Kayıtlar

arkadaş etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Arkadaşın İyi İse…

Arkadaşın İyi İse…   Evliyayı kiramdan Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Kuddise Sirruh hazretleri, bir gün de sevdiği bazı gençlere; “- Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir! Yani iyi arkadaş seçen, kurtulur. Ama arkadaşı kötüyse, yandı demektir!” buyurdu. “- Neden efendim?” dediler. “- Çünkü kötü arkadaş, şeytandan ve nefisten daha büyük düşmandır insana. Ona uyarsa, Cehenneme sürüklenir mâzallah!” Ve izah etti: “- Öyle bir devirdeyiz ki, her taraf tuzak. Bu zamanda bu tuzaklara düşmek çok kolaydır. Ama bu tuzakları bilen bir rehberi varsa veya arkadaşı iyiyse, tuzağa düşmez.” Sordular: “- Rehberden maksat nedir efendim?” “- Rehber, Ehl-i sünnet âlimidir. Öyle âlim yoksa onların kitaplarıdır. O kitapları okuyanlar da tuzağa düşmezler.” Ve ekledi: Hadis-i şerifte: “- Birlikte rahmet, ayrılıkta azab-ı ilâhi vardır!” buyuruldu.

Arkadaşın İyi İse…

                                                                  Arkadaşın İyi İse…   Evliyayı kiramdan Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “Kuddise Sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;   Bir gün de sevdiği bazı gençlere; “- Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir!”, buyurdu. Yani iyi arkadaş seçen, kurtulur. Ama arkadaşı kötüyse, yandı demektir. “- Neden efendim?” dediler. “- Çünkü kötü arkadaş, şeytandan ve nefsten daha büyük düşmandır insana. Ona uyarsa, Cehenneme sürüklenir mâzallah!” Ve izah etti: “- Öyle bir devirdeyiz ki, her taraf tuzak. Bu zamanda bu tuzaklara düşmek çok kolaydır. Ama bu tuzakları bilen bir rehberi varsa, veya arkadaşı iyiyse, tuzağa düşmez!” Sordular: “- Rehberden maksat nedir efendim?” “- Rehber, Ehl-i sünnet âlimidir. Öyle âlim yoksa, onların kitaplarıdır. O kitapları okuyanlar da tuzağa düşmezler.” Ve ekledi: Hadis-i şerifte: “- Birlikte rahmet, ayrılıkta azab-ı ilahi vardır!” buyuruldu.

Arkadaş Seçimi

  Arkadaş Seçimi   Arkadaş seçiminin kıyamet günündeki etkisini vurgulayan “O gün Allah’a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar.” (Zuhruf, 43/67.) ayetiyle ilgili olarak Kurtubi’nin Tefsir’inde şöyle bir rivayet nakledilir: İki mümin ve iki kâfir dost vardır. Müminlerden birisi ölür ve Rabbinin huzuruna vardığında: “- Rabbim filan kişi bana, sana ve Rasulü’ne itaati emrediyordu. İyiliği emrediyor, kötülükten alıkoyuyordu. Benim senin huzuruna çıkacağımı söylüyordu. Rabbim benden sonra onu saptırma, beni hidayete eriştirdiğin gibi onu da hidayete eriştir. Bana kereminden lütfettiğin gibi ona da lütfet.” der. Nihayet diğer mümin arkadaşı da vefat edince, Allah her ikisini bir araya getirir ve birbirlerini övmelerini ister. İkisinin de birbirlerinden hayırla bahsetmeleri üzerine Yüce Allah: “Ne güzel dost, ne güzel kardeş ve ne güzel arkadaş!” buyurur.   Kâfirlerden birisi ölünce ise: “- Rabbim filan kişi bana, sana itaati, Rasulü’ne itaat

