı’nda bir çeşmede yüzünü yıkıyordu. Mehmed Emîn Tokâdi hazretleri de oradan geçiyordu. Antepli vaizin yakınlarından biri; – İşte bu gelen, Tokâdi Emîn Efendidir! Diyerek gösterdi. Antepli vaiz alaylı bir tavırla ona baktı ve bir şeyler söyledi. Mehmed Emîn Efendi yanlarına gelip selâm verdi. Bu sırada Antepli hoca başını kaldırıp; – Bak Şeyh Efendi, benim gözlerim ağrıyor. Bana bir nefes eyle de gözlerimin ağrısı geçsin, diyerek alay etti. Bunun üzerine Mehmed Emîn Efendi; – Kör ol! Dedi ve oradan geçip gitti. Antepli hoc