Kayıtlar

ayrılık etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Abdülhamid Han Rahmetullahi Aleyh’ten Ayrılık…

  Abdülhamid Han Rahmetullahi Aleyh’ten Ayrılık…   Afakında salalar titredi payitahtın, Dediler… Göçen Abdülhamid Han’dır… Gülistanım feryad ile yasında artık Bildim ki yetim kalan cümle vatandır.   Zaman içre zaman olsaydı hayatın Yine feda-yı can ederdin uğrunda vatanın. Safa verdin, safa götür sultanına, sultanım Duydum ki yetim kalan cümle İslam’dır.   İlahi! Şahidiz Hamid’in kulluğuna Sana kul oluşunun zalime gam olduğuna! Lütfet! Yüreğinde yanan aşk hatırına Bizden ayırdın, amma kavuşsun gülistanına.   (Rabbim rahmet eylesin!)

Elem ve Üzüntü, Ayrılık Ve Musibete Razı Olmak

  Elem ve Üzüntü, Ayrılık Ve Musibete Razı Olmak   Muhammed Ma'sûm Fârûkî hazretleri buyurdu ki: • Elem ve üzüntü, ayrılık ve musîbet, mâdem ki Allahü teâlânın irâde ve takdîriyledir. Ona râzı olmak lâzımdır. [Hak Sözün Vesîkaları: 331, İslâm Ahlâkı: 532.] اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ، وَتَرْكَ الْمُنْكَرَاتِ، وَحُبَّ الْمَسَاكِينِ، وَأَنْ تَغْفِرَ لِي، وَتَرْحَمَنِي، وَإِذَا أَرَدْتَ فِتْنَةَ قَوْمٍ فَتَوَفَّنِي غَيْرَ مَفْتُونٍ، وَأَسْأَلُكَ حُبَّكَ، وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ، وَحُبَّ عَمَلٍ يُقَرِّبُنِي إِلَى حُبِّكَ . • Allahümme innî es’elüke fi’lel hayrâti ve terkel münkerâti ve hubbel mesâkîni ve en tegfire-lî ve terhamenî ve izâ eredte fitneten kavmî fe-teveffenî gayri meftun ve es’elüke hubbeke ve hubbe men yühibbüke ve hubbe amelin yükarribünî ilâ hubbike.   (Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” okurlardı.) [Yâ Rabbî! Hayr işleri yapmağı, kötü işleri terk etmeği senden isterim ve miskinlerin sevgisin isterim ve beni bağışlamanı ve merhamet

Sevenlerin Kavuşması, Ayrılıkların Sona Ermesi İçin Dua

Sevenlerin Kavuşması, Ayrılıkların Sona Ermesi İçin Dua رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ اِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةًۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ ﴿٨﴾  Okunuşu: Rabbena la tuziğ kulubena ba'de iz hedeytena veheb lena min ledunke rahmeh, inneke entel vehhab. Anlamı: Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi eğritmek, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lutfu en bol olan yalnız sensin. Kaynak: (Âli İmrân Sûresi ayetler; 8)

Ayrılık Olmayan Günde

Ayrılık Olmayan Günde Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Büyük bir zata, (Efendim, çok çalışıyorsunuz, biraz istirahat etseniz) denilince, (Bizim istirahatimiz musalla taşında başlar) buyurur ve kıymetli eserlerini hazırlamakla meşgul olurmuş. Ziyarete gelen sevenlerinin görüşme arzularını haber veren talebesine de, “Ben de kendilerini görmeyi çok isterim; fakat şu anda beş kişi için değil, binlerce Müslüman için çalışıyorum. Beni arayan, kitaplarımın satırları arasında bulur. Misafirlerimize selam söyleyiniz, inşallah ayrılık olmayan yerde hep beraber olacağız dersiniz!” buyurmuş. Ebul Hasan Harkani hazretleri, son günlerinde devamlı olarak Abdullah ibni Mübarek hazretlerinin ismini söyler. İki lafından biri, “Ey ibni Mübarek, sen ne mübareksin!” imiş. Bu durum günlerce böyle devam eder. Bir gün kapı çalınır, oğlu kapıyı açar. Bir de bakar ki, karşısında Abdullah ibni Mübarek hazretleri. Koşarak, sevinçle babasının yanına gelir, “Babacığım, günlerdir ismini sayıkladığı

Okuluma Elveda

Okuluma Elveda   Elveda hocalarım, elveda arkadaşlar. Kalpleriniz kalbimle, bütünleşti kardeşler.   Bu ayrılık geçici, gönüller gamlanmasın! Sonsuza kadar biriz, hiç kimse ağlamasın.   İlim ve irfan için, toplanmıştık okulda, Usta mahir ellerde, yoğrulduk bu ortamda.   Nice güzel anılar, yaşayıp mutlu olduk! Kalp gözümüz açıldı, bilgi ve sevgi dolduk!   Hedefimiz vatana, sahip çıkıp korumak. İnsanları ilim ve ahlâk ile yoğurmak.   Yeniden dirilerek, dünyaya sesimizi; Duyurup, “Varız!...” demek; basarak mührümüzü.   Zulüm dolu bulutlar, karartmış gökyüzünü, Simsiyah kötülükler, kaplamış yeryüzünü.   Her yere kol atalım, bir meşale olalım, Güzel ahlak, gayretle, gönüllere dolalım.   Bütün bilim dalları bizden keşif bekliyor. Kan ağlıyor masumlar, bitkin imdat bekliyor.   Ölesiye çalışıp, hiçbir şeyden yılmadan, Dünya kadar güçlüğe, engele aldırmadan.   Yerleri fethedelim, gökleri kuşatalım. Kalmasın hiç karanlık, her yeri