Cennetteki Arkadaş

  Cennetteki Arkadaş   Bir gün, Süleyman Aleyhisselâm Allahü Teâlâ’ya şöyle niyâzda bulundu: “- Yâ Rabbî, fakirlerin sâlih olanlarını çok seviyorsun. Âhırette onlara ne mükâfat vereceksin? “- Yâ Süleyman! Fakir ve sâlih olan kullarıma neler ikram edeceğimi ben bilirim. Onların bâzılarını Cenette Peygamberlerle arkadaş edeceğim. Her fakir bir Peygamberle aynı tahta oturacaktır. Onunla beraber yiyip içecektir. “- Yâ Rabbî, Cennette benim arkadaşım olacak fakir kimdir? “- Yâ Süleyman! Eğer Cennet arkadaşını öğrenmek istersen, ikindi vakti şehrin kuzey tarafına çık, oradaki kimse senin Cennetteki arkadaşın olacak kimsedir. Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm, emredilen vakitte o tarafa gitti. Orada ihtiyar bir fakir gördü. Sırtında odun yükü vardı. Dinlenmek için biraz oturdu. Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm yanına varıp selâm verdi. İhtiyar selâmını aldı: “- Ve aleykümselâm yâ Nebiyyallah! Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm sordu: “- Ey ihtiyar! Sırtındaki bu odun nedir? “-

Çocukların Kötü Arkadaştan Korunması

Çocukların Kötü Arkadaştan Korunması “Eğitimciler, çocukların, kötü arkadaş ve fena çevreden korunması hususunda hemen hemen fikir birliği içindedirler. Bu itibarla, anne-baba ve eğitimciler, çocuğun, sokaktaki oyun arkadaşlarından beraber kaldığı dostlarına kadar, bu ikinci mekânı, bizzat ayarlayıp, onun önüne koymak zorundadırlar. Aksi halde, çocuğun kendine göre seçeceği yer ve dost dairesi sayesinde, bütün bir hayat boyu yuvanın da toplumun da huzursuzluk kaynağı olma ihtimali vardır.” Yukarıdaki alıntı yazıya bir eğitimci olarak katılıyorum. Bir iki cümle de ben söylemek istiyorum. Çok Kıymetli Anne Babalar… Sevgili yavrularımızın iyi bir insan olabilmesi için hepimiz çabalıyoruz. Fakat neler yapacağımızı biliyor muyuz? Çocukların helâl lokma ile beslenmesi, iyi terbiye edilmesi, iyi bir eğitim alması, iyi bir meslek kazandırılması, iyi bir insanla evlendirilmesi… Ne kadar önemliyse; iyi arkadaşlar içinde yetişmesi de bir o kadar önemlidir. Lütfen arkadaş se

Erkek Arkadaşını Testereyle 8 Parçaya Böldü!

Resim
Erkek Arkadaşını Testereyle 8 Parçaya Böldü! 26.05.2017 Cani kadın, iş arkadaşı ile birlikte öldürdüğü sevgilisini elektrikli testere ile 8 parçaya böldü. Kayseri'de 5 gündür kayıp olan adamın sevgilisi ve sevgilisinin mesai arkadaşı tarafından öldürüldüğü, cesedinin elektrikli testere ile 8 parçaya bölündüğü ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre, Develi ilçesinde meydana gelen olayda, B.Ö.'nün 5 gündür kayıp olduğu ve ailesi tarafından polis ekiplerine kayıp başvurusunda bulunulduğu öğrenildi. Tüm aramalara rağmen bulunamayan B. Ö.'nün bulunması için İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliğinin faili meçhulleri çözmekte uzman olan ekip ile Develi İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin ortak çalışma yaptığı bildirildi. Kan İzi Cinayet Büro Amirliği uzman ekipleri ve Develi İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri ilk olarak B. Ö.'nün ailesi ile görüştü ve G.B. ile sevgili olduklarını belirledi. G. B.'nin evinde özel cihazlar

Eshab-Keyf (Mağara Arkadaşları)

