Kayıtlar

Tefekkür etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Tefekkür

Tefekkür   Faziletler dörttür: 1- Adalet: Nefsani kuvvetlerin orta yolda durmasıyla var olur. 2- İffet: Bu, şehvete hakim olmakla mümkündür. 3- Kuvvet: Bu, öfke ile kaimdir. 4- Hikmet: Bu da tefekkür ile ayakta durur.   Tefekkürün faziletine ermek isteyen şu beş şeyi yapsın: 1- Allah’ü Teâlâ’nın varlığına delalet eden ayetleri ve O’nun birliğini belirten alametleri düşünsün. 2- Allah’ü Teâlâ’nın ihsan edeceği sevabı arzulasın. 3- Allah’ü Teâlâ’nın vereceği cezayı aklından çıkarmasın. 4- Allah’ü Teâlâ’nın insana yaptığı ihsanı ve cefayı düşünsün. 5- Allah’ü Teâlâ’nın nimetlerini, yüce makamları tefekkür etsin.   Ayetleri ve alametleri düşünmek şöyle olur:   Kişi, Allah’ü Teâlâ’nın kudretini düşünmeli. Bunları, yerin ve semaların yaratılışında, güneşin doğuşunda ve batışında, gecenin ve gündüzün değişmesinde, bilhassa kendi nefsinde görmelidir. Cenâb-ı Hak buyuruyor ki:   “Kesin olarak inananlar için yeryüzünde nice ibretler vardır. Kendi nefislerind

Ey Gönül Tefekkür Eyle

  Ey Gönül Tefekkür Eyle   Ey gönül tefekkür eyle Esrârı Hakk'ı fehmeyle Ol beyt-i kalbe ver cilâ Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Zikrullah nefsin öldürür Hem seni sana bildirir İrfanla seni doldurur Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Esrâr-ı Tevhîd'i bilmek Eyledi da'vet Muhammed Çünkü eyledin icâbet Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Gir sen irfân-ı cennete Gark ol safa-yı izzete Ermek dilersen devlete Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Sivâdan kalbin eyle pâk Tecellî etsin hubb-i Hak Sücûd-ı kalb odur mutlak Her nefeste zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Tevhîd et Hakk'ı Hak ile Ef'âl sıfatu zat ile Gir ol vücûd-ı vâhide Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Mahvet vücûdun kıl fena Fenâ-yı tamda bul beka Yetmez mi sana bu safâ? Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Uyandır kalbin

Muhteşem Bir Şükür Ve Tefekkür Örneği

Muhteşem Bir Şükür Ve Tefekkür Örneği           İsa Aleyhisselâm bir ağacın altında kendinden geçmiş bir halde dua eden birini görür. Dikkatlice baktığında adamın ayakları tutmayan bir kötürüm olduğunu anlar. Sonra iki gözünün de görmediğini fark eder. Vücuduna dikkatlice baktığında ise cildinde Baras hastalığı olduğunu görür.           Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış mutluluktan uçacakmış gibi dua etmektedir:           "- Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!" Hazret-i İsa Aleyhisselâm kötürüm adama yaklaşır:           "- Ayağın yürümüyor, gözün görmüyor; bedenin de sağlıklı görünmüyor? Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini düşünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla şükretmektesin. Hangi nimettir nice zenginlere verilmediği halde sana verilen?           Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelen kötürüm adam şöyle der:          

Susmanız Tefekkür, Konuşmanız Zikir, Bakışınız da İbret Olsun!

Susmanız Tefekkür, Konuşmanız Zikir, Bakışınız da İbret Olsun! Sevgili peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem yakın dostu Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh ile oturuyorlar. Medine’nin sıcak bir günü... Biraz sonra içeriye bir adam girer. Etrafına baktıktan sonra Hz. Ebubekir’in Radiyallahü Anh yanına oturur. Ve hemen çirkin sözlerle Hz. Ebubekir’e saldırmaya başlar. Hakaret eder, küçümsemeye çalışır, tacizde bulunur. Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh sabırla dinler. Olaya şahit olan Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem bu saygısız insanın haddi aşan çirkin sözlerinden rahatsız olsa da bir an için susar. Adam nerede olduğunun, kimin huzurunda bulunduğunun farkında değilmiş gibi devam eder. Bu anlamaz adamın çirkin sözlerinden hayli rahatsız olmaya başlayan Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh dayanamaz ve cevap vermeye başlar. Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh sınırı aşmadan, bu terbiye sınırını aşanın terbiyesini vermeye çabalamaktadır aslında. Hz. Peygamberin Sallallahü Aleyhi Vesell

Tefekkür Etmek Üzerimize Borçtur

Tefekkür Etmek Üzerimize Borçtur "Dâimâ düşünecek bir insan... Kudret-i ilâhiyeyi düşün, arzı düşün, gökleri düşün, yıldızları düşün! Ne nimettir onlar... Gece aydınlığı başka, gündüz aydınlığı başka... Sıcaklık başka, soğukluk başka... Her birisinde çeşit çeşit nimetler var... Bu nimetleri tefekkür vâcibdir, üzerimize borçtur. Onun için Cenâb-ı Resul "Allah-u Teâlâ'nın nimetlerini dâimâ düşünün!" diye bize tavsiye etmektedirler.” "Sükût, her ne kadar mu'teber bir nesne ise de bunun tefekkürle birlikte olması matlubdur. Tefekkürsüz sükûtlar, mühim bir mânâ ifade edemezler. Sükûtu işleyenlerin azlığı da bunu müeyyeddir.” (Alıntı)

Tefekkür Allah’a Ulaştırır

Tefekkür Allah’a Ulaştırır Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Onlar, Allâh’ın gökleri, yeri ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi, ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre için yarattığını, hiç kendi kendilerine tefekkür etmediler mi?..” (Rûm, 8) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Allâh’ın yarattıkları üzerinde tefekkür edin…” (Deylemî, II, 56; Heysemî, I, 81) Lokman (as) yalnız başına tenhâ bir yerde oturup tefekkür etmeyi çok sever ve bunu sık sık tekrarlardı. Kendisine: “–Niçin yalnız oturuyorsun? İnsanlarla oturup sohbette bulunsan daha iyi olmaz mı?” diye sorulduğunda şu cevâbı verdi: “–Uzun müddet yalnız kalmak, tefekküre daha müsâittir. Uzun süre tefekkürde bulunmak da, insanı Hakk’ın yoluna sevk eder.” Kâinat baştanbaşa Allâh’ın en büyük kitabıdır. Bu büyük kitabın hangi harfini okusan, mânâsının hep Allah olduğunu görürsün. Kâinâtın hangi zerresi üzerinde tefekkür etsen, seni Allâh’a ulaştırır. tefekkür: Düşünme, zihin yorma. (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Mede