Kayıtlar

korumak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bizleri Korumak İçin Canlarını Seve Seve Verdiler

Resim
                                               Bizleri Korumak İçin Canlarını Seve Seve Verdiler Şırnak-Merkez Bestler Dereler bölgesi Aksüt kırsalında terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlarda, 4 jandarma personeli ile 1 güvenlik korucusu şehit düştü. Mehmetçik'in terör örgütlerine yönelik operasyonları hız kesmeden devam ediyor. Bölgede mağarada teröristlerle girilen sıcak temasta ise 2 kahraman jandarmamız şehit olmuş, 1 jandarmamız ve 1 güvenlik korucumuz yaralanmıştı. İçişleri Bakanlığı, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan bir jandarma personelinin daha şehit olduğunu bildirdi. Şehitler için tören düzenlendi Yapılan operasyonda, 4 jandarma personeli ve 1 korucu olmak üzere toplam 5 güvenlik görevlisini şehit verdik. Dün 23. Piyade Tümen Komutanlığı'nda gerçekleştirilen törende, şehit uzman çavuşlar Bayram Doğan, Serkan Ölmez, Özcan İlhan ve şehit güvenlik korucusu Cevher Özgün’ün Türk bayrağına sarılı naaşları alana getirilerek katafalka konuldu, s

Dua İle Korumak- Dua İle Korunmak

Dua İle Korumak- Dua İle Korunmak   Kalbi: القُرْآنِ الكريِمِ، ذِكْرٌ و إِيمَان Kur’an-ı Kerim-ı Kerim, zikir ve îmân ile; Nefsi: صَبْرٌ و تَقْوَي sabır ve takva ile; İffeti: صَبْرٌ، تَقْوَي وتَسَتُّر sabır, takva ve tesettür ile; Dili: بِاسْمِ اللهِ Bismillah ile; Sözü: إنْ شَاءَ اللهُ İnşâallah ile; Gözü: مَا شَاءَ للهُ Maşâallah ile; Sabrı: حَسْبِيَ اللهُ Hasbiyallah ile; Zikri: سُبْحَانَ اللهِ Sübhânallah ile; Nimeti: شُكْرٌ و اَلْحَمْدُ للهِ Şükür ve Elhamdülillah ile; Malı: زَكَاةٌ و صَدَقَةٌ zekât ve sadaka ile korumak mümkündür…

Hem Yıpranmaktan Korur, Hem Değerini Artırır!

Hem Yıpranmaktan Korur, Hem Değerini Artırır!           Bir kız cep telefonu almıştı. Babası ona sordu: “- Cep telefonunu alınca yaptığın ilk iş ne oldu?” Kız dedi: “- Cep telefonunun ekranına, çizilmeye karşı ekran koruyucu yapıştırdım, telefonun kendisi için de bir kılıf aldım.” Babası yine sordu: “- Bunu yapmaya seni biri mi zorladı?” Kız: “- Hayır!” diye cevap verdi. Babası yine sordu: - Sence, bu yaptığın iş, cep telefonunu üreten firmaya saygısızlık olmadı mı?” Kız cevap verdi: “- Yok babacığım; bilakis, firmanın cep telefonunun yanında verdiği kullanma kılavuzunda yazdığı üzere, cep telefonunun, kılıf ve ekran koruyucu ile muhafaza edilmesi tavsiye edilmektedir.” Babası yine sordu: “- Cep telefonun, kötü ve değersiz miydi ki koruma altına aldın?” Kız cevap verdi: “- Hayır, aksine, onun zarar görmesini ve değersizleşmesini istemediğim için bunu yaptım.” Babası sordu: “- Cep telefonunu kılıf ve ekran koruyucu ile örttükten sonra çirkin olmadı

Gözü Haramlardan Korumak

Gözü Haramlardan Korumak Göz gönlü doğrudan etkilediği için önemlidir. Yüce Allah'a kulluğun dostluğun merkezi gönüldür. Bunun için gözün her işi gönlü de ilgilendirir. Gözü korumak gönlü afetten korumaktır. Gönül ve kalp aynı şeydir. İnsana verilen kalp Yüce Allah'ın nazar ettiği manevi bir cevherdir. Kalp Allah ile irtibat yerimizdir. Kalbi günahla kirli, kapalı ve hasta olan kimse gerçekten Müslümanlığın tadını alamaz. Kalbin manevi hayatı, tadı ve aşkı için gözün haramlardan korunması gereklidir. Göz, Yüce Yaratıcı'nın insanoğluna verdiği en güzel hediyelerdendir. Göz, kulak, dil, gönül... Evet, bunlar birer emanettir ve her mükellef insan bunlarla yaptıklarından sorumludur. Gözün haramdan korunması farzdır. Bu emir hem erkekler için hem de kadınlar için geçerlidir. Yabancı bir kimse ile karşılaşma, konuşma muhatap olma durumunda bakışların kontrol altında tutulması gerekir. Bir mümin hiçbir mazeret yokken karşısındaki kimsenin bakılması haram olan y

