Kayıtlar

Kasım 5, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tarihimizle Yüzleşelim

Tarihimizle Yüzleşelim Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen Kayseri’de yapılan kazılarda, 70 yıl önce Amerika’nın baskısı nedeniyle yağlı bırandalara sarılıp gizlice toprağa gömülen 70 uçak çıktı. Türkiye’ye yapılan baskılar sonucu aniden kaybolan uçaklar bununla sınırlı değil. Ülkemizin Almanlarla beraber ürettiği uçakların bir kısmı da Ankara’da yakılarak imha edildi. Kimse başka gerekçeler ve kılıflar aramasın. Müzelerde sergilenmek yerine, korku ve baskıyla toprağa gömülen ve yakılarak imha edilen uçaklar... Sanki suç islemiş kedi gibi davranmanın başka ne gerekçesi olabilir? Halkın haberi yok, meclisin haberi yok, medyanın haberi yok. Kimin malını kimden sakladılar? Bu uçaklar gömülmek ve yakılmak yerine, şehirlere anıt olarak dikilseydi, hiç değilse uçak ve uzay sanayi için topluma örnek olurdu. Yabancılara muhtaç ve bağımlı olmazdık.  O tarihlerde ülke nasıl yönetiliyormuş görün ve anlayın artık. Dış baskılara boyun eğme, korkaklık ve milletten gizli saklı dolaplar çevirme..

Beslenmenin Başucu Kitabından "Devrimci” Öneriler!

Beslenmenin Başucu Kitabından "Devrimci” Öneriler!   1930’lu yıllarda çarpıcı bir kitap yazıldı. Edebiyat dünyasında Karamazov Kardeşler ne ise, beslenme alanında da bu kitap o değerde. Kitap çok sade, ama daha önce kimsenin yazmayı akıl etmediği “hayati” bir gerçeği anlatıyor. iyibilgi zoom   Beslenme ve Fiziksel Dejenerasyon (orijinali Nutrition and Physical Degeneration) isimli bu kitabın yazarı diş hekimi Dr. Weston Price bütün dünyayı dolaşıp insanların ne yediklerini incelemiş. Çıkan sonuç çok basit: İnsanlar ne kadar doğal, işlenmemiş, geleneksel yiyeceklerle beslenirlerse, o kadar sağlıklı olduklarını görmüş. İncelediği topluluklar arasında coğrafi koşullara, iklime, alışkanlıklara bağlı olarak, “geleneksel beslenme”nin çok farklı şekilleri olabildiğini görmüş. Mesela İsviçre’de, çevredeki diğer yerleşim yerlerinden izole edilmiş, ulaşımı zor bir vadide yaşayanların temel besini çavdar ekmeği, peynir ve tereyağıymış. Afrika’da hayvan besiciliğiyle uğraşan Masai ka

Nezaket Haftası: Hapşuuuu!

Nezaket Haftası: Hapşuuuu! Hitler, tüm dünyaya ne kadar nazik bir insan olduğunu göstermek için Almanya'da "Nezaket haftası" düzenlemişti. O hafta herkes birbirine çok nazik davranacaktı. Haftayı açmak üzere Hitler, hazırlanan büyük törene gitti. Halk, tribünlere oturmuş, bekliyordu. Hitler kalktı, kürsüye geldi, tam konuşmasına başlayacağı sırada, tribünlerden biri aksırdı; "Hapşuuuu!" Hitler, oradakilere döndü:  "Kim aksırdı?" Çıt çıkmadı. Hitler, hemen muhafız kıtasına işaret etti. Tribünlerin ön sırasını yaylım ateşine tuttu muhafızlar. İlk sıradakiler cansız yere serilirken, Hitler, ikinci sıraya sordu: "Kim aksırdı?" Yine çıt yok. Ve yine Hitler'in işaretiyle makineli tüfeklerin sesi… İkinci sıradakiler de öldürüldü. Derken üçüncü, dördüncü, beşinci... Öldürülme sırası tribünün en arkasında oturanlara gelmişti ki cılız bir adam ayağa kalktı: "Ben aksırdım efendim." Hitler, hemen onun yanına

Bizi Dünyaya Geri Gönder!

