Kayıtlar

Şubat 26, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İhlasla Yapılan Bir Amel

İhlasla Yapılan Bir Amel Hakk’ın; “İlle de çok kazanın!” diye bir emri yoktur. Cenâb-ı Hak, helâl ve meşrû yoldan kazanıp imkân nisbetinde infakta bulunmamızı istemektedir. Hayır-hasenâtın ecrinin de, onların miktarına değil, infak edilişindeki fedakârlık seviyesine bağlı olduğunu bildirmektedir. Nefis ve şeytan, kalbî zaafları bulunan kimi insanları da, sûret-i haktan görünerek aldatır: “Sen çok kazanmalısın ki çokça hayır-hasenat yapabilesin.” telkininde bulunur. O da nefsine hoş gelen bu fikri, dînî bir sâikle benimsiyormuş gibi, kendince birtakım gerekçeler üretir: “Ben çok kazanıp daha çok hayır-hasenat yapacağım.” der. “Zor durumdaki Müslümanlara infâk etmek için çok kazanmam lâzım.” der. “Görmüyor musunuz yeryüzündeki Müslümanların perişan hâlini? Biz de Müslümanları sömürenler gibi kazanıp güçlü olmalıyız ki onlarla baş edebilelim…” der. Sonra da; “Ne yapalım, piyasanın şartları böyle…” diyerek şer’î ölçülerden tâvizler vermeye başlar; fâize, karaborsacılığa,

Neden Kendine Hiç Ayırmadın?

Neden Kendine Hiç Ayırmadın? Hz. Ali'nin ağabeyi Cafer b. Ebu Talib'in oğlu Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti. Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü. Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi. Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi. Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü. Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi. Kalkıp, yeniden işine dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah, yaklaşıp sordu: – Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı? Köle sıkılarak cevap verdi: – İşte bu üç parça ekmek... – O halde neden kendine hiç ayırmadın? – Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim. – Peki, sen ne yiyeceksin şimdi? – Oruç tutacağım. Bunun üzerine, Abdullah b. Cafer, köleden sahibini, evinin nerede olduğunu sordu

Tüm Servetini Bir Resme Verecek Kaç Kişi…

Tüm Servetini Bir Resme Verecek Kaç Kişi… Ünlü sanat merkezlerinden birinde, çocuğun biri, vitrinde çok hoş bir tablo görür. Tablonun bedeli oldukça yüksektir. Çocuk bu tabloyu bir sonraki sene abisinin doğum gününe almayı ister ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm para ile mağazaya gider. Şanslıdır, tablo hâlâ satılmamıştır. İçeri girer, tabloyu bir süre yakından izledikten sonra resmi yapan sanatçıyı bulur ve: – Abimin doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum, tüm param da bu kadar, der. Ressam bir süre düşündükten sonra resmi paketler ve çocuğa satar. Çocuk paketini alır ve teşekkür ederek çıkar. Mağazada ressamın arkadaşları da vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar: – Sen ne yaptın, o resmin değeri milyonlar ederdi. Neden bu kadar düşük bir rakama sattın? Ressam cevap verir: – Evet, ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim, ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim?