Kayıtlar

Kâbe etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Gönlüm Bir Kuş Oldu Uçtu Kâbe’ye

  Gönlüm Bir Kuş Oldu Uçtu Kâbe’ye   Gönlüm bir kuş oldu uçtu Kâbe’ye, Mübarek ravzanı göreyim diye, Esti deli rüzgâr savurdu beni, Yetiş ya Muhammed gönlüm dardadır…   Azrail başıma geldiği zaman, Dilim tutulur konuşamam, Ruhum bedenden çıktığı zaman, Yetiş ya Muhammed gönlüm dardadır…   Ey habibi sultan sana gelmişim, Kapında köleyim ben divaneyim, Aşkın kor ediyor şu bedenimi, Yetiş ya Muhammed gönlüm dardadır…   Gönlüm bir kuş oldu uçtu Kâbe’ye, Mübarek ravzanı göreyim diye, Esti deli rüzgâr savurdu beni, Yetiş ya Muhammed gönlüm dardadır…   Muhtacız sana nefes gibi, Derdime tabipsin ilaç gibi, Sensin ümmetinin solmayan gülü, Yetiş ya Muhammed gönlüm dardadır…

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Veselem’in Veda Hutbesi

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Veselem’in Veda Hutbesi Allah'ü Teâlâ’ya hamd-ü senâ ederiz. O'na döneriz. Nefislerimizin fenalıklarından ve kötü amellerimizden O'na sığınırız. Allah'ın hidâyet ettiğini, kimse doğru yoldan çıkaramaz. Allah'ın şaşırttığını kimse yola koyamaz. Şehâdet ederim ki, Tanrı yoktur, sadece Allah'ü Teâlâ’ vardır! Bir'dir, eşi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed, O'nun kulu ve Rasûlüdür. Ey Allah'ü Teâlâ'ın kulları! Allah'ü Teâlâ’dan korkmanızı ve O'na itaat etmenizi vasiyet ederim. Ey İnsanlar! Sözlerimi iyi dinleyiniz... Çünkü bu seneden sonra bir daha sizinle burada tekrar buluşup buluşamayacağımı bilmiyorum... Ey İnsanlar! Bugünün ne günü olduğunu biliyor musunuz? Burası, Belde-i Haram'dır. (Mekke'dir) Bugününüz nasıl mukaddes bir gün, bu ayınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz nasıl mukaddes bir şehir ise, biliniz ki canlarınız, mallarınız, ırzlarınız da;

Kâbe Yolları

Kâbe Yolları Giydim beyazları düştüm yollara, Ya RAB nasip eyle cümle kullara, Nice âşıkların gönlünde yara, Ne güzeldir Ya RAB Kâbe yolları. Yaklaştıkça Kâbe’ye heyecan başlar Buğulu gözlerden süzülür yaşlar Öyle bir hasret ki bitmeden başlar Ne güzeldir Ya RAB Kâbe yolları. Uçsuz bucaksız çölleri aşarak Lebbeyk sedaları ile coşarak Nurlu Beytullah’a doğru koşarak Ne güzeldir Ya RAB Kâbe yolları. Yaklaştıkça Kâbe’ye heyecan başlar Buğulu gözlerden süzülür yaşlar Öyle bir hasret ki bitmeden başlar Ne güzeldir Ya RAB Kâbe yolları. Giydim beyazları düştüm yollara, Ya RAB nasip eyle cümle kullara, Nice âşıkların gönlünde yara, Ne güzeldir Ya RAB Kâbe yolları. Fırat Türkmen

Hacılarım

Hacılarım Âdemin doğduğu o kutsal vatan, Bir ömür hasretle coşuyor hacım, Nur ala nur olur o yolu tutan, Aşkıyla tavafa koşuyor hacım… Kutsal bir sevdadır verilmiş bize, Kötürüm de olsa can gelir dize, Fer olur bakmayı arz eden göze, Her demi hayalle yaşıyor hacım… Can gelir ismini duysa da kullar, Az gelir çileli olsa da yollar, Hacerül Esved’e uzanır eller, Yaradan aşkını taşıyor hacım… İbrahim makamı o kutsal alan, Ol Hacer değil mi zemzemi bulan, Şad olur orada bir vakit kılan, Kulluk şuuruyla pişiyor hacım… Olmak istiyorsan Mevla ya yakın, Eminim secdeden ayrılma sakın, Cenneti andırır olanca kokun, Safa dan Merve ye koşuyor hacım… Gazi er uyuma rüyayı bırak, Yüce peygamberi taşıdı Burak, Gönül arzularsa olur mu ırak, Allah’ın aşkına koşuyor hacım… Nasip eyle mücrim kulunda görsün, Hak için sürünüp menzile varsın, Aciz bedeniyle kıyama dursun, Sana da istemek düşüyor hacım… (Gazi) Emin KUZUCULAR

Kâbe Mekke Kâbe Gönül

Resim
Kâbe Mekke Kâbe Gönül Kâbe Mekke Kâbe gönül, Ziyareti büyük ödül… Ziyaret et gönülleri, Kâbe Mekke Kâbe gönül… Tavaf eylersin dünyayı, Gör hakikati hülyayı, Kâbe gönüller sultanı, Kâbe Mekke Kâbe gönül… Hiç bir gönlü kırma sakın, Yaşayana ölüm yakın, Bir gönül al akın akın, Kâbe Mekke Kâbe gönül… Yaşayan kul öldü gitti, Bu âlemi döndü gitti, Dünya döner, gönül dönmez, Kâbe Mekke Kâbe gönül… Biri beşi bilmek gerek, Bilenlerdir haklı yürek, Kâbe’yede yüzüm sürek, Kâbe Mekke Kâbe gönül… (Alıntı)

Ka'benin Anahtarının Sahibi

Ka'benin Anahtarının Sahibi Mekke-i Mükerreme fethedilmişti. Peygamber Efendimiz Ka'be'ye girmek istedi. Anahtar ise henüz daha Müslüman olmamış olan Osman bin Talha'da idi. Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Hazreti Ali Radiyallahü Anh’yi anahtarı getirmesi için ona gönderdi. Osman bin Talha: — Ben Muhammed'in hakiki peygamber olduğuna inanmıyorum ki, Ka'be'nin anahtarını teslim edeyim. Anahtar dedelerimden bana kalmıştır, dedi. Fakat Hazreti Ali Radiyallahü Anh, Resûlüllah'ın emrini yerine getirmek üzere anahtarı halen müşrik olan Osman bin Talha'nın elini sıkarak zorla aldı ve Resûlüllah'a getirdi. Peygamber Aleyhisselâm ve eshap Ka'be'ye girip putlardan temizlediler ve içerde iki rek'at da şükür namazı kıldılar. Bu arada Hz. Abbas, Ka'be'nin anahtarının kendisine verilmesi için ricada bulunmuştu. O esnada: — Emâneti ehline verin, âyeti celîlesi nazil oldu. Bunun üzerine Efendimiz anahta