Kayıtlar

Radiyallahü Anha etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ümm-i Ümare Radiyallahü Anha

Ümm-i Ümare Radiyallahü Anha             Eshabın kadın kahramanlarından             Ümm-i Ümare, Uhud gazasına, kocası Zeyd bin Asım, oğulları Habib ve Abdullah ile birlikte katılarak, şecaat ve kahramanlıklar gösterdi. Gazilere su dağıtmak ve yaralarını sarmak vazifesiyle katıldığı savaşın en şiddetli bir anında, Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimize saldıran bir müşriki atından aşağı düşürüp öldürdü. Ok, kılıç ve kalkan kullanarak düşmana saldırırken kendisi de birkaç yerinden yaralandı. Yaralı hâliyle kocasını ve oğullarını savaşa teşvik etti. Düşman, Resulullah efendimize hangi istikametten saldırırsa, hemen kocası ve oğullarıyla oradan müdafaa ederlerdi. Çarpışmaya koyuldum Ümm-i Ümare der ki: “Gündüzün başlangıcında Uhud’a vardım. Halk ne yapıyor bir bakayım dedim. Yanımda bir kirba ve içinde su vardı. Resulullahın yanına kadar gittim. Kendisi, o sırada Eshabı arasında bulunuyordu. Bu zamanda Müslümanlar savaş üstünlüğünü devam ettiriyorlardı. Müslümanlar

Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha Validemiz; Öce Ağladı, Sonra Güldü

  Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha Validemiz; Öce Ağladı, Sonra Güldü   "Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha’ya husûsî iltifat ederlerdi. Başka çocukları da vardı, ama Fâtıma Radiyallahü Anha başkaydı. O Peygamberlikten sonra dünyaya gelmişti. Onun soyundan, sulbünden meydana gelen Hasan ile Hüseyin Radiyallahü Anhüma’nın pâk nesli bütün insanlığı tenvir edecekti. Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, her zaman onu karşılar, alnından öperdi. Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha’nın, yürüyüşü oturup kalkışı, ekseri hâl ve harekâtı ayniyle Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem’e benzerdi. Nasr (İzâ câe)” suresi nazil olduğu zaman Hz.Fâtıma Radiyallahü Anha ağlamıştı. Yirmi beş-otuz yaşları arasında olmasına rağmen, o müdrike bir kadındı. Kâinatın Fahr-i Ebedîsinin vefat edeceğini hissetmişti. Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz, son anlarında, onun çok üzüldüğünü fark etti. Biricik kızını işaretle yanına çağırdı. Hz. Fâtıma Radiyall

Hz. Asiye Radiyallahü Anha

Hz. Asiye Radiyallahü Anha   Hz. Musa Aleyhisselâm'ı kendi sarayında büyüten, Hakk'a itaat için “isyan eden kadın” ; Hz. Asiye Radiyallahü Anha! Kur'an-ı Kerim'de, Firavun'un hanımı, Mısır Kraliçesi olan Asiye validemizin, Hz. Musa Aleyhisselâm'ı bulup sarayına almasından bahsedilir.   Hz. Musa'nın doğduğu yıl Firavun İsrailoğullarından doğan bütün erkek çocukları öldürtüyordu. Hz. Musa Aleyhisselâm doğduğunda Allah Celle Celâlüh annesine onu bir tabut veya sandık içine koyup nehre bırakmasını, korkmamasını ve Allah'ü Teâlâ'ya güvenmesini emretti. (Kasas, 28/7) Allah'ü Teâlâ'nın izniyle nehir Hz. Musa'nın içinde bulunduğu sandığı getirip Firavun'un sarayı dibinde durdurdu. O sırada nehir kenarındaki hizmetçiler sandığı alıp Hz. Asiye Radiyallahü Anha'ye getirdiler. Hz. Asiye Radiyallahü Anha validemiz, sandığın içinde bebeği görünce kalbi ona karşı sevgiyle doldu. Yüce Allah Celle Celâlüh onun himayesini uygun gö

Hz. Hatice Radiyallahü Anha Annemizin İki Kefene Sarılması

Hz. Hatice Radiyallahü Anha Annemizin İki Kefene Sarılması Hz. Hatice hastalığı şiddetlenince Allah Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem’e dönerek; -Ya Resulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem beni dinlemeni ve vasiyetimi yerine getirmeni istiyorum. Birincisi; önce sana hakkıyla hizmet edemedim, beni affetmeni istiyorum ya Resulallah! Dedi. Allah Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem; -“Hayır, asla senden hiçbir kusur görmedim, sen yapman gerekenin en iyisini yaptın, hiç kimse yorulmamıştır senin yorulduğun kadar, sen ki bütün malını Allah’ın yolunda sarf ettin.” dedi. Hz. Hatice Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’e, Fatıma Radiyallahü Anha’yı işaret ederek, ikincisi sana diyeceğim şey şudur ki; -“Sana o’nu vasiyet ediyorum, o benden sonra garip ve yetim kalacaktır. Hiçbir Kureyşli kadın ona eziyet etmesin, onun yüzünü kimse incitmesin, yüzüne kimse bağırmasın, kötü bir şey söylemesin.” dedi. Üçüncüsü, ben kabirden korkuyorum, sana vahiy indiğinde giydiğin abayı,

