Kayıtlar

Terk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kibiri terk et!

  Dünya işlerinde başarılı olmak için ne yapmalıyım? “- Kibri terk et.” Ahiret işlerinde başarılı olmak için ne yapmalıyım? “- Kibri terk et!” Efendim her ikisi içinde aynı şeyi söylediniz! “- Kibir her hayra engeldir!”, diye buyurur. İmam-ı Gazali Rahmetullahi Aleyh

Sen Terk Edilmişlik Nedir Bilir misin?

Sen Terk Edilmişlik Nedir Bilir misin?   Babası öldükten sonra: “- Biz karı koca çalışıyoruz seninle ilgilenemeyiz…” bahanesiyle seksen yaşındaki hasta annesini huzurevine yatıran oğlu çok seyrek de olsa onu ziyarete gidiyordu. Yaşlı kadın oğlunu dünyaya getirdiğinde kırk yaşındaydı. Bundan önceki çocukları yaşamamış bu oğlunu da kurbanlar keserek büyütmüştü. Tek evlâtlarıydı, bir şey olacak diye içleri titremişti. Oğlu o gün huzurevinden bir telefon aldı. Telefondaki ses: “- Annen çok hasta her an ölebilir seni görmek istiyor!” diyordu. Oğlu arabasına binip oraya gittiğinde annesi zor nefes alıyordu. Oğlu annesinin ölmek üzere olduğunu anlamıştı. Annesinin ellerini tutup: “- Anne senin için ne yapabilirim? Senin için ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu. Annesi feri sönmüş gözleriyle uzun uzun oğlunun gözlerinin içine bakıp; zor duyulur bir sesle: Artık çok geç! Ama isteseydin çok şey yapabilirdin... Ama yapmadın!” dedi ve devam etti. “- Çoğu akşam yemek yeti

Sıla-i Rahimi Terk Etmenin Dünya Ve Ahiretteki Cezası Nedir?

  Sıla-i Rahimi Terk Etmenin Dünya Ve Ahiretteki Cezası Nedir?   Sıla-i rahim: Hısım akrabayı ziyaret emek ve onlarla görüşmek ve mektuplaşmak; alakayı devam ettirmek akrabanın kusurlarını affetmekdir.   “Sözgelimi iş ve ikamet yerimiz akrabalardan uzaklarda ise zaman zaman ziyaretlerine gitmek, mektup yazıp telefon etmek; yakında ise arada sırada görüşmek, yardımımıza muhtaçsa yardım etmek, hastaysa ziyaret etmek, bir meselesi varsa ilgilenmek; sürurunda tebrik, üzüntüsünde teselli ve taziyede bulunmak, hal hatır sormak, selam vermek vs. hepsi sıla-i rahme dâhildir. Sıla-i rahim öncelikle akrabalara karşı talep edilmiş ise de, komşulara, arkadaşlara, meslektaşlara, iş arkadaşlarına, din kardeşlerine ve her çeşit tanıdıklara karşı da vazife ve borç kılınmıştır. Sözgelimi, karşılaştığımız bir mümine, tanımasak bile verilen bir selâm, yaşlı bir kimseye yer gösterme, otobüste yer verme, düşen bir çocuğu kaldırma, soran kimseye adres tarif etme, ictimâî münasebetlerde güler yü

Üç Şeyi Ölünceye Kadar Terk Etmedim!

  Üç Şeyi Ölünceye Kadar Terk Etmedim!   Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh anlatır: — Resûlüllah Sallallâhü Aleyhi Vesellem bana üç şey öğretti ki onları ölünceye kadar asla terk etmem. Bunlardan: 1— Vitir namazını eda etmeden yatmamaktır, 2— Her ayın üçer gününü oruçlu geçirmektir. 3—Kuşluk namazını bırakmamaktır.

Nefsini Terk Etmeden Rabbini Arzularsın

  Nefsini Terk Etmeden Rabbini Arzularsın   Nefsini terk etmeden rabbini arzularsın Hayvanı sen geçmeden, insanı arzularsın   (Men arefe nefsehu, fekad arefe rabbah) Kendini sen bilmeden, Sübhanı arzularsın   Sen bu evin kapısın henüz bulup açmadan   Maşuka kavuşacak, zamanı arzularsın   Dışarı üfürmekle yıkılır mı bu ocak Gönlün Hakka vermeden, ihsanı arzularsın   Dağlar gibi kuşatmış tembellik kardeş seni Günahını bilmeden gufranı arzularsın   Konuk için evin yok, hiç hazırlığında yok Issız dağın başında, mihmanı arzularsın   Bostanı bağı gezdim, meyvesin bulamadım Sen söğüt ağacından rummanı arzularsın   Gece sayıklar gibi anlaşılmaz söz ile Sendemi ey niyazi, irfanı arzularsın   Camı temizlemeden, aynayı arzularsın Zunnarını kesmeden, imanı arzularsın   Küçük çocuklar gibi binersin ağaç ata Tecrüben yok, topun yok, meydanı arzulasın   Karıncalar gibi sen ufak ufak yürürsün Meleklerden ileri seyranı arzularsın  

