Kayıtlar

Ağustos 14, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Elhamdülillah Demek Şükürlerin Başıdır

Elhamdülillah Demek Şükürlerin Başıdır “Elhamdülillah demek şükürlerin başıdır. Hamd ve senâ etmeyen kimse Hakk’a şükür etmemiş olur. (Hadis-i Şerif) Cennete ilk girecek zümre “Hammadûn” zümresidir; yani Cenab-ı Hakk’a çok hamdedip, çok şükredenler. Cenâb-ı Hakk Celle Celâlüh: “İnsanoğlu başıboş bırakıldığını mı zan­nediyor.” (Kıyâme Sûresi, Âyet: 36) buyuruyor. Bu dünyaya koyun gibi yiyip içip uyumağa gel­medik. Kulluk mükellefiyetimiz var. Yoksa kı­rık çömleğe döneriz. Ne tekrar toprak ne de yeniden çömlek oluruz. Yine Kur’ân-ı Kerîm’de: “Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız? (Mü’minûn Sûresi, Âyet: 115) buyuruluyor. İşe yaramayan yaşlı sığırları “ho” der­ler salıverirler. Bizim de bu durumda olmamaklığımız lâzımdır. Boynumuzda kulluk bo­yunduruğu var. Esmâ’ül-Hüsnâ’dan El-Vâcid: (İstediğini, istediği vakit bulan.) El-Macid: (Kadr-ü şanı büyük, kerem ve semahati bol.) Kaynak: Mevlâna Takvimi

İbadet Ve Taat

İbadet Ve Taat Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Onlar, dîni Allah için hâlis kılarak bâtıl dinleri bırakıp tevhid dînine teveccühle yalnız Allah’a ibadet etmek, namazı dosdoğru kıl­mak, zekâtı vermekle emrolunmuşlardır. İşte doğru din budur.” (Beyyine: 5) Resulûllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Saadet-i Uhreviye (Ahiret saadeti) için ibadet ve taat de bulunanlara Cenab-ı Hakk Celle Celâlüh saadeti dünyeviyesini de (Dünyevî saa­detini de) ihsan buyurur.” Ahiret için çalışan mü’min kuluna Cenab-ı Hakk Celle Celâlüh dünya saadetini de ihsan buyuru­yor. Cenab-ı Hak ne büyük lûtuf sahibi, İsla­miyet ne yüce ulvî bir din… Âhiret için çalış­mak ise, mü’min üzerine terettüp eden ne mü­him ve mühim olduğu kadar da ulvî bir va­zife… Bir mü’minin bunları bilip âhirete olan hazırlığı, Allah Celle Celâlüh’a olan yakınlığı o nisbette fazla olmalıdır. “Cenab-ı Hakk’ın Celle Celâlüh rızasını kazanmak için beslenen güzel niyet sahibini Cennete dahil eder.” (Hadis-i Şerif) Esmâ’ül-Hüsnâ’dan El

Besmele’yi Şerif’i Bir Kere Yazarsa…

Besmele’yi Şerif’i Bir Kere Yazarsa… Ruh’ul Beyân tefsirinde nakil olunur ki: Firavun, henüz ulûhiyyet dâ’vasında bulunmazdan önce, sarayının kapısına “Bismi kellahümme” yazdırmıştı. Musâ Aleyhisselâm’a îmân etmediği için Musâ Aleyhisselâm Cenab-ı Hakk Celle Celâlüh’a: “Yarabbi ben onu dâ’vet ediyorum ama onda bir hayır görmüyorum!” diye ilticâ ettiğinde Cenâb-ı Hakk Celle Celâlüh: “— Her halde sen onun helâk edilmesini istiyorsun. Ve sen sadece onun küfrünü görüyorsun, ben ise onun kapısına yazdığı yazıyı da görüyorum, buyurdu.” Kim Besmele-yi Şerîfe’yi suveydâ-i kalbine bir ömür boyu dilinden düşürmemek üzere nakşederse rahmete lâyık olur. Cenâb-ı Hakk Celle Celâlüh Firavun’e Firavun olduğu halde sarayının kapısına bir besmele yazdığı için bu kadar mühlet veriyor. Onu kalbine yazan bir mü’minin ne kadar âtıfet-i İlâhiye’ye mazhar olacağı bedîhîdir. “Meşrû olan bir şeye Besmele ile başlanılmazsa (o işin) hayır ve bereketi kesilmiş olur.” (Hadis-i Şerif) Esmâ’ül-