Kayıtlar

Mayıs 4, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Allah’ü Teâlâ Kimlere Lanet Eder?

Allah’ü Teâlâ Kimlere Lanet Eder? 1-Allah’ü Teâlâ Cumartesi Yasağını Çiğneyen, Sözlerini Bozan ve “Allah’ü Teâlâ’nın Eli Sıkıdır” Diyen Yahudileri Lanetlemiştir. Ey kendilerine kitap verilenler, gelin o beraberinizdekini doğrulamak üzere indirdiğimiz bu kitaba, biz bir takım yüzleri silip de enselerine çevirmeden veya onları Cumartesi yasağını çiğneyenleri lanetlediğimiz gibi, lanetlemeden önce iman edin! Yoksa Allah’ü Teâlâ’nın emri daima yerine gelmiştir. 4/Nisa-47 Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın (Tevrat'ın) önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah’ü Teâlâ iyilik edenleri sever. 5/Maide-13 Yahudiler, «Allah’ü Teâlâ’nın eli sıkıdır» dediler; dediklerinden ötürü elleri bağlandı, lanetlendiler. Hayır, O'nun iki e

Bir Zamanlar Böyle İdik

Bir Zamanlar Böyle İdik Faziletliydik: Kimsenin malına, mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namusuna yan bakmazdık. Hırsızlık nedir bilmez, dilenciliği meslek edinmez, kimseyi de küçümsemezdik. Dürüsttük: Bir zamanlar Londra Ticaret Odası'nın en görünür yerinde şu mealde bir tavsiye levhası asılıydı: "Türklerle alışveriş et, yanılmazsın." İtibarlıydık: Bir zamanlar Hollanda Ticaret Odası'nın toplantılarında oylar eşit çıkınca Osmanlılarla alışverişi olan tüccarın oyu iki sayılır, onun dediği olurdu. Temizdik: Yere bile tükürmezdik. Hatta, Osmanlı askeri teşkilatını Avrupa'ya tanıtmasıyla meşhur Comte de Marsigil, yere tükürmedikleri için atalarımızı şöyle eleştiriyor: "Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler. Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur ve zamanla saçları, kaşları, sakalları dökülür." Çevreciydik: Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu ağaçları sulatır, göçmen kuşların yorgunluk at

Sevgi Samimiyet İster

Sevgi Samimiyet İster Yağız bir delikanlı kavurucu çöl sıcağında tek başına giderken karşısına; ahu gibi güzel, perileri kıskandıracak bir kız çıkar. Genç çölde görülen serap bu olsa gerek deyip, hayranlıkla kızı seyr ederken, şu teklif de bulunur: -Bütün varlığınla benim olur musun? -Arkandaki huriyi görsen, benim yüzüme bile bakmazsın, cevabı üzerine genç; arkasına dönüp bakar. Kimsecikler yoktur. Genç, tekrar önüne baktığında o kızı da göremez. 

İlimsiz Bir Şey Olmaz

İlim Ve Temel Kitaplar   İlimsiz bir şey olmaz, ilim her şeye baştır, Karanlık yollarda o, en aziz arkadaştır.   İlim, gerçek bir rehber, ilim başlara tâçtır, İlimsiz hayat olmaz, herkes ilme muhtaçtır.   Ondan sâdığı yoktur, onun gibi yâr olmaz, Her şeyde zarar olsa, onda hiç zarar olmaz.   Malını sen korursun, ilimse seni korur, İlimsiz yeşil ağaç, susuz kalır ve kurur.   İlim, uçsuz bucaksız, bir denizi andırır, İlimden başka her şey, insanı usandırır.   Nasıl kıymetli olmaz, Allah ilmi övüyor, Resûl-ü Kibriya da, bak neler buyuruyor:   “Ara, her yerde ilmi, o yer Çin olsa bile, İlim öğrenmek farzdır, kadın erkek herkese.”   Hazret-i Ali’ye bak, ne diyor anlasana: “Kim bir harf öğretirse, köle olurum ona.”   Âlimler Nebîlerin, vekilleri olurlar, Dinimizi bozulup, yıkılmaktan korurlar.   Âlimin mürekkebi, daha azizdir şundan, Fî sebîlillah akan, şehidlerin kanından.   Nefisle cihad etmek, elbet ilimle olur, Ancak doğru

İbret Al

İbret Al! Zâhidâ! Aç gözün, sahraya bak da, ibret al! Şu direksiz kubbe-i semaya bak da, ibret al! Görmek istersen, Cenab-ı Kibriya’nım kudretin, Her sabah, seher vakti, dünyaya bak da ibret al! Padişah olsan da, derler “er kişi niyetine”, Var, musallada yatan mevtaya bak da, ibret al! Bir kefendir akıbet, sermaye-i bey ve fakir, Varlığa mağrur olan, Mecnun değil de, ya nedir? (Alıntı)

Âfet-i Gamdan Acep Dünyada Kim Azadedir?

Âfet-i Gamdan Acep Dünyada Kim Azadedir? Âfet-i gamdan acep, dünyada kim azadedir? Herkesin bir derdi var, mademki, âdemzâdedir. Bir hûmâyı zevki bin seyyâd-ı gam takip eder, Böyle bir mevhuma bilmem, halk neden üftâdedir? Açıklama: [Dert  felaketinden  dünyada kurtulmuş, kim var? Madem  insanoğludur, herkesin bir derdi vardır. Bir zevk kuşunu, bin gam avcısı takip eder. Birinden ikisinden kaçsan da, bininden nasıl kaçacaksın? Böyleyken nasıl olup da halk, yine de zevk kuşuna yakınlık duyar?]