Sakın Terk-i Edepten

Sakın Terki Edepten! Nâbî: “Nâ” ve “bî” menfî (olumsuzluk) eklerini birleştirerek kendisine isim yapacak kadar mütevâzı’ olan meşhur, Dîvân Edebiyâtı şâiri Yusuf Nâbî, 1678 yılında ekseriyeti Osmanlı Devlet adamlarından müteşekkil Hacc kâfilesiyle birlikte yola çıkar. Ve başından şu tarihi şiirinin kıssası ortaya çıkar. Kâfile Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz’i ziyâret etmek için Medîne-i Münevvere’ye yönelir. Kâfilenin şehre yaklaştığı bir gecede son defa mola verilir. Kâfiledekiler kısa bir süre içinde yorgunluktan uykuya dalarlar. Gözüne günlerdir uyku girmeyen Peygamber âşığı Nâbî ise o gece de uyumamaktadır. Gözleri yaşlı, Mescid-i Nebevî’ye kavuşacağı ânı beklemektedir. Rasûlullah Efendimiz’e bu kadar yakın olmanın hazzı sebebiyle de yerinde duramayıp gezerken gözüne birisi takılır. Yüksek rütbeli devlet me’murlarından biri ayağını o yöne doğru uzatmış bir hâlde uyumaktadır. O anda bu zâtı uyaracak ve uyandıracak tarzda şu mübârek mısraları söylemeye başlar. “Sakın t

Boş İşleri Terk Etmek

Boş İşleri Terk Etmek Aziz ve sevgili evlâdım! Allah’u Teâlâ ömrünü ibadet ve itaat üzerinde uzun etsin ve seni sevdiklerinin ayırmasın. Gerçek nasihat; peygamberlik nurunun, kaynağı Hz. Peygamber’e Sallallahü Aleyhi Vesellem ait olan ve ondan alınıp yazılanlardır. Eğer onlardan nasiplendiysen benim nasihatlerime ne ihtiyacın var! Şayet onlardan bir şey elde edemediysen bana söyle, bu kadar sene neyi tahsil ettin? Ey oğul! “Kırk yaşını geçtiği hâlde, iyilikleri kötülüklerine galip gelmeyen kimse, cehenneme hazırlansın.” İlim ehline nasihat olarak bu yeter! Boş Şeylerden Vazgeçmek Resûlullah Efendimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem ümmetine yaptığı nasihatlerden birisi şudur: "Allahu Teâlâ'nın kulundan yüz çevirmesinin alâmeti; onun kendisini ilgilendirmeyen boş şeylerle meşgul olmasıdır." Eğer bir insanın ömrünün bir saati, yaratılma gayesi olan Hakk'ın rızasının dışında geçerse, o kimse bu saati için uzun süre hasret ve pişmanlık çekec

Lüzumsuz İşleri Terk Etmek

Lüzumsuz İşleri Terk Etmek Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh'den rivayet edildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: مِنْ حُسْنِ إِسْلَامِ المَرءٍ: تَرْكُهُ مَالَايَعْنِيهِ "Kendisini (doğrudan) ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, kişinin iyi müslüman oluşundandır." Tirmizî, Zühd 11. Ayrıca bk. İbni Mace, Fiten 12 Açıklamalar Dünyada lüzumsuz, boş ve faydasız hiçbir şey yoktur. Allah Teala her yarattığını bir hikmete dayalı ve bir hizmete uygun yaratmıştır. Ancak herşeyin herkes için her zaman gerekli olması da hiç şüphesiz düşünülemez. İşte hadiste işaret buyurulan malayanî, "kişinin dinine ve dünyasına faydası olmayan şey" anlamındadır. İnsanı doğrudan ilgilendirmeyen şeylere bu anlamda "lüzumsuz" veya "gereksiz" denilebilir. Halkımız "üstüne elzem olmayan işe karışma" derken, işte bu manayı dile getirmektedir. Neyin malayanî, neyin gerekli olduğunu ayırabilmek için, öncelikle sağlam değe

Sen Ne Terk Ettin Ne Buldun?

