Kayıtlar

İnsanlık etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsanlığı Savaşlardan, Kan ve Gözyaşlarından Kurtarabilmek…

Rusya 18 Mart 2014'te Kırım’ı işgal etti; bütün dünya sessiz kaldı. O zaman ABD, AB, BM, Nato… Neredeydi? 21.02.20022 tarihinde de Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerini işgal etti. ABD, AB, BM, Nato… ne yapacak? Kınamadan öteye gidemeyecek ve sessiz kalacaklar… Zaten ABD, AB ve diğer dünya ülkelerinin ekonomik çıkardan başka düşündükleri hiçbir şey yok… Muhtemelen Rusya, ABD, AB ve diğer egemen ülkeler bu tür işgal ve savaşlara devam edecekler; savaşların biri bitip, biri başlayacak; kan gözyaşı ve acılar artarak sürüp gidecek… Bu kısır döngü hiç bitmeyecek… Dünyada kalıcı bir barış sağlanması isteniyorsa dernal Birleşmiş Milletlerin bugünkü yapısı değiştirilmelidir. 5 Güvenlik Konseyi ülkesi haksız yetkilerinden vazgeçmeli, diğer ülkelerle eşit olduklarını ilan etmeli; acil bir Birleşmiş Milletler yasası çıkarılarak “adil ve kalıcı yeni bir BM yapısı” oluşturulmalıdır. Rusya kabul etmezse günvenlik konseyinden ve BM’den derhal çıkarılmalıdır. Dünyadaki küçük büyük bütün devl

İnsanlığın Efendisi

İnsanlığın Efendisi   Yine hicranla seni andı gönül, Tende cânım, rûh-u revânım Cânân... Andıkça hasretlere yandı gönül; Ne olur kıl artık vuslata şâyân! Hem sevip hem ağlayan bîçâreyim, Kararsız, derbeder ve âvâreyim, Yıkılıp dökülmüş bir virâneyim; Hâl-i hazînim tam mevsimi hazân...   Güller gülse de ağlıyor hep bülbül, Bir dert küpü âdeta şimdi gönül; Bilmem mümkün mü bu hale tahammül? Ruhumda âh-u zâr, dilimde figân.   Yanıp kebap oldum ümidim yıkma! İtâb et, ama ağyâra bırakma! Vefasız bir kulum cürmüme bakma! Vasf-ı hâle ne hacet her şey ayân...   Bilirsin gayri imdat edecek yok; Gönlümü dertten âzâd edecek yok; Kıtmîri başka âbâd edecek yok, Hatırım virâne, gözlerim giryân...   Gel vur mızrabını da kalbimi söylet! Vur ruhuma nağmelerini dinlet! Ve gönlüme geleceğini vâdet! Vâdet ki kalmadı dizimde dermân.!   Bahtiyar Taş

İnsanlığa Hizmet Nasıl Olur?

  İnsanlığa Hizmet Nasıl Olur?   Sual: Kimi kumarhane açıyor. Bunu bir hizmet olarak gösteriyor. Hatta dini yıkıcı faaliyetlerine "insanlığa hizmet" diyorlar. İnsanlığa hizmet nasıl olur? Cevap Herkes, insanlığa hizmet etmenin en şerefli vazife olduğunu ve bunun için çalıştığını söyler. Kendi keyfi, zevki için ve para kazanmak için olan çalışmalarını, didinmelerini, bu hizmet maskesi ile örtenler pek çoktur. İnsanlara hizmet, onları dünyada ve ahirette, huzura kavuşturmak demektir. Bunun da tek yolu, tek başarıcısı, insanları yaratan, yetiştiren, merhameti ve ihsanı sonsuz bol olan Allahü Teâlâ’nın gösterdiği saadet yolu, yani İslamiyet’tir. O halde, insanlığa hizmet, İslam’a hizmet ile olur. İslam’a hizmet, insanlığa hizmettir. İnsanlığa düşman olanlar, İslamiyet’i yok etmeye çalışmıştır. Saldırmalarının en tesirlisi, Müslümanlar’ı aldatmak, içerden yıkmak olmuştur. Onları bölmüşler, birbirine düşman etmişler, dinsizlerin pençesine düşmelerine sebep olmuşlardı

