Kayıtlar

olmuş etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Günümüzden 55 Yıl Önce Gazete Haberi Olmuş İnanılmaz Bir Olay

Günümüzden 55 Yıl Önce Gazete Haberi Olmuş İnanılmaz Bir Olay Günümüzden 55 yıl önce, gazete haberi olmuş böyle bir güzellik yaşanmış İstanbul'da? Artvinli Hasan Efendi Kocamustafapaşa'da, ihale ile bir bina satın alır. Satış gerçekleşir, binanın tapusu da artık elindedir. Fakat bina ihale ile ve avukatı aracılığı ile satın alındığı için içi rahat etmez. Uzman bir mühendisi, binaya fiyat biçmesi için görevlendirir. Görevli mühendisin binaya biçtiği fiyat, kendisinin ödediği miktardan bin lira daha fazladır. O zamana göre çok önemli bir paradır. Fakat Hasan Efendi'nin vicdan rahatı, bu 1000 liradan daha önemlidir. Binanın hissedarlarını bulur, hepsine bu bin lirayı paylaştırır: - Kanunen binayı 1500 liraya aldım ama vicdanen 1000 lira daha ödemek mecburiyetindeyim! Der. İşte bu Artvinli Hasan Ağa, Tema Vakfı'ndan tanıdığımız muhterem Nihat Gökyiğit Beyefendi'nin babalarıdır. Artvinli tüccar Hasan Efendi neden böyle bir fazileti gösterebi...

AŞK VE VUSLAT

AŞK VE VUSLAT Yüce Rabb’im ben sana, candan âşık olmuşum. İlâhi Cemaline kalbimden vurulmuşum.   İslâmi düzen için, gece gündüz ağlarım. Dermansız derde düştüm, ömür boyu yanarım.   Güneşe değse elim; hemen yanar kavrulur. Parçalanır kül olur, uzaylara savrulur.   Doktor, ilâç, hiçbir şey; bana fayda vermiyor, Okyanusları içsem, susuzluğum kanmıyor.   Günden güne vücudum, bir mum gibi eriyor. İnsanlığın bu hali, yüreğimi deliyor.   Kalmadı siyah saçım, her dakka aklaşıyor. Zaman hızla bitiyor,  “Büyük Gün”  yaklaşıyor.   Şudur senden niyazım, bu sevgi azalmasın! Her an yansın bu aciz, yeter ki bozulmasın!   İbadet gıdam olsun; gönlüm bundan bıkmasın! Dağ gibi dert gelse de; doğru yoldan çıkmasın!   Kavuşabilmek için, ölüm sen ne güzelsin! Ayrılmazsın peşimden, gölge gibi gezersin!   İnşallah yakalarsın, gafletsiz bir anımda. Tövbe edip ağlarken, Rabb’imin huzurunda.   Gülerek son veririm, ruhumdaki hasrete. Şehitlik nasip olur,...

KAÇ KIRLANGIÇ KOVALADINIZ?

KAÇ KIRLANGIÇ KOVALADINIZ? Kırlangıcın biri, bir adama âşık olmuş. Pencerenin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, röfleli tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra, küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş. Tık... Tık... Tık... Adam cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle uğraşıyormuş. Meşgulmüş! Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç! Heyecanlı kırlangıç, telaşını bastırmaya çalışarak, derin bir nefes almış şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış. Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini niçinini sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım. Adam birden parlamış: “Yok daha neler? Durduk yerde sen de nerden çıktın şimdi? Olmaz, alamam” demiş. Gerekçesi de pek sersemceymiş: Sen bir kuşsun! Hiç kuş, insana âşık olur mu? Kırlangıç mahcup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını...