Kayıtlar

üzerinde etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ahirete İman Etmenin İnsan Hayatı Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

  Ahirete İman Etmenin İnsan Hayatı Üzerindeki Etkileri Nelerdir?   Ahiret gününe imanın insan hayatı üzerindeki tesirleri nelerdir? Ahirete inanmanın insan davranışlarına etkisi maddeler halinde... Ahirete inanmak insanın hayatına anlama katan ve onu temelden şekillendiren bir husustur. Ahirete inanmanın, günlük hayatta ile fert ve toplum açısından büyük bir önemi ve pek çok faydaları vardır.   1- Ahirete iman, insan hayatına bir hedef ve yön verir. Yaratılıştaki gaye ve amacı öğretir. İnsanın boş yere yaratılmadığını ve başıboş da bırakılmadığını öğretir.   2- Ahirete inanan bir kişi dinî ve dünyevî görevlerini eksiksiz yerine getirir. Çünkü bir mükâfat ve ceza gününün varlığına iman eden kişi bu dünyada işlediklerinden dolayı Allah’ın huzurunda sorguya çekileceğini bilir. Bu sebeple ahiret inancı, insanlar için hem hukuki hem ahlaki, hem de vicdani bir denetim sağlar.   3- Milletler ve toplumlar arasındaki bağların ve ilişkilerin sağlam bir hale gelmesini kolaylaşt

Üzerindeki Derviş Elbisesini Çıkarın

Üzerindeki Derviş Elbisesini Çıkarın Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman Aleyhisselâm’a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman Aleyhisselâm dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar: - Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın? Derviş kendini şöyle savunur: - Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı; o esnada kanadı kırıldı. Bunun üzerine Hz. Süleyman Aleyhisselâm kuşa döner ve şöyle der: - Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun. Kuş kendini savunur: - Onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım. Hz. Süleyman Aleyhisselâm bu savunmayı doğru bulur

Erkeğin Kadın Üzerindeki Hakkı

Erkeğin Kadın Üzerindeki Hakkı Hazreti Âişe Radiyallahü Anha Validemiz, bir gün Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Sallallahü Aleyhi Veselleme: — Ey Allah'ın Resulü, kocanın karısı üzerindeki hakkı nedir? Diye sordu. Fahri Kâinat Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: — “Erkeğin bütün vücudundan irin ve cerahat aksa da, karısı onu yalamış olsa, yine de onun hakkını ödemiş olamaz, insanın insana secde etmesi caiz olsa idi ben, kadını kocasına secde etmesi için emrederdim” buyurdular. (Alıntı)

Rasûlullah Aleyhisselâm’ın Verdiği İki Tâlimât

Rasûlullah Aleyhisselâm’ın Verdiği İki Tâlimât 1- “Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı,  nâmusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyâmet günü gelmeden evvel o kimseyle helâlleşsin. Aksi takdirde,  kendisinin sâlih amelleri varsa,  yaptığı zulüm miktârınca sevaplarından alınır,   (hak sâhibine verilir.) Şâyet iyilikleri yoksa zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir. ”  (Buhârî,  Mezâlim 10,  Rikâk 48) Âyet-i kerîmede de şöyle buyrulmaktadır: “Öyle bir günden korkun ki,  o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz; hiç kimseden  (Allah izin vermedikçe) şefaat kabul olunmaz,  fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz. ”  (el-Bakara,  48) Yani,  bu dünyadan insanların haklarını yüklenerek âhirete giden kimsenin oradaki hâli,  yalnız büyük bir hüsran ve perişanlık olacaktır. Ve orada ne kaçılacak bir mekân,  ne de geri dönmeye bir imkân vardır. Rasûlullah’ın verdiği iki tâlimât Bu hakîkatleri ü

Allah’ü Teâlâ Kapısına Geleni Boş Çevirir mi?

Allah’ü Teâlâ Kapısına Geleni Boş Çevirir mi? Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal tıraşı için berbere gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbet başladılar. Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah’ü Teâlâ la ilgili konu açıldı... Berber: -"Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allah’ü Teâlâ in varlığına inanmıyorum." Adam: -"Peki, neden böyle düşünüyorsun?" -Berber: "Bunu açıklamak çok kolay... Bunu görmek için dışarıya çıkmalısın. Lütfen bana söyler misin, eğer Allah’ü Teâlâ olsaydı, bu kadar çok hasta insan olur muydu, terk edilmiş çocuklar olur muydu? Allah’ü Teâlâ olsaydı, kimse acı çekmezdi. Allah’ü Teâlâ olsaydı, bunların olmasına izin vereceğini sanmıyorum..." Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir konuya girmek istemediği için cevap vermedi. Beraber işini bitirdikten sonra dışarı çıktı, dolaştı geri geldi. Tam o anda caddede saçı sakalı birbirine karışmış bir adam göründü. Adam bu kadar dağı

Üzerinde Kul Hakkı Olduğu Halde Ölen Kişinin Durumu

Üzerinde Kul Hakkı Olduğu Halde Ölen Kişinin Durumu Eğer kişi, kul haklarını ödemeden ölürse, yarın kıyamet günü haklarına iliştiği kimseler onun etrafını sararlar. Kimi elinden tutar ve "Sen bana zulmetmiştin" der. Kimi saçından yakalar ve "Sen bana sövmüştün" der. Kimi yakasına yapışarak, "Benimle alay etmiştin" der. Kimileri, "Gıybetimi yapıp hakkımda kötü şeyler söylemiştin. Bana komşu olmuştun, ancak komşuluğunla bana eziyet vermiştin." "Birlikte çalışmıştık, fakat sonra beni aldattın. Benimle alışveriş yapmış, ancak ona hile karıştırarak beni aldatmıştın. Zengindin ve benim fakir biri olduğumu bilmene rağmen bir lokma olsun yardımda bulunmadın. Ben mazlum biriydim ve sen de benim uğramış olduğum haksızlığı engelleyecek güce sahiptin, ancak bunu yapmadın!" diye teker teker alacaklarını sayarlar. İşte alacaklılar her yandan etrafını kuşatmış ve her biri elini yakana yapıştırmış olduğunda sen onların çokluğundan hayretler için