Kayıtlar

Berzah Hayatı

Berzah Hayatı Bera bin Azib Radiyallahu Anh şöyle dedi: Ensardan bir adamın cenazesinin peşinden, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte kabre kadar gittik. Henüz daha kabri açılmamıştı. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kıbleye doğru oturdu, biz de Onun etrafında oturduk. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem elinde yere vurduğu bir değnek vardı. Bir göğe, bir yere bakmaya başladı. Gözlerini üç defa kaldırıp indirdi. İki ya da üç defa: “Kabir azabından Allah’a sığınınız!” dedi. Sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: “Allah’ım! Şüphesiz ki ben, kabir azabından Sana sığınırım!” dedi ve bu sözlerini üç defa tekrarladı. Daha sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Mü’min bir kulun dünya ile alakası kesilip, ahirete yönelmeye başladı mı semadan yüzleri güneşi andıran beyaz yüzlü melekler iner. Beraberlerinde cennet kefenlerinden bir kefen ve cennet kokularından bir koku bulunur. Nihayet melekler o kişiden gözün görebildiği kad

Said Nursi Rahmetullahi Aleyh’in Defterinde Yazılı 33 Hadis-i Şerif

Said Nursi Rahmetullahi Aleyh’in Defterinde Yazılı 33 Hadis-i Şerif Belki birçoğunuzun ilk defa okuyacağı bu bilgiyi istifadenize sunuyoruz. Çok ilginç ve bir o kadar da gizemli Hadis-i Şerifler var. "arif olana bir işaret yeter" sevgi ve dua ile... Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, 3. Defa girdiği Afyon Medrese-i Yusufiyyesinde, şu gelen 33 hadis-i şerifeyi kendi evrak defterinde yazmış, bilahare bazı Nur talebeleri de, kendi defterlerinde kaydetmişler. Bunların bazılarını, üstadımız kendi kalemiyle tashih edip, bazı Arapça ve Türkçe haşiyeler ilave etmiştir. Risale-i Nur'un talebe-i ulum şerefini kazandıran ve ilim içinde hakikata bir yol açan mesleğini, bu hadis-i şerifler beyan etmektedirler. Bu hakikatı ifade için, merhum mualla [1] üstadımız, Emirdağ-1, sf. 90′da: “Ehli velayetin amel ve ibadet ve süluk ve riyazet ile gördüğü hakikatler ve perdeler arkasında müşahade ettiği hakik-ı imaniye, aynen onlar gibi Risale-i Nur; - İbadet yeri

Sen Adam Olmazsın!

Sen Adam Olmazsın! Bir adam oğluna 'Sen adam olamazsın…' der dururmuş. Baba evinden ayrılan çocuk zaman içinde yüksele yüksele vezirliğe kadar çıkmış. Bu makama erişince ilk işi bir grup asker gönderip babasını sürükleterek huzuruna getirtmek olmuş. Sonra ona hışımla: -Hani adam olamazdım, işte bak vezir bile oldum! Demiş. Baba ise: -Ben hala aynı fikirdeyim. Ben sana vezir olamazsın demedim! Adam olamazsın dedim. Sen vezir olmuşsun ama adam halâ adam olamamışsın. Adam olsaydın babanı ayağına askerlerle ayağına çağırtmaz, babanın ayağına giderdin! Cevabını vermiş.

Uçak

Uçak Bir kadın, uçakta zenci bir adamın yanında oturuyordu. Durumdan rahatsızlığını belli edercesine, hostesten başka bir yer bulmasını istedi, zira öylesine antipatik birinin yanında oturamazdı. Hostes, tüm uçağın dolu olduğunu fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağını söyledi. Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izliyorlardı, bu kadının sadece terbiyesizliğ ine değil, bir de birinci sınıfta yolculuğu devam edeceğine şahit oluyorlardı. Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti. Bu kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden tatmin olmuş, hostesin dönmesini bekliyordu. Birkaç dakika sonra geri gelen hostes, kadına: "Çok özür dilerim gerçekten de uçakta boş yer yok... Birinci sınıfta bir yer bulduğum için mutlu oldum... Bu yeri bulmak biraz zamanımı aldı, zira bu değişiklik için pilottan izin almam gerekiyordu. Hiç kimse sorun yaratan bir diğerinin yanında oturmak mecburiyetinde tu

20 Lira

20 Lira Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu. Çocuk babasına, ’Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun’ diye sordu... Zaten yorgun gelen adam, ’Bu senin işin değil’ diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk ’Babacım lütfen, bilmek istiyorum’ diye üsteledi. Adam ’İlla da bilmek istiyorsan 20 lira’ diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk ’Peki bana 10 lira borç verir misin’ diye sordu. Adam iyice sinirlenip, ’Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat’ dedi. Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı. Adam sinirli sinirli ’Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder.’ diye düşündü. Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, ’Belki de gerçekten lazımdı’... Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı... Yatağında olan çocuğa, ’Uyuyor musun’ diye sordu. Çocuk ’Hayır’ d

Cennete Girmeye Engel Olan Şey

Cennete Girmeye Engel Olan Şey Yememizin, içmemizin giydiklerimizin helâl ya da haram olmasına aldırış etmeyenler var. Bu vurdumduymazlık insanı cehennemin dibine sürükler. Bir şey istedik de, istediğimiz verilmedi ise, önce kendimizi hesaba çekmemiz gerekiyor. Kazancımızda haram karışığı var mı yok mu araştırmamız gerekir… Şu vak’a bu hususa çok net açıklık getirir: Bir gün kalabalık bir sahabe topluluğu Rasûlüllah Efendimizle Sallallahü Aleyhi Vesellem oturuyorlardı. İçlerinden Sa’d bin Ebu Vakkas (r.a.), Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’den şöyle bir istekte bulundu: – Ya Rasûlâllah! Benim için Allah’a duâda bulunsan da, duaları kabul edilen biri olayım… Peygamberimiz Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şu karşılığı verdi: – Ya Sa’d! Yediğini, içtiğini helâl yoldan kazan. Allah’a yemin ederim ki, biri midesine haram olan şeyi indirirse, onun 40 gün hiçbir ameli kabul olmaz. Haram ile beslenen vücut cehennem ateşinde yanmaya lâyık olur.” (Tergib-terhip. c/2. sf: 547

Rahle-i Edeb; Mecliste Oturma Adabı

Rahle-i Edeb; Mecliste Oturma Adabı İlim Ve Sohbet Meclisleri İlim veya zikir meclislerinde gerekli adap ve erkâna son derece riayet edilmelidir. Sohbet meclislerine sonradan katılan kişiler, o mahaldekilerin dikkatlerini dağıtmadan, kendilerine en yakın ve boş olan bir yere sessizce oturmalıdır. Zira Câbir b. Semure Radiyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi Sallallahü Aleyhi Vesellem'(in huzurun)a vardığımız zaman (her)birimiz, (meclisin) bittiği (yani önüne gelen ilk boş) yere otururdu. (Ebû Dâvûd, Edeb, 16) Meclise Gelenlere Karşı Davranış Adabı Toplu olarak oturulan meclislere biri gelince ona yer gösterilmelidir. Meclise gelen kimse meclisin büyüğünün elini öpüp musafaha ettikten sonra diğerleriyle musafahalaşmadan yerine oturmalıdır. İki kişi arasına izinleri olmadan oturulmaz. Çünkü bu durum sıkıntı ve meşakkat verebilir. Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v); Abdullah b. Amr Radiyallahü Anh’den rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştu