Kayıtlar

Hasan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Aşkın İle Meydana, Geldim Ya Rasûlallah!

Aşkın İle Meydana, Geldim Ya Rasûlallah!   Aşkın ile meydana, Geldim yâ Rasûlallah! Derdin ile devrâna, Girdim yâ Rasûlallah!   Zikrullahın âsârı, Terkettirir ağyârı, Âşıkların hem yârı, Gördüm yâ Rasûlallah!   Lûtfundur her dem ona, Kim gide Hak’dan yana, Cümle muhtaçdır sana, Bildim yâ Rasûlallah!   Baş açık sine üryân, Göz yaşlı ciğer büryân, Canım yoluna kurban, Kıldım yâ Rasûlallah!   Zâtına doğru özüm, Açılmıştır can gözüm, Hâk-i pâyine yüzüm, Sürdüm yâ Rasûlallah!   Kalb bir özge kân imiş, Zâtında burhân imiş, Vuslat’da mihmân imiş, Duydum yâ Rasûlallah!   Şeyh Hasan Vuslat Rahmetullahi Aleyh

Meğer Ben Ne Enayiymişim!

Resim
Meğer Ben Ne Enayiymişim! Sn. Milletvekilleri okusun, örnek alsın! Merhum Hasan Celal Güzel diyor ki: Efendim, artık 68 yaşında, su katılmamış bir avanak, hakikî bir budala ve gayrikabil-i ıslah bir 'enayi' olduğumu itiraf ediyorum. Bana küçük yaşımdan itibaren 'beytülmal’ ın mukaddesliğini öğretmişlerdi. Hiç kimse 'Devlet malı deniz, yemeyen domuz!' dememişti. Bütün ömrüm tâbir-i âmiyanesiyle 'eşşek gibi' çalışmakla geçti. Çalışma hayatımda tek gün dahi izin kullanmadım. Bir gece bile doyasıya uyuyamadım. Kimileri bana 'uykusuz müsteşar' adını takıp uçup kaçtığımı söylerdi ama 'Ne akılsız adam yahu!' şeklindeki fısıltılar, her gün yüzlerce telefon konuşmasıyla çınlayan kulaklarıma kadar gelirdi. Üzerinde 'T.C. Hükümeti' yazan kurşun kalemleri, silgileri ve kâğıtları, sadece resmî hizmetlerde, âdeta okşar gibi incitmemeye çalışarak kullanırdım. Çocuklarım devlet malına ellerini dahi süremezlerdi. Plakaları kırmızı ve ...

Kaside-i Tevhîd

  Kaside-i Tevhîd     Cennetin dedi ol Râsûlullâh, Semen-i lâ ilâhe illallâh!   Aslını saldı gülşen-i câne, Şecer-i lâ ilâhe illallâh!   Anın içün gıdâ-yı rûh oldu, Semer-i lâ ilâhe illallâh!   Hıfz ider cânı şerr-i şeytandan, Siper-i lâ ilâhe illallâh!   Masivâyı yutar neheng-âsâ, Ejder-i lâ ilâhe illallâh!   Küntü kenzi sana 'ayân eyler, Güher-i lâ ilâhe illallâh!   Getirir bahr-i vahdeti cûşa, Eser-i lâ ilâhe illallâh!   İki kat etdi pîr-i gerdûnu, Kemer-i lâ ilâhe illallâh!   İrgürür 'arşa câmi'-i 'aşkın, Minber-i lâ ilâhe illallâh!   İletir râhını cinâne senin, Rehber-i lâ ilâhe illallâh!   Kandırır teşne dilleri âhir, Kevser-i lâ ilâhe illallâh!   Vâsıl-ı râh-ı Hakk oldun ise, Mazhar-ı lâ ilâhe illallâh!   Sadef-i kalbe düşse incû olur, Matar-ı lâ ilâhe illallâh!   Cünd-i şeytânı târmâr eyler, 'Asker-i lâ ilâhe illall...

Ulubatlı Hasan

Resim
Ulubatlı Hasan Yeni Çağ bayraktarı Ulubatlı Hasan Ulubatlı Hasan, İstanbul’un fethi sırasında surların üzerine çıkan ilk Osmanlı askeridir. 1428 yılında Bursa’nın Ulubat (Uluabat) köyünde doğdu. Köhne Bizans’ı tarihe gömerek; Orta Çağı kapatıp “Yeni Çağ”ı başlatan Fatih Sultan Mehmed Han’ın ordusunda “Bayraktar” olarak İstanbul kuşatmasına katıldı... Osmanlı ordusu 6 Nisan 1453 Cuma günü İstanbul’u kuşattı. 29 Mayıs 1453 Salı günü sabaha karşı son hücum yapılıyordu... Mehter “gülbanklar” vurmaya koyulmuş ve Bizans surlarının karşısındaki ordugâhta hummalı bir faaliyet başlamıştı. Ulu Hâkan, “Evlâtlarım, yiğitlerim, şahbazlarım, yürüyün... Zafer sizindir” diyerek hücum emrini vermişti... SANCAĞIMIZ SURLARDA... Yeniçeriler arasında iri yarı Ulubatlı Hasan adlı bir yiğit bayraktar, surlara tırmanmaya başladı. Bir elinde palası, öteki eli ile kalkanını başının üstünde tutarak surların üstüne çıktı. Onunla birlikte otuz kadar yeniçeri de tırmandı. Ulubatlı Hasan yaralanmas...

Yahyalılı Hacı Hasan Efendi Kuddise Sirrûh’dan Sözler

Yahyalılı Hacı Hasan Efendi Kuddise Sirrûh’dan Sözler 001-   İslâm dini kadar başka hiçbir dinde ahlâk, bu kadar şümullü ve mükemmel olarak ele alınmamıştır. (Güzel Ahlâk-YD Nisan 2015) 002-   Bizim önemle riâyet etmemiz gerekli olan ahlâkî kuralları medeniyet nedir bilmeyen batılılar bizlere öğretmesin. Bu emânetlere, ahlâkî düsturlara sıkı sıkıya yapışalım. Hem dünyâmızı âbâd edelim hem de âhiretimizi. (Güzel Ahlâk-YD Nisan 2015) 003-   Biz O’nu Sallallahü Aleyhi Vesellem dinleyeceğiz, 0’na Sallallahü Aleyhi Vesellem tâbi olacağız, sünnetine ittibâ edeceğiz, hadislerinin gereğince amel edeceğiz, ahlâk-ı peygamberîyle ahlâklanacağız ki iki cihân saadetini elde edelim. (Kardeşlik ve İyilik-YD Mayıs 2015) 004-   Bütün gâyemiz Allâh’ın rızâsını bulmak. Dünyâya gelmedeki gâyemiz bu. Bizleri kendisine kulluk için gönderen Allah Celle Celâlüh, kullukta dahi rızâsını gözetmemizi istiyor. Bütün ibâdetlerimiz Allâh’ın rızâsı için olmalı. (Kardeşlik ve İyilik-YD M...