Bir gün Ensar kadınlarından Esma bint-i Yezid Radiyallahü Anha…

Bir gün Ensar kadınlarından Esma bint-i Yezid Radiyallahü Anha… Bir gün Ensar kadınlarından birisi olan Esma bint-i Yezid Radiyallahü Anha, ashabının arasında bulunduğu bir sırada Rasulullah aleyhissalatu vesselam’ın huzuruna vardı ve şöyle arz etti: “Anam, babam sana feda olsun; ben kadınların bir elçisi ve temsilcisi olarak huzurunuza varmış bulunmaktayım. Canım size feda olsun, doğu veya batıda bulunup da benim huzurunuza neden vardığımı duyan her kadın mutlaka benimle aynı şeyleri paylaşacaktır. Arzım şudur ki: Allah seni hak olarak bütün erkek ve kadınlara göndermiştir. Ve biz sana ve seni gönderen Rabb’ine iman etmiş bulunuyoruz. Biz kadınlar, siz erkeklerin evlerinde oturarak, sizlerin isteklerini yerine getirmekte ve evlatlarınızın yükünü taşımaktayız. Siz erkekler ise Cuma namazı, cemaat namazı, hasta ziyareti, cenaze merasimine katılma, haccetme ve hepsinden de önemlisi Allah yolunda cihad etme gibi amellerle biz kadınlara üstün kılınmışsınız. Sonra hacca, umreye ve

Edep Timsali Hz. Fatıma Radiyallahü Anha

Edep Timsali Hz. Fatıma Radiyallahü Anha Sevgili Peygamberimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem vefatından sonra, Hz. Fâtıma, âhiret hazırlığını daha ciddi bir şekilde yapmaya başla­mıştı. O her haliyle ‘yolcu’ olduğunu belli ediyor ve hazırlığı­nı ebedî âleme göre yapıyordu. Artık vuslat gününü hasretle beklemeye başlamıştı. Peygamberimizin vefatının üzerinden altı ay geçmişti ki Hz. Fâtıma validemiz hastalandı. Halife Hz. Ebû Bekir’in Radiyallahü Anha hanımı, büyük sahabi Hz. Esmâ Radiyallahü Anha ziyaretine gelmişti. Konuşurlarken Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha, günlerdir kalbini huzursuz eden bir hususu açmak istedi. Hz. Esmâ Radiyallahü Anha; “Ya Fâtıma Radiyallahü Anha, seni üzen şey nedir, söyle de Ebû Bekir Radiyallahü Anh’ı haberdar edeyim, bir çare bulsun” dedi. O iffet ve fazilet timsali, o hayâ örneği, o nezahet menbâı Hz. Fatıma Radiyallahü Anha’nın son demlerinde kalbini dilhûn eden şey elbette mühimdi. Fakat ne olabilirdi? Bakınız o peygamber neslinin muazzez men

Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın Kızı Hz. Fatıma Radiyallahü Anha'ya Öğrettiği Dua

Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın Kızı Hz. Fatıma Radiyallahü Anha'ya Öğrettiği Dua   اَللَّهُمَّ رَبَّ السَّمَوَاتِ السَّبْعِ وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شَيْءٍ مُنْزِلَ التَّوْرَاةِ وَالْإِنْجِيلِ   وَالْقُرْآنِ فَالِقَ الْحَبِّ وَالنَّوَى أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ ككُلِّ شَيْءٍ أَنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ أَنْتَ الْأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ وَأَنْتَ الْآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ وَأَنْتَ الْبَاطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَيْءٌ اقْضِ عَنِّي الدَّيْنَ وَأَغْنِنِي مِنْ الْفَقْرِ Okunuşu: "Allâhümme Rabbe's-Semevâti's-seb'ı ve rabbe'l-arşı'l-azîm. Rabbene ve Rabbe külli şey'in münzilet-Tevrâti ve'l-İncîli ve'l-Kur'âni fâlika'l-habbi ve'n-nevâ ezûzü bike min şerri külli şey'in ente âhızün bi nâsıyetihî ve ente'l-evvelü ve feleyse kableke şey'ün ve ente'l-bâtınü ve fe leyse dûneke şey'ün akdı annî'd-deyne ve eğninî mine'l-fakri…&qu