Eshab-Keyf (Mağara Arkadaşları) Hazreti Isa aleyhisselâmdan sonra încil ehlinin işi karmakarışık, alt üst olmuş, aralarında günahkârlar büyümüş, hükümdarlar azgınlaşmış ve putlara tapar; putlar için kurbanlar keser hale gelmişlerdi. Bu yolda en ileri gidenlerden birisi de Rum hükümdarlarından Dekyanus idi. Bu hükümdar Rum diyarını dolaşıp putperestliği kabul etmeyen Isa ümmetini katlediyordu.  Dekyanus bu gezisi sırasında nihayet Eshâb-ı Kehf’in şehri olan Dekinos’a da indi. İner inmez de îman ehlini takip ve toplanmasını emretti, iman ehli bunu duyduklarından dolayı şuraya buraya kaçıp gizlenmişlerdi. Şehrin kâfirlerinden tâyin ettiği zabıtası, îman sahiplerini takip ediyor, gizlendikleri yerlerden çıkarıp Dekyanus’a getiriyorlardı. O da putlara kurban kesilen mezbaalara sevkedip kendilerini putlara tapmak ile öldürülmek arasında muhayyer bırakıyordu. Alçak dünya hayatına rağbet gösterip de bu katliâmdan korkanlar onun dediğini yapıyorlar, ebedî hayatı tercih edenleri ise öl

Beş Kişiyle Arkadaş Olma

Beş Kişiyle Arkadaş Olma Muhammed Bâkır rahimehullâh şöyle buyurdu: Babam İmam Zeynelâbidîn Hazretleri bana: “Beş sınıf insanla konuşma, arkadaş olma” diye nasihatte bulundu. “Babacığım, canım sana fedâ olsun! Beş sınıf insan kimdir? diye sordum. Buyurdular ki: “Fâsık (Allâhü Teâlâ’nın emirlerine  uymayan) kimse ile arkadaş olma. Çünkü o seni bir lokma yemeğe, belki de bundan daha az bir menfaate satar.” “Daha azı nedir?” diye sordum. “Daha azı, elde etmek için hırslı olup da elde edemediği şeydir.” “Babacığım ikincisi kimdir?” “Cimri ile arkadaş olma! Çünkü o, çok muhtaç olduğun bir zamanda, malını korumak için seninle alâkasını keser. “Üçüncüsü kimdir?” “Yalancı ile arkadaş olma! Çünkü o serap gibidir; yakın olanı sana uzak gösterir.” “Dördüncüsü kimdir?” “Ahmak ile arkadaş olma! Çünkü o, sana faydalı olmak isterken zarar verir.” “Babacığım beşincisi kimdir?” “Sıla-ı rahmi terk eden, yakın akrabalarıyla münasebeti kesen kimse ile

Üç Şeyde Yanılan İflah Olmaz

Üç Şeyde Yanılan İflah Olmaz Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: * Eş, iş, arkadaş. Bu üçünde yanılan iflah olmaz. Ben onu düzeltirim der ama düzeltemez. Kendisi onun gibi bozulur. Bir sepet sağlam incirin içine bir tane çürük incir koysanız hepsini bozar, bir sepet sağlam incir o bir çürüğü sağlam yapamaz. * Dünyada aziz olmak isteyen diline sahip olsun. * Sabır susmaktır. Konuşan, susandan daha fazla vera sahibi olamaz. * Kötü insanlarla arkadaşlık yapan, iyi kimselere suizan eder. * İnsanların bilgilisi, insanların bilgisinden yararlanıp kendi bilgisini artırandır. * Dört yerde dört şeyi korumak, iki şeyi unutmamak, iki şeyi de unutmak gerekir. Korunacak şeyler: Namazda gönül, halk içinde dil, yemekte boğaz, el evinde göz. Unutulmayacak şeyler: Allah'ın büyüklüğü ve ölümdür. Unutulması gerekenler de, birine ettiğin iyilik ve sana yapılan kötülüktür. * Şâh-ı Nakşibend hazretlerine, “Namazda hudû ve huşû nasıl elde edilir?” diye sorulunca buy

Azrail Aleyhisselâm ’la Arkadaş!

