Kayıtlar

Haziran 10, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ahir Zaman Müslümanı...

Resim
Ahir Zaman Müslümanı... Hacca gider, kul hakkı yer, Ahir zaman Müslümanı... Faize de kâr payı der, Ahir zaman Müslümanı...   Başta turban, etek mini, Şişeye koymuşlar cini, Yaşamıyor gerçek dini, Ahir zaman Müslümanı...   Sadaka, zekât vermez, Yoksullara sofra sermez, Verdiği sözlerde durmaz, Ahir zaman Müslümanı...   Her tarafta vardır bezi, Şeytanlara Çalar sazı, Utanmaz, kızarmaz yüzü, Ahir zaman Müslümanı...   Yerine getirmez beşi, Yalandır dolandır işi, Cennete girmektir düşü, Ahir zaman Müslümanı...   Başta turban, etek mini, Şişeye koymuşlar cini, Yaşamıyor gerçek dini, Ahir zaman Müslümanı...   Takkesini takar başa, Bire alır, satar beşe, Haram malla döner köşe, Ahir zaman Müslümanı...   Yoktur merhamet vicdanı, Paradır dini, imanı, Sevmez mazlum garibanı, Ahir zaman Müslümanı...   Komşusu aç, kendisi tok, Hiç kimseye faydası yok, Günümüzde böylesi çok, Ahir zaman Müslümanı...   Sözüm

Peygamber Aşığı Bir Yahudi

Peygamber Aşığı Bir Yahudi   Şam’da, ihtiyar bir Yahudi vardı. Tevrat okurken, Hz. Peygamber Aleyhisselâm’ın adına rastladı mı, ya silerdi ya da orasını keserdi. Yine birgün Tevrat’ı açtı. Hz. Peygamber Aleyhisselâm’ın adının okunduğu yeri görünce yine sildi; fakat ertesi günü sildiği ismi tekrar orada buldu. Yahudi’nin gönlü daraldı… Bu hali ertesi güne kadar devam etti. Sonra gönlünden dedi ki: “- Güneşi balçıkla sıvayamam! Bu yol gösterici, gerçek olmalı.” Kalktı, doğruca Medine’ye vardı. Medine’ye ulaştığında yazın sıcak zamanıydı. Gönlü yanık halde Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’in mescidine varınca Hz. Enes Radiyallahü Anh’a rastladı. Ona: “Ey yüreği temiz kişi, bana yol göster, beni Peygamber’e götür!” dedi. Hz. Enes Radiyallahü Anh, ağlayıp inleyerek onu mescide götürdü. Mescidde sahabiler oturuyorlardı. Ebubekir Sıddık Radiyallahü Anh, mihrapta ridasını sırtına almış oturmakta… Tahkik erleri olan sahabe de çevresinde… İhtiyar Yahudi, mih

Rabbim, Sen Bizi Doğruluktan Ayırma!

Resim
  Rabbim, Sen Bizi Doğruluktan Ayırma! Bandırmalı merhum Tatlıcı Ali Efendi Kuddise Sirrûh bir gün, çocukların ateş yakmak için kesilen odunlar arasından düzgün olanlarını ayırdıklarını görünce, sebebini sorar. Çocuklar da: “- Onlardan balta ve keser sapı yapabiliriz, bu yüzden yakmayıp ayırıyoruz.” derler. Ali Efendi Kuddise Sirrûh, bu durum karşısında yere çöker ve ağlar. Ağzından şu müthiş sözler çıkar: “- Odunların doğru olanları bile kendini ateşten kurtarıyor. Ya insanların doğru olanları…” “Rabbim sen bizi doğruluktan ayırma." Amîn! Allahümme amîn, ecmain!

Kabir Ziyaretinde Yapılacak Dua

Kabir Ziyaretinde Yapılacak Dua   Âişe Radiyallahü Anha’dan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: “- Size, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'den bir hadis rivayet edeyim mi?" dedi. Biz: “- Evet!" dedik. Şöyle dedi: “- Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem benim yanımda kaldığı gece benim yanıma geldi ve ridasını çıkardı, ayakkabılarını çıkardı ve onları ayak tarafında bıraktı. İzarının bir ucunu yatağına açtı ve yanı üzere yattı. Fazla zaman geçmeden o benim uyuduğumu sandı, yavaşça ridasını aldı, yavaşça ayakkabılarını giydi, (yavaşça) kapıyı açtı ve çıktı. Sonra kapıyı yavaşça kapattı. Ben de örtümü başımın üzerine saldım, başımı da örttüm. Sonra izarım ile de kapandım. Sonra onun izinden yola koyuldum. Nihayet Baki Mezarlığı'na geldi. Ayakta uzunca durdu. Sonra üç defa ellerini kaldırdı, sonra yana saptı, ben de yana saptım. O hızlandı, ben de hızlandım. Koşmaya başladı, ben de koştum. Daha da hızlı koşmaya başladı, ben de daha da hızlandım. O