Sen Ne Terk Ettin Ne Buldun?           Terk ettiğin her bir şeyin sonunda başka bir şey elde edersin.           Dünyadan geçen ahireti, nefsinden geçen ruhaniyeti elde eder.           Maddeden geçen manayı, cennetten geçen Mevla’yı bulur.           Sen ne terk ettin ne buldun?

Hevâ ve Hevesi Terk Etmek

Hevâ ve Hevesi Terk Etmek Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem'den Hayat Ölçüleri ٢٠٨ . عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : “ حُجِبَتِ النَّارُ بِالشَّهَوَاتِ وَحُجِبَتِ الْجَنَّةُ بِالْمَكَارِهِ !”. 208. Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; cennet de nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır.” (Buhârî, Rikâk, 28; Müslim, Cennet, 1. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Sünnet, 22; Tirmizî, Cennet, 21; Nesâî, Eymân, 3) ٢٠٩ . عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : “ لَمَّا خَلَقَ اللّٰهُ الْجَنَّةَ قَالَ لِجِبْرِيلَ: اذْهَبْ فَانْظُرْ إِلَيْهَا فَذَهَبَ فَنَظَرَ إِلَيْهَا ثُمَّ جَاءَ فَقَالَ: أَيْ رَبِّ وَعِزَّتِكَ لَا يَسْمَعُ بِهَا أَحَدٌ إِلَّا دَخَلَهَا ثُمَّ حَفَّهَا بِالْمَكَارِهِ ثُمَّ قَالَ: يَا ج

Papa ve Moiz

Papa ve Moiz Yüzyıllar önce Papa bütün Yahudilerin Roma'yı terk etmeleri gerektiğine karar verir. Doğal olarak Yahudi toplumundan büyük bir tepki gelir. Bunun üzerine Papa, Yahudi toplumundan önde gelen birisiyle karşılıklı dini bir müzakere yapmalarını önerir. Yahudiler kazanırsa kalacaklar, Papa kazanırsa gidecekler. Yahudiler çaresiz kabul eder ve temsilci olarak Moiz'i seçerler. Ancak Moiz'in Papa ile aynı dili konuşamaması nedeniyle müzakerede konuşmak yerine sadece işaret dilinin kullanılmasını teklif ederler. Papa kabul eder. Müzakere günü geldiğinde, iki taraf karşılıklı yerlerini alırlar ve karşılıklı olarak bir süre bakıştıktan sonra Papa elini kaldırarak üç parmağını gösterir. Buna karşılık Moiz tek parmağını kaldırır. Papa parmaklarını sallayarak başının etrafında çevirir. Moiz ise parmağıyla yeri işaret ederek oturduğu yeri gösterir. Papa yanındaki çantadan bir parça ekmek ve şarap çıkartınca; Moiz de bir elma çıkartır. Bunun üzerine Papa ayağa kalkar

Terk Eden Kimsenin Pişman Olarak Dönmesi İçin Kuvvetli Bir DUA

Terk Eden Kimsenin Pişman Olarak Dönmesi İçin Kuvvetli Bir DUA Eşiniz, sevdiğiniz ya da evladınızın sizi terk etmesinden endişe ediyor iseniz ya da sizi terk etti ise, aşağıdaki Âyet-i Kerimi kişinin niyetine (Pişmanlıkla dönmesi) her gün (17) defa okumaya devam ederseniz, Allah’ın izni ile geri döner, sizin olmadığınız yerde huzur bulamayıp pişmanlıkla döner ve bir daha terk edemez. Okunacak Dua (İbrahim Sûresi 26. Âyet-i):                            وَمَثلُ كَلِمَةٍ خَبِيثَةٍ كَشَجَرَةٍ خَبِيثَةٍ اجْتُثَّتْ مِنْ فَوْقِ الْأَرْضِ مَا لَهَا مِنْ قَرَارٍ Okunuşu: “Ve meselü kelimetin habisetin ke şeceratin habisetin’nictüsset min fevkil arzı ma leha   min karar.” Anlamı: “Kötü bir sözün durumu da; yerden koparılmış, ayakta durma imkânı olmayan kötü bir ağacın durumu gibidir.” Kaynak: Duanın gücü sırların şifresi