Kayıtlar

satıcı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fakire Cimri, Zengine Cömert

Resim
Fakire Cimri, Zengine Cömert   Pazarda sosyetik bir kadın yaşlı adama sorar: "- Yumurtaların tanesini kaça satıyorsunuz?" Yaşlı satıcı cevaplar: "- Tanesi 3 lira hanımefendi.” Kadın der ki: “- 12 tane alacağım, 30 TL'ye verirsen alırım.” Yaşlı satıcı şöyle der: “- İstediğiniz fiyattan alın, Hanımefendi. Çünkü henüz satış yapamadım ve bunları satmaya ihtiyacım var!” Kadın 12 yumurtayı 30 Lira'ya aldı ve lüks arabasına binip arkadaşıyla lüks bir restorana gitti. O ve arkadaşı güzel yemekler sipariş ettiler. Birazını yediler ve çoğunu tabaklarında bıraktılar. Hesap istendi, hesap geldi 1.750 TL. Cüzdanından 2.000 TL çıkaran kadın, lüks restoran sahibine bahşiş olarak paranın üstünü kalsın!” dedi.   İnsanların Onurunu Kırmadan...   Babam, ihtiyacı olmasa bile yüksek fiyatlarla fakir insanlardan basit ürünler satın alırdı. Bazen onlar için gereksiz şeyler alırdı fazladan para öderdi. Bu rol beni endişelendirdi ve ona, "- Neden

Sakız Satıcısı

Sakız Satıcısı   Ahmet, sekiz yaşında bir çocuktur. İnce bir gömlek, yırtık bir pantolon ve bir ayakkabı giyer.   أحمد طفل بالثامنة من عمرة. يرتدي قميصا خفيفا وبنطالا ممزقا وحذاء   Elinde de bir kutu sakız var. Trafik lambalarında şoförlere sakız satar.   بيده علبة علك. يبيعه للسائقين عند أضواء المرور   Mevsim kıştı ve yağmur yağdı. Ahmet şemsiyenin altında yağmurdan korunmak için dükkânın önüne koştu.   في فصل الشتاء عندما كان المطر يهطل لم يكن لدى أحمد شمسية ليحتمي بها. فركض نحو الدكان المقابل   Yağmur kesilince arabalardan birine yöneldi.   المطر جعل إحدى السيارات تنحرف   Ayağı kayıp yere düştü. Sakızları saçıldı. Arabalar sakızları ezdi.   فزلت قدم أحمد وسقط على الارض. وسقطت قطع العلكة فداستها السيارات   Ahmet sakızları toplamaya çalıştı; ama yapamadı. Ağlayarak onlara baktı ve: "Bugün anneme kim bir ekmek alacak?" dedi.   حاول أحمد أن يجمع القطع. لكنه فشل. فبكى وقال: "هذا اليوم لن تحصل أمي على أي خبز" هناك الكثير من أحمد في حياتنا

Sermayesi Eriyen Adam!

Sermayesi Eriyen Adam! Cenâb-ı Hak buyuruyor:             “…Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. “Ey müminler! Ahiret için! azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvâdır. Ey akıl sahipleri! Benden (emirlerime muhalefetten) sakının.” (Bakara, 197) Rasûlullah (sav) buyuruyor: "İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: 1- Sadaka-i câriye, 2- İstifade edilen ilim, 3- Kendisine dua eden hayırlı evlat." (Müslim, Vasiyyet 14. Ebû Dâvûd, Vasâya 14; Tirmizî, Ahkâm 36; Nesâî, Vasâyâ 8)  Eski zamanlarda, içecekleri ve bazı yiyecekleri korumak için, dağlardan buz kesilir, dağarcık veya kırbalara konur pazar yerlerinde satılırdı. Buz parçası sıcağı görür görmez erimeye başlardı. Sıcak bir yaz gününde, Cüneyd-i Bağdadi Rahmetullahi Aleyh, talebeleriyle şehirde dolaşırken, böyle bir buz satıcısına rastladı. Satıcı: “Sermayesi eriyip giden şu adama acıyın, merhamet edin! Buzlarımı erimeden alın!” diye bağırıyordu.