Kayıtlar

Hz. Ebu Bekir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh Buyuruyor ki:

  Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh Buyuruyor ki:   ·      İstişarede doğru söyle ki, rey doğru olsun… ·      Halka iyilik etmek, afetlerden ve belâlardan masuniyeti muciptir. ·      Takva, akıllıca yapılan işlerin en güzelidir. ·      Hakk'a asi olmak, ahmakça yapılan işlerin en çirkinidir. ·      Verilen emaneti yerine getirmek, en üstün doğruluktur. ·      Hıyanet olarak da en önde yalan gelir. ·      Mazlumun bedduasından korkunuz... ·      Ölümü özüne sevdir. Nasıl olsa gelecek. ·      İşlerinizi çevirmek için başınıza geçtim... Doğrulukta devam ettiğim müddet; bana uyunuz. ·      Kaydığımı görünce de bana kıyam hakkınızdır. ·      Sonun iyiliği, evvelin iyiliği kadar olur. ·      Mazlumun bedduasından korkunuz. ...

Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh'ın Halife Seçilmesi Nasıl Olmuştur

Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh'ın Halife Seçilmesi Nasıl Olmuştur Hicrî on birinci yılda hastalanan Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem 13 Rebiyülevvel Pazartesi günü (8 Haziran 632) vefât etti. Onun vefâtını duyan Müslümanlar büyük bir üzüntüye kapıldılar ve ilk anda ne yapmaları gerektiğine karar veremediler. Ama o da bir ölümlüydü. Hz. Ömer Radiyallahü Anh: “- Onun Hz. Musa Aleyhisselâm gibi Rabbi ile buluşmaya gittiğini, O'nun için öldü diyen olursa ellerini keseceğini” söylüyordu. Ebû Bekir Radiyallahü Anh, Rasûlullah'ın iyi olduğu bir sırada ondan izin alarak kızının yanına gitmişti. Vefât haberini duyar duymaz hemen geldi, Rasûlullah'ı alnından öptü ve: “- Babam ve anam sana fedâ olsun ya Rasûlullah. Ölümünde de yaşamındaki kadar güzelsin. Senin ölümünle peygamberlik son bulmuştur. Şânın ve şerefin o kadar büyük ki, üzerinde ağlamaktan münezzehsin. Yâ Muhammed, Rabbinin katında bizi unutma; hatırında olalım...” Dedi. Sonra dışarı çıkıp Ömer'i...

Hz. Ebu Bekir Sıddık Radiyallahü Anh

Hz. Ebu Bekir Sıddık Radiyallahü Anh Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem'in en yakın sadık arkadaşı ve kayınpederi, cennetle müjdelenen 10 sahabeden biridir. Kur'ân-ı Kerim'de hicret sırasında Rasulullah'la beraber olmasından dolayı, "...mağarada bulunan iki kişiden biri..." (Tevbe, 9/40) şeklinde ondan bahsedilmektedir. Azaptan azad edilmiş mânâsına "atik"; dürüst, sadık, iffetli, emin ve dosdoğru olduğundan dolayı da "sıddık" lâkabıyla anılmıştır. Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh Radiyallahü Anh, İslam’ı kabul eden ilk erkek ve Müslümanların da ilk halifesidir. Hz. Muhammed'in Sallallahü Aleyhi Vesellem İslam'ı tebliğ ettiğinde tereddütsüz Müslüman olan Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh için Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem "Bütün insanların imanı bir kefeye, Ebu Bekir'in imanı bir kefeye konsa, onun imanı ağır basardı." demiştir. Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh, güzel hasletlerle t...