Zikr-i Daimiyi Korumak

Zikr-i Daimiyi Korumak Yazar: M. Sami RAMAZANOĞLU Kuddise Sirrûh Nefsi tezkiye, kalbi tasfiye hususunda en önemli düsturlardan biri de Cenâb-ıHakk’ı daimî olarak zikretmektir. Bu hususta Cenâb-ı Hakk müteaddit âyet-ikerîmelerde zikr-i kesîri emrediyor. Bu sûrelerde; "Ey iman edenler, Allah’ı çok zikredin."  (Azhâb sûresi, âyet 41;Bakara ve Cum’a sûrelerinde mükerreren) diye emir buyuruluyor. Adet de yok, vakit de. Alel ıtlak, zikr-i kesîr emr-i celîli, kişinin kemâline matuftur. Kişinin kemâliyle zikri nasıl mümkünse murâd-ı Sübhânî ondadır. Dünyahayatımızda hiçbir ânımızı Cenâb-ı Mevlâmız’ın zikrinden gâfil olarak geçirmemekliğimiz lâzımdır. Çünkü yarın yevm-i kıyâmette ehl-icennet, dünyada Allah’ı Celle Celâlüh zikretmeden geçirdiği bir an için bile hased edecek ve; "Ne olurdu o anı gafletle geçirmeseydim" diyecek. Orada herkesin defteri kendisine verildiğinde bütün insanlar her an/lahzada dünyada ne ile meşgul olduğunu görecek. Burada kullar teyp imâl e

Çocukları yalandan korumak için 10 altın kural!

Çocukları yalandan korumak için 10 altın kural! 1- Edebiyat yapmak yerine icraat yapın! “Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar” falan diyerek onları etkilemeye çalışırsanız hiçbir işe yaramaz. Çünkü soyut düşünce yetenekleri gelişmemiş çocuklar için yılan ile yalan arasında dünyalar kadar fark vardır. “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” atasözü de çocuklar için bir şey ifade etmez. En azından Edison’dan sonra dünyaya gelen çocuklar için… Çocuk yalan söylüyorsa mutlaka bir sebebi olduğunu bilin. Edebiyat yapmak yerine niçin yalan söylediğini keşfetmeye çalışın ve onları yalan söylemek zorunda bırakan durumları yok edin. Mesela eğer çocuğunuz çok şeker yiyorsa ve siz kızdığınız için genelde yemediğini iddia ediyorsa, işe şekerleri ortadan kaldırmakla başlayın. - 2- Silmek isteyecekleri dakikalar yaşatmayın! Küçük çocuklar genelde bir şey hakkında kendilerini kötü hissettiklerinde yalan söylerler. Ve yalan söylediklerinde, o şeyin yaşanmamış olduğunu düşünürler. Psikol

İnsanî Ruhun İtidalini Korumak

İnsanî Ruhun İtidalini Korumak Şimdi bilmiş olunuz ki, bu hayvani ruh, âlem-i süfliden olup, buhar karışımlarının lâtiflerinden meydana gelmiştir. [Buradaki buhar su buharı değildir]. Karışım dörttür: Kan, balgam, safra ve lenf. Bu dört şeyin aslı; su, ateş, toprak ve havadır. Mizaçtaki uygunluk ve uygunsuzluk; sıcaklık, soğukluk, nemlilik ve kuruluğun miktarının farklı olmasındandır. Tıp ilminin gayesi, insani ruh dediğimiz diğer bir ruhun âleti ve taşıyıcılığını yapan hayvani ruhta bu dört şeyin itidalini sağlamaktır. İnsanî ruh bu âlemden değildir. O ulvî âlemdendir ve melekler cevherindedir. Onun bu âleme inmesi, zatındaki şaşılacak hâllerdendir. Fakat onun bu gurbeti, Allah’ü Teâlâ’dan gıdasını almak içindir. Hususan Allahü Teâlâ buyurur; “Hepiniz oradan aşağı inin dedik. Tâ ki size hidâyetim ulaşsın. Gösterdiğim yolu takip edenlere korku ve üzüntü yoktur” (1). Allahü Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de meleklere, “… Ben, çamurdan insan yaratıcıyım… Onu tamamlayıp içerisine de ruhum

İlahî Feyzi Korumak

İlahî Feyzi Korumak Tasavvuf yolu, kişinin kalbine gelen ilahî feyzi muhafaza etmesi için bir vesiledir. Yapılan her ibadetin kalbi aydınlatan bir nuru vardır. İbadetler kulun amel defterine sevap olarak yazılır ve kul ahirette mükâfat olarak amelinin karşılığını görür. İbadetlerin sevabı olduğu gibi binlerce fazileti de vardır. Bir ibadet, kulun kalbine Arş-ı Alâ’dan feyz, rahmet ve bereket çeker. İndirilen ilahî feyz gökten inen yağmurun toprağı beslemesi gibi kalbi besler. Allah Tealâ’nın kudretiyle yarattığı dünya atmosferindeki hava nasıl bitmez, tükenmez ise, Allah Tealâ’nın feyz ve inayeti de tükenmez. Hiç kesilmeden yeryüzüne iner. İnen bu feyzi kalbine alıp muhafaza etmek müminin vazifesidir. Büyükler, “Kalbe gelen ilahî feyzleri muhafaza etmek, elde etmekten daha zordur.” buyurmuşlar. Şeyh Ebu’l Abbas k.s. hazretlerinin beyanına göre kulun feyz-i ilahîyi elde etmesi, Allah Tealâ’nın ona bir ikramıdır. Aldığı feyzi muhafaza etmek ise kulun Allah’a karşı vazifesidir.

