Kayıtlar

Suriyeli etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

16 Yaşındaki Suriyeli Bir Şehidin Günlüğü

16 Yaşındaki Suriyeli Bir Şehidin Günlüğü “Günahları Bunlarmış!”   Şam bölgelerinden birinde şehitlerin bedenlerini ararlarken, kardeşlerimiz 16 yaşındaki bir gencin bedenini buluyorlar. Cebinde de küçük bir not defter buluyorlar. Bu not defterine genç bir hafta boyunca işlemiş olduğu günahları kaydetmiş. (Keşke onlara günah diyebilseydik!)   ·         Pazartesi: Abdestsiz olarak uyudum;   ·         Salı: Yüksek sesle güldüm;   ·         Çarşamba: Teheccüd namazını acele acele kıldım;   ·         Perşembe: Oynarken, ben bir gol attım ve bununla gurur duydum;   ·         Cuma: Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’e 1000 salâvât getirmek yerine sadece 700 yapabildim.   ·         Cumartesi: Birisi bana selâm verdi ve benden hızlı davrandı. (Ben selâm veremeden o verdi.)   ·         Pazar: Sabah dualarını unuttum.   Bu genç şehitten ders almamız gerekiyor.   Allah Celle Celâlüh buyuruyor ki: فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ

Suriyeli Bir Hanımefendi Anlatıyor…

Resim
Suriyeli Bir Hanımefendi Anlatıyor…   Halep de 3 katlı bir evimiz vardı. Halep çarşısında iki tane dükkânımız vardı. Ben ise hemşireydim. Dört çocuğumuz ile hali vakti yerinde denilen sayılı kişilerdendik.  Irak’ta savaş başladı. Televizyondan seyrediyorduk her şeyi. Gazetelerde gördüğümüz resimlere bakıp bakıp üzülüyorduk. Elimizden bir şey gelmez deyip dua ediyorduk. Ama hiç bir zaman Irak’ta yaşananların bizim de başımıza geleceğini düşünmedik. Önce hiç tanımadığımız yabancı insanlar geldi. Ne istiyorlardı ben bilmiyorum ama mahallenin sözü en çok geçenleriyle görüşüyorlardı sürekli. Ben Şam'a gittiğim bir gün o bizim mahalleye gelen yabancı adamları Şam'da Esad yanlılarıyla yemek yerken de gördüğüm de onların her iki tarafı kışkırtmak için gelen ajanlar olduğunu anlamıştım. Ama artık iş işten geçmişti. Çünkü insanlar çoktan sokakları doldurmuştu. Sonrası nasıl da hızlı gelişti anlayamadık. Şehirler, Köyler bombalanıyor ve binlerce insan ölüyordu. Artık n

Suriyeli Kadının Verdiği Ders!

Suriyeli Kadının Verdiği Ders! “ Pazar günü öğlene doğru balkonumuzda kurduğumuz kahvaltı sofrasına hep birlikte oturduk. Dopdolu soframızın huzurunda çocuklarla bir arada olduğumuzu görmenin sevinci beni durdurdu. Bu an, şükrü eda edilemeyecek güzellikte bir andı ve bu durumu çocuklarıma anlatma sorumluluğundaydım. Ben patates büyüklüğünde bir avuç kuru mısır ekmeğini kahvaltı niyetine koparıp evden çıktığım çocukluk yıllarımdan bu günlere geldim. Bu sofrada ikişer çeşit reçel, zeytin, peynir görüyorum. Böyle bir sofrada rahat oturmak bana yakışmıyor. Bu sofranın vefasız kalmasının ürpertisiyle çocuklarımın dikkatini Mevla ’ nın bize lütfettiği nimetlerin paha biçilmez değerine dikkat çekmek istedim.  “-  Sizin gibi nice çocukların kahvaltı fırsatları yok. Nicesi aç. Nicesi böyle lezzetlerden habersiz büyüyor. Biz bu nimetleri ne ile hak ettik? Nankörlüğün sonu mahrum düşmektir. ” diye anlatırken, hanım söze girdi. İki gün önce buluştukları sofrada sohbet ettiği Suriyeli bir