Oğlunu Şehit Edene Rahmet Diledi

Oğlunu Şehit Edene Rahmet Diledi Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh, oğlunun ölümüne sebep olan oku kimin attığını araştırmış ve oku atan kişiyi bulmuştu. Oku atan adam huzuruna girince: "Bu ok, Abdullah'ı şehit eden oktur. Senin elinle O'na şehitlik şerbetini içiren ve O'nun eliyle seni öldürtmeyen Allah'ü Teâlâ’ya hamt ederim. Allah'ü Teâlâ’nın himayesi çok geniştir!" demişti. Böylece oğlunun şehit olmasına sevinmiş ve oku atana Allah'ü Teâlâ’ü Teâlâ’dan rahmet dilemişti. (İbn Hacer, el-İsâbe, 2/274; İbn Hişâm, es-Sîre, 2/130) (Sahabiler Ansiklopedisi)

Hz. Ebu Bekir Yahudi’ye Köleliği Kabul Etti

Hz. Ebu Bekir Yahudi’ye Köleliği Kabul Etti Hazreti Ebu Bekir İslam’la şereflenmeden evvel çok zengindi ve herkes onu zengin olarak bilirdi. Fakat Müslüman olduktan sonra bütün malını - mülkünü Allah yolunda harcadı ve bir hırka bir lokma kaldı. Hazreti Ebu Bekir'i hâlâ eski halinde zanneden bir sahabi bir gün kapısını çalıp: - Ya Eba Bekir, benim 12 bin akçe borcum var. Bugün vermem lâzım, benim bu borçtan kurtulmam için bu parayı vereceğini umarım, dedi. Hazreti Ebu Bekir Radiyallahü Anh: - Biliyorsunuz ki, ben bütün varlığımı Allah için sarfettim. Şu anda size verecek bu para bende yok, dediyse de adam: - Ben sizde hâlâ bu kadar para var biliyordum, dedi. Bunun üzerine Hazreti Ebu Bekir kalktı: - Sen bekle, ben biraz sonra gelirim, dedi ve bir Yahudi inin kapısını çaldı. Yahudi iden 12 bin akçe borç istedi: - İnşallah yarın öğleden sonra veririm, dedi. Yahudi i: - Yarın vermezsen ne olacak? Diye sordu. Ebu Bekir Radiyallahü Anh: - Yarın verm...

Hazreti Nevfel'in Şehadeti ve Hz. Ebu Bekir

Hazreti Nevfel'in Şehadeti ve Hz. Ebu Bekir Hazreti Peygamber Efendimiz şehidliğin mertebelerini ve Cennetteki derecesini anlatıp bir çok sözleriyle şehidleri medh ü sena etmişti. O anda eshabın içinden Nevfel Radiyallahü Anh, Efendimizin karşısına geçip: - Ya Resûlallah, ben dua edeyim, siz de amin deyin, dedi ve dua etmeye başladı. Duası şöyle idi: - Ya Rabbi Nevfel kuluna şehidlik ihsan eyle... Bu iki oğlumu yetim, annelerini dul eyle. Kılıcını kuşandı, Resûlüllah'la beraber harbe iştirak etti. Harbde çok cengâverce savaştı, bütün küffar ondan korkar oldular. Fakat Resûlüllah'ın önünde ettiği dua kabul olunmuştu. Bir ok yarasıyla yere düştü ve şehid oldu. Efendimize Nevfel'in şehadetini haber verdiler. Gelip başını dizi üzerine koydu ve: - Allah sana rahmet etsin. Yarın huzur- u İlâhi'de bu başın arşın altında ve misk kokusu içinde olacaksın, buyurdular. Abdurrahman bin Avf Peygamberimizin emriyle rida getirip cenazesini kılarak defnetti...

Testideki Vasiyet

Testideki Vasiyet Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh, vefat edeceği zaman, kendisinden sonra halifelik vazifesini yüklenecek olana verilmek üzere   vasiyet ettiği bir testi bıraktı. Hz. Ömer Radiyallahü Anh halife olunca testiyi ona verdiler. Halife testiyi kırdırttı. İçinden küçük küçük paracıklar ve bir mektup çıktı. Mektupta şunlar yazıyordu: “Bu paralar, bana verilen maaştan arta kalanlardır. Ben Medine’nin en fakirini kendime ölçü kabul etmiştim (ona göre yaşadım). Artan miktarı bu testiye koydum. Bunlar hazinenin malıdır.” Hz. Ömer Radiyallahü Anh mektubu okuyunca ağlamaya başladı. Hem ağlıyor, hem de şöyle diyordu: “Kendinden sonrakilere çok ağır bir yük bıraktın! Ya Ebu Bekir Radiyallahü Anh!”