Azrail Aleyhisselâm ’la Arkadaş! Adamın biri bir vesile ile Azrail Aleyhisselâm ile tenismiş ve arkadaş olmuş ve arkadaşına: -"Biliyorum senin elinden kurtuluş yok, ancak benim senden ir istirhamım olacak: Geleceğin zaman bana haber verirsen hiç değilse hazırlık yapar ve bazı işlerimi tamamlamaya çalışır, çoluk çocuğumla helâlleşirim!" der. Fakat aradan bir süre geçtikten sonra Azrail Aleyhisselâm bu arkadaşının canını almaya gelir. Arkadaşı: "Hani bana söz vermiştin, niçin habersiz geldin?", der. Azrail Aleyhisselâm da: "Ben sana birkaç kere haber verdim ama sen anlamadın. Önce saçın sakalın ağardı, dişlerin döküldü, sonra dizlerinin dermanı kesildi. Daha sonra ellerin titremeye başladı… Bütün bunlar ölümün birer habercisiydi!", der.  

Üç Soru

Üç Soru Rivayete göre bir gün bir kişi ünlü filozof Sokrates'in yanına gelip der: -"Senin arkadaş olduğun birinin hakkında bazı şeyler duydum. Bunları sana haber vermek istiyorum ki arkadaşın hakkında gerçekleri bilesin!". Sokrat onun ricasına tepki vermeden önce diyor: -"Acele etme, duyduklarını bana konuşmaya vaktin olacak. Ama istiyorum ki bundan önce sana üç soru sorup cevabını öğreneyim. Eğer uygun olursa, dostumun hakkında bildiklerini bana söylersin ". Adam anlaşıp Sokrates'in sorularını bekliyor. Sokrat birinci soruyu sorar: -"Bana söyleyeceğin konunun doğru olduğunu muhtemelen biliyor musun? Bunu kendi gözlerinle mi gördün, yoksa birilerinden mi duydun?” Adam cevap verir: -“Doğruyu söyleyecek olursam, tam doğru olmasına emin değilim. Bir kişi bunları bana konuşup anlattı". Sokrat diyor: -"İyi. Demek ki, söyleyeceğin şeyin tam doğru olduğuna emin değilsin, büyük ihtimalle yalan ve iftira da olabilir.” -“O zaman

Avlanmamış Ayının Postu

Resim
Avlanmamış Ayının Postu Parasız kalan iki arkadaş, bu durumdan kurtulmanın yolunu aramaya koyulmuş. Uzun tartışmaların sonunda, bir ayı vurup postunu satmaya karar vermişler. Paraya o kadar çok ihtiyaçları varmış ki, sanki ayıyı vurmuşlar da, postu ellerinde imiş gibi komşuları olan kürkçünün kapısını çalmışlar. ''Bizde bir ayı postu var ki görmelisin!'' demişler. ''İki kürk rahat çıkar. Başkaları şunca lira verdi ama biz vermedik. İstiyoruz ki komşumuza satalım.''  Sıkı bir pazarlıktan sonra, kürkçü ile anlaşıp postun parasını almışlar. Sonra da ormana avlanmaya çıkmışlar. Çok geçmeden karşılarına iri mi iri bir ayı çıkmış. Bakmışlar ki ayı postu yerine kendi postları gidecek. Biri hemen ağaca tırmanmış, diğeri ise kendini yere atıp ölü taklidi yapmaya başlamış.  Ayı az sonra gelmiş. Yerde yatan adamı evirip çevirmiş. Ağzını, burnunu, kulağını koklamış. Canlı mı ölü mü diye epey incelemiş, sonunda ölü olduğuna karar vermiş olmalı ki, çekip