Peygamber Efendimizin Tüm İnsanlığa Verdiği Öğütler

Peygamber Efendimizin Tüm İnsanlığa Verdiği Öğütler 01-   Akılca en mükemmeliniz, Allah'tan en çok korkanınızdır. 02-   Sabah namazına çok dikkat ederek geçirmemen gerekir. Çünkü sabah namazında çok büyük faziletler vardır. 03-   Çok gülmeyin, çünkü çok gülmek kalbi öldürür. 04-   Kıyamet günü Cennete ilk çağırılacak, varlıkta da darlıkta da Allah'a çok hamd edenlerdir. 05-   Kıyâmet gününde ilk hesaplaşacak kimseler, komşulardır. 06-   Bütün insanlar günah işler, fakat günah işleyenlerin en hayırlısı, tövbe edenlerdir. 07-   Müslümanların derdini dert edinmeyen onlardan değildir. 08-   Kişi haksız olarak bir şeye lânet ederse, o lânet kendine döner. 09-   Dünyânın belâ ve fitneden başka hiçbir şeyi kalmadı. 10-   Sana her ne iyilik erişirse Allah'tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir. 11-   Hiçbir farz namazı kasten terk etme. Kim namazı kasten terk ederse, İlâhı koruma ve teminattan mahrum kalır. 12-   Kim, insanl

Teknoloji Yoktu Ama İnsanlık Çoktu

Teknoloji Yoktu Ama İnsanlık Çoktu      Eskiden herkes birbirinin derdine ortak olur, akrabalık ve komşuluk ilişkileri hiçbir şekilde kesilmezdi. Köyler bu kadar terk edilmez, gurbete giden olsa da sonradan mutlaka köyüne dönerdi. O zamanlar köylerde evlerimizde teknoloji ve getirdikleri yoktu ama aile hayatı vardı büyük vardı küçük vardı, sohbet, sevgi, muhabbet vardı, huzur vardı. Sonra dede ve nineler ölünce anne babalar yalnız kalmaya başladı. Evlâtlar çocuklar yavaş yavaş köyü yurdu terk edip gurbete gitmeye başladılar.      Köyler evler terk edilmeye başlandı. Benim memleketteki evimin şimdi kapıları kilitli,      “Ne zaman bir insan gelip de açacak?” diye bekliyor.      Bir zamanlar biz o evde on kişi bir arada kalıyorduk. Şimdi bâzı yazlar gidip birkaç gün kalıyor, sonra yine kapıları kapatıyor odaları yalnızlığa terk ediyoruz. Her gidişimde balkonda oturur büyüklerimi ve yaşadığım çocukluk hatıralarımı yâd ederken ağlamaktan, gözyaşı dökmekten kendimi alamıyorum...

İnsanlığın Muhtaç Olduğu Adalet

İnsanlığın Muhtaç Olduğu Adalet İslamiyet’i, kendilerine ezeli düşman gören Batı için, tarihin şeref levhasına geçmiş ibretlik bir hadise okuyalım bugün... Şam’ın fethinde, Hâlid bin Velîd Radiyallahü Anh hazretleri, şehrin bir tarafından girdi. Kendisine karşı konulduğu için, kılıç kullanarak şehirde ilerliyordu. Hedefi, o zaman şehrin en büyük kilisesi olan, şimdiki "Emevî Camii" idi. Şehrin diğer tarafından da, Ebû Ubeyde bin Cerrâh Radiyallahü Anh hazretlerinin komutasındaki askerler yol alıyordu. Fakat, burada halk kendisine karşı koymuyordu. Bunun için rahat bir şekilde kılıç kullanmadan ilerliyorlardı. Tabiî ki, bunun ilk hedefi de, şehrin en büyük kilisesi idi. Müslümanlar, İslâm şehri olduğunun sembolü olarak, kılıç zoru ile aldıkları şehrin en büyük kilisesini câmiye çevirir, diğer kiliselere dokunmazlardı. İstanbul’un fethinde olduğu gibi. Bu iki büyük kumandan, aynı anda iki ayrı kapıdan bu kiliseye girdiler. Ve kilisenin ortasında birbirleri ile karşı

