Kayıtlar

ülke etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine

  Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine   Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Güneşi bahardan koparıp Aşkın bu en onulmazından koparıp Bir tuz bulutu gibi Savuran yüreğime Ah uzatma dünya sürgünümü benim Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil Ayaklarımdan belli Lambalar eğri Aynalar akrep meleği Zaman çarpılmış atın son hayali Ev miras değil mirasın hayaleti Ey gönlümün doğurduğu Büyüttüğü emzirdiği Kuş tüyünden Ve kuş sütünden Geceler ve gündüzlerde İnsanlığa anıt gibi yükselttiği Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim   Bütün şiirlerde söylediğim sensin Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkis'in Boşunaydı saklamaya çalışmam

Corona Virüsünden Nasıl Korunulur?

Corona Virüsünden Nasıl Korunulur? ·      Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan daha sonrasında 33 ülkeye yayılan koronavirüs etkisi tüm dünyayı sararken Türkiye'deki vatandaşları da tedirgin etmeye başladı. Prof. Dr. Canan Karatay 'Koronavirüsten korunmak için kelle paça için' açıklaması vatandaşların sakatatçılara akın etmesine neden olmuştu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca konu ile ilgili açıklama yaptı. ·      Çin'de binlerce kişinin ölümüne sebep olan koronavirüs'ten korunmak için Prof. Dr. Canan Karatay'ın açıklamalarından sonra sakatat satışlarında talep patladı. ·      Sakatatçılarda aşırı yoğunluk olurken, vatandaşlar en çok ayak ve kelle sakatatına akın etti. ·      Canan Karatay, "Kelle paça güç veriyor. Bağışıklık sistemi güçlü olanlar ölmüyorlar, hastalanmıyorlar. Daha önce gördüğümüz diğer salgınlar var. Diğer salgınlardan daha az ölüme neden oldu" dedi. ·      Canan Karatay'ın açıklamalarından sonra sakatatçılarda yoğunlu

Dünyada Ve Ülkemizde Orman Varlığı

Resim
Dünyada Ve Ülkemizde Orman Varlığı Dünya kara alanlarının %30’nu kaplayan ormanlar 3.8 milyar hektardır. Tropikal ve yarı tropikal ormanlar bu alanın % 56’sını teşkil etmektedir. Dünya ormanlarının % 95’i doğal orman, % 5’ ise ağaçlandırma ile tesis edilen suni ormanlardır. Ülkemizin ormanlık alanı ise 20.7 milyon hektar olup yurdumuzun genel alanının % 26.8’sini oluşturmaktadır. Ormanlarımızda yetişen asli ağaç türlerimiz; kestane, kayın, meşe, kızılağaç, kavak, huş, ıhlamur, dişbudak, akçağaç, karağaç, çınar, söğüt, ceviz ve sığla gibi yapraklı ağaçlar ile çam, göknar, ladin, sedir, ardıç, servi ve porsuk gibi iğne yapraklı ağaçlardır... Ormanların Ülkemiz Ekonomisindeki Yeri Ormancılık sektörünün ülke ekonomisine olan katkılarını para ile ölçülebilen ve para ile ölçülemeyen katkılar olarak ikiye ayrılmak gerekir. Odun kökenli orman ürünleri üretimi, orman tali ürünleri üretimi, işlendirmeye katkısı, bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltıcı etkisi, ödemeler

Ülkeme Döviz Kazandırmaya Geldim; Döviz Harcamaya Değil!

Resim
Ülkeme Döviz Kazandırmaya Geldim; Döviz Harcamaya Değil! Bir arkadaşımın mühendis oğlu anlattı. Boğaz köprüsünde çalışan bir Japon mühendisin çorapları eskimiştir. Ama bir türlü yenisini almaz. Eski çorapları yıkar yıkar giyer. Mühendis Türk arkadaşları merak edip sorarlar: “- Neden yeni çorap almıyorsun?” diye… O da der ki: “- Ben buraya ülkeme döviz kazandırmaya geldim; döviz harcamaya değil! Üç hafta sonra ülkeme döneceğim! Yenisini alır giyerim! Bunu Neden Anlattım? 01.02.2007 tarihinde Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz Edirne Selimiye camii’ni ziyaret eder. Çorapları yırtıktır. Bizim gazeteciler ertesi gün hemen fotoğrafı basarlar. Alay ederler… “Ti” ye alırlar.             Alınacak Dersler: ·          Belki adamın o an için bozuk parası yoktu, ·          Belki yeni çorap almak için zamanı yoktu, ·          Belki çoraplar aniden yırtıldı, değiştirme fırsatı olmadı, ·          Belki çok tutumlu birisiydi, ·          Belki de

Ülkemizin Kalkınabilmesi Döviz Krizinin Aşılabilmesi İçin...

Resim
Ülkemizin Kalkınabilmesi Döviz Krizinin Aşılabilmesi İçin... 1-  Bir ülkenin kalkınması, atılım yapması eğitilmiş kaliteli insan gücüyle mümkün olabilmektedir. Türkiye’nin tüm çocukları ve gençlerini kapsayan bir araştırma yapılarak IQ’su yüksek çocuk ve gençler araştırıp tespit edilerek “Bir yetenek havuzu” oluşturulmalı, bu çocuk ve gençler özel ve kaliteli bir eğitimle yeteneklerinin son sınırına kadar Enderun tipi okullarda eğitilmelidir. İleride devletin ve özelin başına bu yüksek yetenekler getirilmeli… Osmanlı Enderun mekteplerinde buna benzer bir eğitim sistemi vardı. 2-  Eğitim sistemi 4+4+4 değil 1+4+4+3 olmalıdır. Ben 46 senelik eğitimci öğretmenim. Anaokulları 1 yıl olmalı ve mecbur olmalı; gerekçesi: ehliyetsiz ve karanlık fikirli, “İşid” tipi kişiler yasa dışı anaokulları açıyor. Bunlar körpe beyinlere zararlı bir din anlayışı ve devleti yıkıcı fikirler aşılayabiliyor. 4 yaş mecburi olursa herkes devlet okuluna gönderir bunun da önüne geçilebilir. Liselerin 3

Kral Ve Dört Eşi

Kral Ve Dört Eşi Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten bir kralın dört eşi varmış. Kral en çok dördüncü eşini sever, bir dediğini iki etmez, her şeyin en güzelini, en iyisini ona verirmiş. Kral üçüncü eşini de çok severmiş. Bu güzelliğin bir gün kendisini terk edebileceğinden korktuğu için, onu çok kıskanır, üzerine titrermiş. Kral ikinci eşini de severmiş. Kendisine karşı her zaman iyi ve sabırlı davranan eşi, ne zaman bir derdi olsa daima onun yanında bulunur, sorunun çözümünde ona destek verirmiş. Kraliçe olan birinci eşiymiş kralın. Onu en çok seven, karşılık beklemeden seven, sağlığına ve hükümdarlığına en büyük katkıyı sağlayan bu eşi olmasına rağmen, kral bu eşini hiç sevmez ve onunla hiç ilgilenmezmiş. Bir gün kral ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Yakında öleceğini anladığı ve öldükten sonra yalnız kalmaktan çok korktuğu için, eşlerinden hangisinin ölüm yalnızlığını kendisi ile paylaşmak isteyebileceğini öğrenmek istemiş. En çok sevdiği dördüncü eşin

Yolumuzdaki Engeller…

Yolumuzdaki Engeller… Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacak? Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde. "Bu altınlar kayayı yoldan kaldıran kişiye aittir" diyordu kral. Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı. Alınacak Dersler: Her engel, yaşa

Türkiye’nin Yönetimi Türklere Bırakılamaz!

Türkiye’nin Yönetimi Türklere Bırakılamaz! Dünyaya yön veren batılı emperyalist güçler tarafından ortaya atılan bir söz vardır. “ Türkiye o kadar önemli bir ülke ki yönetimi Türklere bırakılamaz! ” O zaman biz de diyoruz ki; . “ Türkiye o kadar önemli bir ülke ki yönetimi Siyonist – Haçlı zihniyetine bırakılamaz! ” Türkiye’de seçimler (Milletvekili, cumhurbaşkanlığı, yerel seçimler) yaklaşınca İsrail’de, Amerika’da Avrupa’da uykular kaçıyor. Abd’den bazı yandaş partilere seçimi kazandıracak profesyonel ekipler gönderiliyor. Acaba neden dersiniz??? Sizlere kısaca Türkiye’mizin Jeo-Stratejik öneminden bahsedeceğiz. Bu konu bu sütunlara değil; kütüphanelere sığmayacak kadar büyük ve önemlidir. Türkiye Asya ile Avrupa arasında, boğazlar ve ara denizlerle okyanuslara bağlanan köprü bir devlettir. İslam ve Türk dünyasına, dünyanın ikinci büyük gücü Rusya ile komşudur. Hatta en büyük güç ABD’de sinsice Irak’ı alarak Türkiye’ye komşu olmuştur. Anadolu yarımadası tarihi Kral ve ipe

EĞİTİM ÜZERİNE SÖYLEŞİ

Eğitim Üzerine Söyleşi             İnsanların mutluluğu, bir ülkenin geleceği iyi yetişmiş insan gücüne bağlıdır. İyi yetişmiş insan da yapılacak eğitimin kalitesine bağlıdır.             Eğitimin çok çeşitli tanımları yapılmıştır. Öz olarak söylemek gerekirse; fertlere ve gruplara yararlı davranış kazandırma çalışmaları diyebiliriz. İnsan kişiliğinin sürekli iyi yönde gelişmesini sağlayan bir kavramdır. Tabiî ki insan kişiliğini kötü yönde geliştiren eğitimler de vardır. Kötü yönde yapılan eğitimler kasıtlı, genellikle ekonomik bağımsızlığı ve kişiliğini kazanamamış kişilere ve toplumlara sömürü amaçlı yapılır. Buna “Sömürge eğitimi” , “Kötü yönde eğitim” gibi isimler verilir. Hatta bilgisiz insanları kullanmak için “Beyin yıkama” bile yapılır.             Eğitim beşikten mezara devam eden bir süreçtir. Eğitimin gayesi konusunda da farklı görüşler vardır. En iyi terbiye eden ve eğitim veren şüphesiz Allah’ü Tealâ ve onun görevli kıldığı peygamberlerdir. Çünkü bütün peyga