Bizi Dünyaya Geri Gönder! Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Nur Muhammed “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, dini ilimleri öğrenip de, bunu kullanmamak deliliktir, buyurdu. İlimsiz amel de yanlış olur, kabul edilmez. Ve ekledi: - Cehennemde sonsuz yanmaktan, insanı bu ikisi kurtarır ancak. İlim ve amel. Bugün seni günahtan korumayan ve ibadete sevk etmeyen ilim, yarın Cehennem ateşinden de korumaz. Ve tembih etti: - Bu gün ibadet ederek geçmiş günahlarımızı affettiremezsek, kıyamette elin ve dilin aciz kaldığı zaman; (Yâ Rabbi, bizi geri dünyaya gönder, bütün ömrümüzü ibadetle geçireceğiz) diyenlerden oluruz. Sonra bir âh çekti: - Ama faydasız. - Neden efendim? Dediler. - Çünkü (Ey ahmak! Oradan geldin ya!) cevabını alıp kalırız! Ölümü istemek uygun mu? Bir gün de sevdiklerinden biri; - Efendim, ölümü istemek dinen uygun mudur? Diye sordu. Cevabında; - Hastalıktan ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü isteme

Salât-ı Tefriciye Duası ve Fazileti

Salât-ı Tefriciye Duası ve Fazileti "Bu fazilettendir ki, salavât okuyan kimsenin bütün işleri Allah tarafından kolaylaştırılır. İşleri düzgün yolunda gider. Gönül sıkıntısı olmaz. Gamı, kederi, sıkıntıları kendiliğinden kalkar. Geçim darlığı çekenlerin rızkı bollaşır, kazancına bereket gelir, geçim darlığı çekmez. Bütün duaları kabuldür. Her istek ve dileği yerine gelir. Ümit ve muradı hâsıl olur. Bu salavât, 3, 5, 7, 11, 21 veya 41 kere okunabilir. Herkes vaktine göre az veya çok okuyabilir. İsteyen 3 kere… İsteyen 41 kere okur. Fazileti, sevabı buna göredir. Çok önemli işlerin gerçekleşmesi için bu salavât (4444) defa okunur. Gelecek musibetlerden (belâ ve kazalardan) korunmak ve kurtulmak için de (4444) defa okunur. Altından kalkamadığın musibetlerin gitmesi için de aynı şekilde okunur. “Allah da melekler de o Nebiye salat ederler, ey müminler, siz de ona salat edin, bol bol selam gönderin.” (Ahzâb, 33/56). İmamı Kurtubî Hazretleri şöyle buyurmuş: “Bir kim

Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri ve Cihad

Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri ve Cihad Bir gün Venedik elçisi (Antonio Jüstiniani) İstanbul’a gelir ve huzura çıkmak için izin ister. Bunun üzerine vezirler, eskiyen elbiselerini değiştirme ihtiyacı hissederek sadrazam aracılığı ile durumu Yavuz Sultan Selim Han’a bildirirler. Yavuz Sultan Selim bu isteği münasip görür ve izin verir. Elçinin geleceği gün, bütün vezirler yeni elbiseleriyle padişahın huzuruna varırlar. Ancak gördüklerine inanmayarak dehşet ve hayrete düşerler. Zira Sultan Selim Han’ın üzerinde yine o eski ve sade elbiseleri vardır. Tahtına oturmuş, keskin kılıcını da çekip tahtın basamağına koymuştur. Karşı pencereden vuran gün ışığı karşısında kılıç parıl parıl parlamaktadır. Bütün vezirler Sultanın sade ve eski elbiseleri karşısında kendi yeni ve görkemli kıyafetlerinden utanırlar. Nihayet elçi gelir ve görüşme gerçekleşir. Görüşmeden sonra Sultan Selim, Sadrazam’a bakarak: “Paşa, var elçiye sor, bizi nasıl bulmuşlar?” der. Sadrazam, padişahın em