Kayıtlar

Mart 15, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rasûlullah’ın Ümmeti Olabilmek

Rasûlullah’ın Ümmeti Olabilmek Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.” (Âl-i İmrân, 110) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Allah Teâlâ’nın benden önceki her bir ümmete gönderdiği peygamberin, kendi ümmeti içinde sünnetine sarılan ve emrine uyan ihlâslı ve seçkin yakın çevresi ve ashâbı vardı. Bu samimi çevre ve ashâbından sonra, yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıklarını yapan kimseler onların yerini aldı. Böyle kimselerle eliyle cihad eden mü’mindir, diliyle cihad eden mü’mindir; kalbiyle cihad eden de mü’mindir. Bu kadarcığı da bulunmayanda hardal tanesi ağırlığında bile iman yoktur.” (Müslim, Îmân 80) Cenâb-ı Hakk’a şükürler olsun ki, biz âciz kullarını meccânen, yâni bir bedel ödemeksizin Habîb-i Ekrem (sav) Efend

Hakkıdır, Hak'ka Tapan, Milletimin İstiklal!

Hakkıdır, Hak'ka Tapan, Milletimin İstiklal! Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Bir kısım insanlar, müminlere: "Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan!" dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve "Allah bize yeter. O ne güzel vekîldir!" dediler.” (Âl-i İmrân, 173) Rasûlullah (sav) buyuruyor: “Ey kitab’ı (Kur’an’ı) indiren, bulutları gökyüzünde gezdiren ve düşman saflarını darmadağın eden Allahım,  şu düşmanı  perişan et ve bizi onlara karşı muzaffer kıl!” (Buhârî,Cihâd 112; Müslim, Cihâd 20) (Osman Nuri Topbaş) İstiklal Marşı Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal, Hakkıdır, Hak'ka tapan, milletimin istiklal

Melekler Ordusu

Melekler Ordusu Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peşpeşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu. Allah bunu (meleklerle yardımı) sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı. Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.” (Enfâl, 9-10) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Ümmetime ağır gelmeyecek olsaydı, hiçbir seriyyeden geri kalmaz, hepsine katılırdım. Allâh yolunda şehîd olmak, sonra diriltilmek tekrar şehîd olmak yine diriltilip tekrar şehîd olmak isterdim.” (Buhârî, Îman, 26; Müslim, İmâre, 103, 107) Huvaytıb bin Abdüluzza der ki: “Ben Bedir’de müşriklerle birlikte bulunmuş, ibret verici şeyler müşâhede etmiş ve melekleri görmüştüm. Onlar gökle yer arasında Kureyşlileri öldürüyor, esir ediyorlardı. O zaman kendi kendime; Bu zât (Peygamber Efendimiz) muhakkak Allâh tarafından korunuyor! dedim. Gördüğüm şeylerde

Birlikte Rahmet Vardır!

Birlikte Rahmet Vardır! Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Hep birlikte Allâh’ın ipine (İslâm’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allâh’ın size olan nîmetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nîmeti sâyesinde kardeşler olmuştunuz…” (Âl-i İmrân, 103) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Mü’minin mü’mine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binâlar gibidir.” (Buhârî, Salât 88, Mezâlim 5; Müslim, Birr 65) Müslümanlar birlik ve beraberlik içinde bulunmaz, birbirlerine sımsıkı kenetlenmezlerse, Allâh’ın sevgisinden mahrum kaldıkları gibi, güçlerini ve kuvvetlerini de kaybeder, ayakta duramaz ve yıkılır giderler. Nitekim bunun pek çok misâli mevcuttur. Kısacası, hadîs-i şerîfte buyrulduğu üzere: “Cemaat rahmet, ayrılık azaptır.” (Ahmed, IV, 278, 375; Heysemî, V, 217) Toplumun birlik-berâberlik ve huzur içinde yaşayabilmesi için gerekli olan husus ise, fertlerin birbirlerini anlamaya çalışmasıdır

Aldatan Bizden Değildir!

Aldatan Bizden Değildir! Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” (Nisâ, 29) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Aldatan bizden değildir." (Müslim, İman, 164) Ebû Hanîfe Hazretleri, ticaretle geçinen hayli servet sahibi zengin bir kimse idi. Ancak ilimle meşgul olduğundan ticârî işlerini vekili vasıtasıyla yürütür, kendisi de yapılan ticaretin helâl dairesi içinde olup olmadığını kontrol ederdi. Bu hususta o derece hassastı ki, bir defasında ortağı Hafs bin Abdurrahman'ı kumaş satmaya göndermiş ve ona: "-Ey Hafs! Malda şu şu özürler var. Onun için bunu müşteriye söyle ve şu kadar ucuza sat!" demişti. Hafs da, malı İmâm'ın belirttiği fiyata satmış, ancak ondaki özrü müşteriye söylemeyi unutmuştu. Durumu öğrenen Ebû Hanîfe Hazretleri, Hafs'a: &q

Merhametin Îcâbı

Merhametin Îcâbı Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Îmân edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.” (Meryem, 96) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Sadece şu iki kimseye gıpta edilir: Biri, Allâh’ın kendisine Kur’ân verdiği ve gece-gündüz onunla meşgul olan (onunla yaşayıp tebliğ eden) kimse, diğeri de Allâh’ın kendisine mal verdiği ve bu malı gece-gündüz O’nun yolunda infâk eden kimse.” (Buhârî, İlim, 15; Müslim, Müsâfirîn, 266) Ehl-i merhametin en büyük özelliği; paylaşmak ve ikram etmektir. Bunun en yüksek derecesi de, kendinden koparıp vermek, yani îsardır. İslâm tarihinin altın sahîfeleri, bu şuurla mücehhez merhamet kahramanlarının eşsiz fedâkârlıklarıyla doludur. Onlar fedâkârlıkla öyle bir kıvâma, öyle bir makāma ermişlerdir ki, bir muhtaçla karşılaştıklarında, onun müslüman olup olmadığına bakmak bir yana, insan olup olmadığına bile bakmaz, Allâh’ın sair mahlûkatından bir zavallı köpekle bile rı