Keşke İnsanlık Üniversitesini Bitirseydi

Keşke İnsanlık Üniversitesini Bitirseydi… Genç kız, el aynasında makyajını kontrol etti; “Gayet iyi.” dedi. Güzelliğinden emindi. Çevresindeki erkeklerin pervane olmasından zaten biliyordu güzel olduğunu. Hayatın tadını çıkaran, rahat yaşayan biriydi. Cep telefonu çaldığında, akşam arkadaşlarıyla hangi eğlence yerine gideceğine karar vermeye çalışıyordu. Telefondaki numaraya baktı, arayan annesiydi. - Alo… Kızım! Nasılsın? – İyiyim anne. Ne oldu? – Sana bir sürprizim var! – Sürpriz mi? – Evet. Çok eski bir arkadaşım, dostum şehrimize gelmiş! – Eee kimmiş? – Kim olduğu sürpriz! Fakat onu senin almanı istiyorum! – Ben mi? – Evet, senin iş yerine yakın olan parkı biliyormuş. Parka gitmesini ve seninle buluşmasını söyledim. Senin de parka gidip onu almanı istiyorum. – Anne, ben böyle şeyleri sevmem, kendin halletsen! – Kızım 1-2 saatlik bir işim var. Ayrıca seni bebekliğinden tanıyan bir arkadaşım. Seni görünce mutlaka çok sevinecektir. – Amaaan! Peki peki!

İnsanlık Ömer'ini Arıyor...

İnsanlık Ömer 'ini Arıyor...   İki büklüm ihtiyar kadın önüne geçti. Dur dedi. O da duraksadı... Yılların yorduğu ihtiyar kadının vücudu yere paraleldi... Habire konuşan kadın, sesini uzun boylu adam duyurmak istiyordu... Kadının durdurduğu Hz. Ömer Radiyallahü Anh yere doğru eğildi... Dizlerinin üstüne çöktü ve ihtiyar kadının sesini duymaya gayret etti... Kadının sözleri, Hz. Ömer Radiyallahü Anh 'ın kulağında yankılanıyordu...''Sen düne kadar Ukaz panayırında güreşen bizim bildiğimiz Ömer'din! Büyüdün, serpildin ve şimdi halife oldun, şimdi dinle beni'' Uzun uzun dinledi. O gün biçare kadını dinlediği için de bugün dinleniyor. Kıyamete kadar dinlenmeye, dillendirilmeye gayret edilecek... Medine sokağından geçiyor. Sokak kapısının önünde bir kadın oturuyor. İçeriden diğer kadının sesi duyulur: Anne içeri gir, müminlerin emiri geçiyor. İhtiyar kadın duruşunu bozmaz, içeriye seslenir. "Daha düne kadar Ömer’di. Ne oldu yani, bugün halife olmuş

İnsanlık Uyanmalı Savaş Ve Terörden Kurtulmalı…

İnsanlık Uyanmalı Savaş Ve Terörden Kurtulmalı… İnsanlık bindiği dalı kesiyor… Sıcak savaşlar, örtülü savaşlar devam ediyor… Her yıl binlerce insan “Bir hiç uğruna, Irkçılık ve sömürgecilik uğruna!” öldürülüyor. Dünyada en büyük ırkçılığı Siyonistler yapıyor… Dikkat edin İsrail demiyorum Siyonistler diyorum. Çünkü Siyonistler sadece İsrail’de değil tüm dünyada var… Eğer Dışarıdaki Yahudiler, masonlar, ABD ve AB gibi büyük güçler İsrail’e destek vermeseler; İsrail bırakın terör örgütleri kurarak dünyayı karıştırmayı bir saniye bile ayakta duramaz… Önce tahrif edilmiş Tevrat’taki vaad edilmiş Nil ile Fırat arasındaki Büyük İsrail’i kuracaklar… Sonra Roma’yı başkent kabul eden tüm dünyayı köleleştiren Dünya İsrail İmparatorluğu’nu kuracaklar… Bir insan sadece anası Yahudi ise Yahudi kabul edilir. Adamlar öyle ırkçılar ki sadece Babası Yahudi ise o çocuğu bile Yahudi kabul etmiyorlar… Yahudi olmayanlara “Goyim” diyorlar… Goyim insana benzer hayvan demek... Açın bakın sözlüğe İ