Kayıtlar

Eylül 18, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tevekkül Etmenin Rahatlığı

Tevekkül Etmenin Rahatlığı Adam bir akşam vakti hanımına: - Yarın yağmur yağarsa evdeyim. Yok, eğer yağmazsa tarlaya gidip çift süreceğim demiş. Hanımı: - İnşallah söyle bey, İnşallah. Adam: - Ne İnşallahı Hanım, bunun inşallah maşallahı mı var. Zira ortada iki seçenek var, bir üçüncüsü yok ki, dedim ya, yağarsa evdeyim, yağmazsa tarladayım, der. Hâsılı hanımı, sen yine de İnşallah de, bakalım sabah ola hayır ola diye, ne kadar ısrar etse de, adam inadına demez İnşallahı. Neyse, Sabah olur, hava açık ve gayet güzeldir. Bizim ki hazırlanır ve yola çıkar. Derken olan olur. Şöyle ki: O gece bir suç işlenmiş ve her yerde faili aranıyormuş. Tam o sırada bizimkinin etrafı sarılır ve hiç bir yere gidemezsin derler. Zira çizilen robot resim onunkinin tıpatıp aynısı... Her ne kadar ben masumum bu işte bir karışıklık var dese de kar etmez ve içeri alınır. Sorgu sual derken netice olarak, sabaha kadar adam ecel terleri döker. Yorucu, bir o kadar da meşakkatli geçe

Shakespeare diyor ki… (2)

Shakespeare diyor ki… (2) • Bedenimiz bahçemizdir bizim, isteklerimiz de bahçıvanımız. • Sevgi ektiğimiz yerde sevinç büyür. • Bir değişimle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir. • Egemen olamayan boyun eğer. • Gerçekte dünya bir hapishanedir. • Bizler düşlerle aynı hamurdan yapılmışızdır. • Dorukta düşüş için olgunlaşmış oluruz. • Felaket, kabarık dost sayısını sıfıra indirir. • Her bulut fırtına doğurmaz. • Değerin sahtesi de, gerçeği de kara bahtın fırtınalarında belli olur. • Kan, kanla değil su ile yıkanır. Öc almanın sonu yoktur. • Geçmiş bir dost için yakınmak, yeni dertler edinmektir. • Bazı acılar ilaç yerine geçer. • En kötü ur, en şirin goncada saklıdır. • Başkasının gözüyle mutluluğa bakmak ne kadar acıdır. • Bazı yıkılışlar daha parlak kalkınışların teşvikçisidir. • Yaptığını öven, yaptığını yıkar. • Güzellik sevgi ve şefkatle yaşar. • Eğer erdemleriniz yoksa yaratınız. • Âdem, bir bahçıvandı. • Bilgiç kafa, altını bol serseme

Shakespeare diyor ki… (1)

Shakespeare diyor ki… (1) Bir Hint masalına göre, kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan... yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, "Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem." Shakespeare, bu konuda söyle diyor: "İnsanların çoğu sevmekten korkuyor, kaybetmekten korktuğu için.. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği

Zerrede Boğulmak Bize Yakışmaz

Zerrede Boğulmak Bize Yakışmaz Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlarla beraberken Çanakkale Cephesi Komutanı olan Liman Von Sanders, cepheyi teftişe geldiği bir gündü. Sıranın başındaki mehmetçiğe sordu:  “İyi savaşıyor musun?” “Evet” dedi mehmetçik. “Peki niçin savaşıyorsun?” Cevap, mehmetçiğin Allah’a yakınlığını haykırıyor. Dedi ki: “Allah rızası için.” Alman Mareşal Liman Von Sanders çarpıldı adeta. Sıradaki dizili askerlerin en az on tanesine aynı soruları sordu ve birbirine yakın cevaplar aldı. Allah rızası için savaştıklarını söylediler. Sonunda mareşal, subaylarımıza döndü ve:  “Bravo beyler. Yaptığı işi Allah için yapan evlatları olan bir millet mahvolmaz.” Evet, sonuçta Osmanlı’nın bin yıl süre ile bayraktarlığını yaptığı İslam’ı mahvetmek isteyenlerin emelleri bir kez daha kursaklarında kalmıştı. “Allah’a bağlanan bütün bağlardan kurtulur.” Bir Allah dostu şöyle der: “Allah’ın nuruyla nurlanan bir gönlün semasını hangi bulutlar kaplayabilir?