Kayıtlar

Mâlik etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dört Nasihat

Dört Nasihat İslâm'ın ilk yıllarında, dört hususta nasihatlaşırdık: 1- Boş iken, meşgul zamanın için çalış. 2- Sıhhatli iken, hastalıklı zamanın için çalış. 3- Gençliğinde, ihtiyarlıkta çalışamayacağın günleri telâfi için çalış. 4- Hayatta iken, ölümün için çalış... Münzir bin Mâlik hazretleri

Mâlik bin Dinar Hazretleri Bir Hâtırasını Şöyle Anlatır

Mâlik bin Dinar Hazretleri Bir Hâtırasını Şöyle Anlatır Bir gün toprakla oynayıp bazen gülen bazen ağlayan bir çocuğa rastladım. Önce çocuğa selâm vermek istedim. Fakat kibirden selâm vermedim. Hemen nefsime; "Ey nefis! Peygamber efendimiz büyüklere de küçüklere de selâm verirdi." diyerek çocuğa selâm verdim. Çocuk: "Ve aleyküm selâm, ey Mâlik bin Dinar!" diye cevap verdi. Hayret içinde kalarak çocuğa; "Sen beni hiç görmediğin halde nasıl tanıdın?" diye sordum. Çocuk: "Ruhlar âleminde benim ruhumla senin ruhun karşılaştı. Orada bizi Allah’ü Teâlâ karşılaştırdı." dedi. Çocuğa; "Akıl ile nefis arasında ne fark var?" diye sorunca, Çocuk; "Nefsin seni selâmdan men etti. Aklın ise seni selâm vermeye teşvik etti." diye cevap verdi.

58 Hadis-i Şerif

58 Hadis-i Şerif ١) عَنْ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ، يَقُولُ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ: " إِنَّمَا الْأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ، وَإِنَّمَا لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى، فَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ فَهِجْرَتُهُ إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ، وَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ لِدُنْيَا يُصِيبُهَا أَوِ امْرَأَةٍ يَنْكِحُهَا فَهِجْرَتُهُ إِلَى مَا هَاجَرَ إِلَيْهِ" 1- Mü’minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi: “Yapılan işler niyetlere göre değer-lenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Niyeti Allah’a ve Resulüne hicret olanın hicreti Allah’a ve Resulüne olur. Hicretteki niyeti bir dünyalığı elde etmek veya bir kadınla evlenmek olan kimsenin hicreti de ona göre değerlenir. Hülasa herkes ne için hicret etmiş ise hicrteti de ona göre değer bulur.” (Buhârî, Bed’ü’l-vahy 1, Îmân 41, Müslim, İmâret 155) ٢) عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ قَالَ الن

100- Hadis-İ Şerif 2

100- Hadis-İ Şerif 2 ١- أقْرَبُ مَا يَكُونُ الْعَبْدُ مِنْ رَبِّهِ وَهُوَ سَاجِدٌ، فأكْثِرُوا الدُّعَاءَ  “Kul Rabbine en ziyade secdede iken yakın olur, öyle ise (secdede) duayı çok yapın.” [Müslim, Salât ٢١٥ , ( ٤٨٢ ); Ebû Dâvud, Salât ١٥٢ , ( ٨٨٥ ) ٢- مَا منْ دَعْوَةٍ أسْرَعُ إجَابَةً مِنْ دَعْوَةِ غَائِبٍ لِغَائِبٍ  “İcâbete mazhar olmada gâib kimsenin gâib kimse hakkında yaptığı duadan daha sür’atli olanı yoktur.” [Tirmizî, Birr ٥٠ , ( ١٩٨١ ), Ebû Dâvud, Salât ٣٦٤ , ( ١٥٣٥ ); Müslim, Zikr ٨٨ , ( ٢٨٣٣ ) ٣- مَنْ لَمْ يَسْألِ اللّه يَغْضِبْ عَلَيْهِ  “Allah Teâla Hazretleri kendisinden istemeyene gadap eder.” [Tirmizî, Daavât ٣ , ( ٣٣٨٠ ); İbnu Mâce, Dua ١ , ( ٣٨٢٨ ) ٤- أَحَبُّ اسْمَاءِ إلى اللّهِ تعالَى عبدُاللّهِ وعبدُ الرحمنِ  “Allah’ın en ziyade sevdiği isimler Abdullah ve Abdurrahman’dır.” [Müslim,Ebu Davud,Tirmizi] ٥- رضى الربِّ في رضى الْوَالِدِ، وسخطُ الربِّ في سخطِ الوَالِدِ  “Allah’ın rızası babanın rızasından geçer. Allah’ın memnuniyet