Ulubatlı Hasan
Ulubatlı Hasan
Yeni
Çağ bayraktarı Ulubatlı Hasan Ulubatlı Hasan, İstanbul’un fethi sırasında
surların üzerine çıkan ilk Osmanlı askeridir.
1428
yılında Bursa’nın Ulubat (Uluabat) köyünde doğdu. Köhne Bizans’ı tarihe
gömerek; Orta Çağı kapatıp “Yeni Çağ”ı başlatan Fatih Sultan Mehmed Han’ın
ordusunda “Bayraktar” olarak İstanbul kuşatmasına katıldı...
Osmanlı
ordusu 6 Nisan 1453 Cuma günü İstanbul’u kuşattı. 29 Mayıs 1453 Salı günü
sabaha karşı son hücum yapılıyordu...
Mehter
“gülbanklar” vurmaya koyulmuş ve Bizans surlarının karşısındaki ordugâhta
hummalı bir faaliyet başlamıştı.
Ulu
Hâkan, “Evlâtlarım, yiğitlerim, şahbazlarım, yürüyün... Zafer sizindir” diyerek
hücum emrini vermişti...
SANCAĞIMIZ
SURLARDA...
Yeniçeriler
arasında iri yarı Ulubatlı Hasan adlı bir yiğit bayraktar, surlara tırmanmaya
başladı. Bir elinde palası, öteki eli ile kalkanını başının üstünde tutarak
surların üstüne çıktı. Onunla birlikte otuz kadar yeniçeri de tırmandı. Ulubatlı
Hasan yaralanmasına rağmen, arkadaşlarının surlara çıkmasına yardım etti.
Ulubatlı’nın
şimşek gibi çakan kılıcından ürken düşman askerleri uzaktan ok yağdırmaya
başlamışlardı. Oklar peş peşe Hasan’ın vücuduna saplanıyordu. Ayakta
duramayacağını anlayan Ulubatlı, sancağı Topkapı’daki surların üzerine
dikivermişti...
Sancağın
dalgalandığını gören askerler coşmuştu. Tekbir getirerek büyük bir gayretle
surlara hücum ediyorlardı. Ulubatlı Hasan da vücudunun oklarla delik deşik
olmasına rağmen yaralı bir Arslan gibi sancağın yanına düşman askerlerini
yaklaştırmıyordu.
Nihayet
diğer arkadaşları yanına gelmiş, Hasan’ın etrafına halka olmuşlardı. Sancağın
artık emin ellerde olduğunu gören Hasan yüzünde mes’ud bir tebessümle ruhunu
Rahman’a teslim etmişti.
Kendisiyle
birlikte surlara tırmanan arkadaşlarından 18’i de şehit olmuş, kalan 12’si
sancağı düşürmemişti.
“Eğer
sultan olmasaydım!”
Bu
yiğit yeniçerinin son sözleri şunlar oldu:
“Allah’ım,
bu sancağı buradan indirtme!”
Çok
genç yaşta şehitlik rütbesine erişen Ulubatlı Hasan’ın vücuduna 27 ok
saplanmıştı. Arkadaşları bu okları çıkardılar ve bu mübarek şehidi Padişahın
huzuruna götürdüler.
Fatih
Sultan Mehmed Han, bu bahadıra dua ettikten sonra şöyle demiştir:
“Ey
mübarek şehit! Ne kadar şanlısın. Eğer sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak
isterdim!”
Yorumlar
Yorum Gönder