Sen Terk Edilmişlik Nedir Bilir misin?
Sen Terk Edilmişlik Nedir Bilir
misin?
Babası
öldükten sonra:
“-
Biz karı koca çalışıyoruz seninle ilgilenemeyiz…” bahanesiyle seksen yaşındaki
hasta annesini huzurevine yatıran oğlu çok seyrek de olsa onu ziyarete
gidiyordu.
Yaşlı
kadın oğlunu dünyaya getirdiğinde kırk yaşındaydı. Bundan önceki çocukları
yaşamamış bu oğlunu da kurbanlar keserek büyütmüştü. Tek evlâtlarıydı, bir şey
olacak diye içleri titremişti.
Oğlu
o gün huzurevinden bir telefon aldı.
Telefondaki
ses:
“-
Annen çok hasta her an ölebilir seni görmek istiyor!” diyordu.
Oğlu
arabasına binip oraya gittiğinde annesi zor nefes alıyordu.
Oğlu
annesinin ölmek üzere olduğunu anlamıştı.
Annesinin
ellerini tutup:
“-
Anne senin için ne yapabilirim? Senin için ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu.
Annesi
feri sönmüş gözleriyle uzun uzun oğlunun gözlerinin içine bakıp; zor duyulur
bir sesle:
Artık
çok geç! Ama isteseydin çok şey yapabilirdin... Ama yapmadın!” dedi ve devam
etti.
“-
Çoğu akşam yemek yetişmediği için aç yattım. Klimayı açmadılar sıcaktan
fenalaştım. Buzdolabım yoktu, bir bardak soğuk su içemedim. Sıkıldığımda temiz
havaya çıkaranım olmadı. Altımı ıslattım, diye tokat attılar. Ayda bir kere
banyo yaptırdılar. Kirden vücudumda yaralar oluştu. Bana bu yapılanlar arkası
kuvvetli olanlara yapamadılar. Çünkü onların ilgilenenleri vardı ve ben ise
kimsesizdim…”
“-
Biliyor musun? En çok da sevgisizlik acı verdi. Kimse saçımı taramadı, yüzümü
okşamadı. Sen terk edilmişlik nedir bilir misin oğlum?”
“-
Terk edilmişlik, ölmeden mezara konmaktır bunu unutma olur mu?
İşte böyle artık
her şey için çok geç senin benim için yapacağın hiç bir şey kalmadı. Ben her
şeye alıştım da sadece senin özlemine alışamadım.”
Derken
feri sönmüş gözlerinden iki damla yaş yuvarlanıp yanaklarında dondu.
Oğlu
şok olmuştu.
“-
Bana bunları neden şimdi söylüyorsun, neden daha önce söylemedin?
Annesi:
“-
Nasıl söylerdim ki sen beni koskocaman evinde bir köşeye sığdıramamış, bana
burayı layık görmüştün. Seni rahatsız etmek istemedim oğlum. Benim için artık
çok geç de ben asıl senin için üzülüyorum çünkü sen yaşlandığında çocukların
seni buraya bırakırlarsa benim dayandıklarıma sen dayanamazsın. Unutma ki ne
verirsen onu alırsın oğlum…" dedi ve gözlerini kapattı.
Belli
ki bu konuşma onun son kalan gücünü de tüketmişti. Bir saat sonra sıkı sıkı
tuttuğu oğlunun eli ellerinden kayıp düştü.
Evet, bir anne daha içi acıyarak hayata veda etmişti…
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder