Kayıtlar

Eylül 15, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Takvâ ve Ahde Vefâ

Takvâ ve Ahde Vefâ Cenâb-ı Hak buyuruyor: “…Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.” (İsrâ, 34) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Allâh Teâlâ şöyle buyurdu: Ben kıyâmet günü şu üç (grup) insanın düşmanıyım: Ben’im adıma yemin ettikten sonra sözünden dönen kişi, hür bir insanı köle diye satıp parasını yiyen kişi, ücretle bir işçi tutup işini gördüren ve işçinin ücretini vermeyen kişi.” (Buhârî, Büyû 106, İcâre 10) Abdullah el-Kalânsî başından geçen bir olayı şöyle anlatır: Bir sefer sırasında şiddetli bir rüzgâr çıktı, deniz azgınlaştı. Gemidekiler duâ ediyor, adaklar adıyorlardı. Benden de adak adamamı istediler. Ben dünyâdan vazgeçmiş biri olduğumu söyledimse de dinletemedim. Bunun üzerine “Eğer Allah beni bu musibetten kurtarırsa asla fil eti yemeyeceğim.” diye adak adadım. Onlar: “Kim fil eti yiyor ki, sen onu kendine haram kılıyorsun?” dediler. Ben: “Aklıma böyle geldi.” dedim. Gemiden bir grup insanla kurtulduk. Bilmediğimiz b

Öz Lisânımız

Öz Lisânımız Cenâb-ı Hak buyuruyor: “…İnsana bilmediklerini belleten, kalemle (yazmayı) öğreten Rabbin, en büyük kerem sahibidir.” (Alak, 3-5) Rasûlullah (sav) buyurdular: “İçinizde en çok sevdiğim ve kıyamet günü bana en yakın mesafede bulunacak kimseler güzel ahlâk sahibi olanlarınızdır. Güzel konuşuyor dedirtmek için uzun uzun konuşanlar, sözünü beğendirmek için avurdunu şişire şişire laf edenler ve bilgiçlik etmek için lügat paralayanlar ise en sevmediğim ve kıyamet günü bana en uzak mesafede bulunacak kimselerdir." (Tirmizî, Birr 71) Nakledildiğine göre Roma İmparatoru Sezar bir konuşmasında uydurma bir kelime kullanır ve bunu birkaç kez tekrarlar. Âyandan biri hükümdarın sözünü keserek memleket diline hürmet etmesini rica eder. Bir diğeri ona şöyle der: “Bahis mevzu ettiğin kelime, tutalım ki memleket dilinden değildir. Fakat mademki, Roma İmparatorunun ağzından çıkmıştır, artık memleketli olmuştur.” Diğeri buna şu cevabı verir: “Sezar! Sen dilediğin i

Tarihte Lafı Gediğine Oturtanlar

Tarihte Lafı Gediğine Oturtanlar Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir... Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek; gayet sakin şu karşılığı verir: - Ben çekilirim!

Salevât-ı Şerîfenin Fazileti

Salevât-ı Şerîfenin Fazileti Resûlullâh Efendimize salevât-ı şerîfe getirmek Allâhü Teâlâ’nın rahmetine ve mağfiretine vesîle olur. En kısa salevat “Allâhümme Salli alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed” demektir. Resûlullâh Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem hazretleri buyurdular: • “Gece sabaha karşı bir acâib rüya gördüm; ümmetimden bir adam sırât üzerinde güçlükle yürümekte; elleri ve dizleriyle emekleyerek ilerlemeye çalışmaktaydı. Bu sırada bana getirdiği salevâtları geldi ve elinden tutarak onu kaldırdı ve sırâtı geçirdi.”  (Taberânî ve Deylemî) “Bana salevâtı çok getiriniz. Muhakkak kabirde ilk önce benden suâl olunacaksınız. ”  (Sehâvî) İnsan ölüp defnolunduğunda iki melek gelip kabir suâllerini sorarlar: ‘ Rabbin kimdir, peygamberin kimdir, dînin nedir?’  derler. Her kim dünyada kelime-i şehâdeti ve Peygamber Efendimize salevâtı çok okursa bu iki meleğe cevâbı kolay verir: “Rabbim Allâh’dır, Peygamberim Muhammed aleyhisselâmdır, dînim de İslâm’dır”  der. Bundan s

Sigara İçmiyorsun Ama Çakmak Sende

Sigara İçmiyorsun Ama Çakmak Sende Trende yan yana oturduğumuz adam, karşımızdaki delikanlıya nutuk çekiyor ve: - Sigara efkâr dağıtır, diyordu. Yak bir tane. Çocuk adamın kendisine uzattığı sigarayı kibarca reddederek: - Sağ olun, diye cevap verdi. Kullanmıyorum. - Amma yaptın ha, dedi adam. Yoksa annen mi kızar? Bu laflar çevremizdeki yolcuların gülüşmelerine yol açmış, benimse fena halde canımı sıkmıştı. Uyumak niyetiyle kapattığım gözlerimi aralayarak delikanlıya baktım. 20-22 yaşlarında olmalıydı. Son derece temiz bir ifadeye sahip olan yüzü, adamın söylediklerinden dolayı hafifçe kızarmıştı. Adam: - Her halde sen aslan sütü de kullanmazsın, diye devam etti. Kullanmazsın değil mi? Delikanlı, onun içkiden bahsettiğini anlamıştı. Bu sefer susmayıp: - Bira dâhil bütün içkiler haramdır, dedi. Elbette kullanmıyorum. Konuşmaları benim olduğu kadar ayakta seyahat eden yolcuların da dikkatini çekmiş olmalıydı. Herkes kulak kesilmiş, onları dinliyordu.