İyi Arkadaş

İyi Arkadaş Ahmet Câmî Hazretleri; İyi bir arkadaşın nasıl olacağını anlatırken buyurdu ki: Tanıştığınız, görüştüğünüz, berâber olduğunuz kimsenin iyi arkadaş mı, kötü arkadaş mı olduğunu anlamakta dikkat edilecek husus ve ölçü şöyledir: Gördüğünüz, görüştüğünüz, berâber olduğunuz, birlikte oturup, kalktığınız kimse, sizin Allah’ü teâlâyı hatırlamanızı ve unutmamanızı, O'nu dil ve gönül ile anmanızı sağlıyor, bunu tâzeliyor ve kalbinizi uyanık tutuyorsa, işte o iyi arkadaştır. Ama beraber olduğunuz kimse, Allah korusun Cenab-ı Hakkı ve O'nun zikrini size unutturuyorsa, gerçekten bil ki, o kimse kötü arkadaştır. Ondan sakınmak elbette çok lâzımdır. (Ondan, yırtıcı aslandan kaçar gibi hattâ daha çok kaçmalıdır.) Çünkü aslanın yapacağı, olsa olsa canını almaktır. Aslan insanın canını alabilir, onu öldürebilir. Fakat îmânına zarar veremez. Kötü arkadaş ise, insanın hem îmânının ve hem de canının gitmesine, onun ebedî felaketine sebeb olur. İyi bir arkadaş, iki cihân içi

Arkadaş Böyle Olmalı

Resim
Arkadaş Böyle Olmalı Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu ve: - Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim? Delirdin mi? Der gibi baktı teğmen... - Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile... Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın... Asker ısrar etti ve teğmen "Peki " dedi... "Git o zaman..." İnanılması güç bir mucize... Asker o korkunç ateş  yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar  içindeki askeri muayene etti... Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü: - Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bu zaten ölmüş... - Değdi teğmenim. Dedi asker... - Nasıl değdi? Dedi teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun? - Gene de değdi k

Dostluğun Öyküsü

Resim
Dostluğun Öyküsü Ahmet ve Nihat adında iki arkadaş varmış. Aynı okulda okuyorlarmış. Ahmet İstanbul'da yaşayan, evi, arabası yeterince parası olan biriymiş. Nihat memleketten İstanbul'a gelmiş zor şartlar altında yaşayarak okuyormuş. Bunlar zamanla daha da iyi arkadaş olmuşlar. Ahmet Nihat'ın durumuna üzülüyor, yardım yolları arıyormuş. Nihat'ı evine almış. Yedirmiş içirmiş. Cebine para koymuş. Üstünü giydirmiş. Kendine aldığı yeni kıyafetleri bile ona vermiş. Artık beraber gül gibi yaşayıp gidiyorlarmış. Bir gün Ahmet camdan dışarı bakıyormuş. Karşıdan gelen, uzun süredir hayran olduğu ve yakında açılmak istediği kızı görmüş. Ve sonra arkadan Nihat'ın onu takip ettiğini. Nihat eve gelmiş ve Ahmet'e o kızdan çok hoşlandığını aralarını yapıp yapamayacağını sormuş. Ahmet kendisinin de ondan hoşlandığını söyleyememiş. Arkadaşının üzülmesini istememiş çünkü. Aralarını yapmış. Derken zamanla okul bitmiş. Nihat bir süre sonra Kayseri'ye Vali olmuş. Evi arab

Gölgesi ağaca dedi ki

Gölgesi Ağaca Dedi ki: “- Biz ikimiz arkadaşız. Beraber dünyâya geldik. Beraber büyüdük. Dâima güneşle aramızda perde olup, onun yüzünü görmeme mâni olmak sana yakışır mı? Ne zaman ki güneş benim tarafıma meyletse, sen aramıza giriyorsun. Niçin böyle yapıyorsun?” Bunun üzerine ağaç şöyle dedi: “- Hayır, hayır! Ben sana mâni değilim. Benim güneşi görmem, gece-gündüz kıyamda olup Allahü Teâlâ’yı zikretmem sebebiyledir. Sen ise, dâima yan gelip yatarsın. Bu hâlinle güneşi nasıl görürsün?”