Tevbeyi Korumak

Tevbeyi Korumak Yüce Allah, ilâhî emanetleri taşımak ve Kur’an ahlakını yaşamak için kulları içinden müminleri seçmiştir. Allah’ü Teâlâ, müminleri sevmiş ve onları yeryüzünde halifesi yapmıştır. Bu ne büyük bir şereftir. Ancak, müminler, ayet-i kerimede anlatıldığı gibi bu işte üç gruba ayrılmıştır: 1- Devamlı kötülüklere bulaşıp isyan ederek kendisine zulüm edenler. 2- Orta halde bir yol takip eden müminler. 3- Allah’ın izniyle, gerçek takvaya eren kâmiller. Bu üç sınıfın hepsine iman üzere ölmek şartıyla, rahmet ve Cennet müjdelenmiştir. Ancak, dünyada tövbe suyu ile temizlenmeyen günahlar, ya mahşerin dehşetiyle veya hesabın şiddetiyle veyahut Cehennem’in ateşiyle temizlendikten sonra, günahkâr kimseye Cennet’in yolu açılacaktır. Allah’ü Teâlâ’nın müminlere yüklediği bu miras ve vadettiği müjde ayette şöyle anlatılır: “Sonra biz, kitabı (Kur‘an’ı) kullarımız arasından seçtiklerimize miras bıraktık. Onlardan kimi (günahta ileri giderek) kendisine zulmeder. Kimi

İnsanî Ruhun İtidalini Korumak

İnsanî Ruhun İtidalini Korumak Şimdi bilmiş olunuz ki, bu hayvani ruh, âlem-i süfliden olup, buhar karışımlarının lâtiflerinden meydana gelmiştir. [Buradaki buhar su buharı değildir]. Karışım dörttür: Kan, balgam, safra ve lenf. Bu dört şeyin aslı; su, ateş, toprak ve havadır. Mizaçtaki uygunluk ve uygunsuzluk; sıcaklık, soğukluk, nemlilik ve kuruluğun miktarının farklı olmasındandır. Tıp ilminin gayesi, insani ruh dediğimiz diğer bir ruhun âleti ve taşıyıcılığını yapan hayvani ruhta bu dört şeyin itidalini sağlamaktır. İnsanî ruh bu âlemden değildir. O ulvî âlemdendir ve melekler cevherindedir. Onun bu âleme inmesi, zatındaki şaşılacak hâllerdendir. Fakat onun bu gurbeti, Allah’ü Teâlâ’dan gıdasını almak içindir. Hususan Allahü Teâlâ buyurur; “Hepiniz oradan aşağı inin dedik. Tâ ki size hidâyetim ulaşsın. Gösterdiğim yolu takip edenlere korku ve üzüntü yoktur” (1). Allahü Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de meleklere, “… Ben, çamurdan insan yaratıcıyım… Onu tamamlayıp içerisine de ruhum

54 FARZ

54 FARZ 1. Allah Teâlâ'yı bir bilip zikir etmek, 2. Helalinden kazanıp, yemek içmek, 3. Abdest almak, 4. Beş vakit namaz kılmak, 5. Cünüplükten yıkanmak, 6. Kişinin rızkına Allah'ın kefil olduğunu inanmak, 7. Helâlden temiz elbise giymek, 8. Allah'ü Teâlâ'ya tevekkül etmek, 9. Kanaat etmek, 10. Nimetlerin mukabilinde Allah’ü Teâlâ'ya şükür etmek, 11. Allah'ü Teâlâ'dan gelen kazaya razı olmak, 12. Allah'ü Teâlâ'dan gelen belâya sabretmek, 13. Günahlardan tövbe etmek, 14. İhlasla Allah'ü Teâlâ'ya ibadet etmek, 15. Şeytanı düşman bilmek, 16. Kur'an-ı Kerim’i kesin delil kabul edip hükmüne razı olmak, 17. Ölümü hak bilmek, 18. Allah’ü Teâlâ'nın sevdiğini sevip, sevmediğinden uzak durmak, 19. Ana-babaya iyilik etmek, 20. İyiliği emretmek (Emr-i maruf), kötülükten sakındırmak (nehy-i münker), 21. Akrabayı ziyaret etmek, 22. Emanete hıyanet etmemek, 23. Gücü yetenler için hacca gitmek, 24. A