Ümmü Varaka Radiyallahü Anh Radiyallahü Anha

Ümmü Varaka Radiyallahü Anh Radiyallahü Anha Ümmü Varaka Radiyallahü Anh Radiyallahü Anha, Allah yolunda cihat etmeyi ve şehit olmayı çok arzulayan biriydi. Bedir Savaşı için ordu hazırlandığında Peygamberimize geldi ve “Ey Allah’ın Resûl’ü, müsaade etseniz de sizinle birlikte harbe katılsam! Yaralılarınızı tedavi eder, hastalara bakarım. Belki Allah’ü Teâlâ yolunda şehitlik de nasip olur…” diye ricada bulundu. Fakat Peygamberimiz hiçbir kadının Bedir Savaşı’na katılmasına izin vermedi. Ama Ümmü Varaka Radiyallahü Anha’yı “Allah sana şehitlik nasip edecektir.” diye müjdeledi. Bundan böyle Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ona her gördüğü yerde “Şehide” diye hitap etti. Peygamberimiz zaman zaman Ümmü Varaka Radiyallahü Anha’yı ziyaret eder, hâlini hatırını sorardı. Sahabiler de onu sayarlardı. Ümmü Varaka Radiyallahü Anh Radiyallahü Anha dinî meselelerde bilgi sahibiydi. İslamiyet’i en güzel şekilde yaşamaya gayret gösterirdi. Ev halkına bu hususta yardımcı olurdu

Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha Validemizin Vasiyyeti

Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha Validemizin Vasiyyeti Müslüman hanımların kendilerine "örnek" alacakları şahsiyetlerden biri de Hz. Fâtıma Radıyallahu Anha validemizdir. Bu yazımızda, onun hayâtının son safhasında söylediklerini ve vasiyyetini iffet ve hayâ timsali oluşunun müşahhas bir delili olarak nakledeceğiz. Hz. Âişe Radıyallahu Anha validemiz anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, Hz. Fâtıma'ya husûsî iltifat ederlerdi. Başka çocukları da vardı, ama Fâtıma başkaydı. O Peygamberlikten sonra dünyaya gelmişti. Onun soyundan, sulbünden meydana gelen Hasan ile Hüseyin'in pâk nesli bütün insanlığı tenvir edecekti. Rasûlullah, her zaman onu istikbâl eder (karşılar), alnından öperdi. Hz. Fâtıma'nm, yürüyüşü oturup kalkışı, ekseri hâl ve harekâtı ayniyle Resûl-i Ekrem'e benzerdi. "İzâ câe' suresi nazil olduğu zaman Hz. Fâtıma ağlamıştı. Yirmi beş-otuz yaşları arasında olmasına rağmen, o müdrike bir kadındı. Kâinatın Fahr-i Ebedîsi

Ağlayarak Gülen Fatma Radiyallahü Anha Anamız

Ağlayarak Gülen Fatma Radiyallahü Anha Anamız Hazreti Aişe Radiyallahü Anha validemiz anlatıyor: Bir gün Resûlüllah'ın vefatlarından önce, yanlarında oturmakta idik. Hazreti Fâtıma Radiyallahü Anha çıkageldi. Çok dikkat ettim. Onun her hareketi, babasının aynıydı. Yemesi, içmesi, oturup kalkması hep Resûlüllah'a benzerdi. Zatı Saadetleri: — Hoş geldin kızım, gel otur! Buyurarak sağ tarafına oturttu. Sonra Resûlüllah, Fâtıma Radiyallahü Anha'nın kulağına eğilerek bir şeyler söyledi. Fâtıma Radiyallahü Anha, ağlamaya başlamıştı. Biraz sonra tekrar bir şey söyleyince, bu sefer de Fâtıma gülmeye başladı. Ben hayrette kalmıştım. Meseleyi Fâtıma Radiyallahü Anha'dan sordum: — Ağlamakla, gülümsemek... İkisi bir anda nasıl oldu bu? Bunların ikisi bir anda olamazlar. Sebebini bana söyler misiniz? Dedim. Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha, bana: — Bu babama ait bir sırdır. Benim de babamın sırrını başkasına açmağa hakkım yoktur, Diye cevap verdi. Fakat

Hz. Ali: “Fatma Radiyallahü Anha'yı mı, beni mi çok seversiniz?”

Hz. Ali: “Fatma Radiyallahü Anha'yı mı, beni mi çok seversiniz?” Hazreti Ali Radiyallahü Anh anlatıyor: — Hazreti Fâtıma Radiyallahü Anha ile evlendiğimizde yatağımız yoktu. Bir yaygımız vardı, onu gece yatak olarak kullanır, gündüz ise üzerine oturur minder olarak kullanırdık. Bir ara Ali Radiyallahü Anh, Zatı Saadetlerine: — Ya Resûlallah! Bizim ikimizden hangimizi çok seversiniz, (yani Fâtıma'yı mı, beni mi? ) demek istemişti. Hazreti Peygamberimiz: — Fâtıma'yı çok severim, ondan sonra da seni çok severim, buyurdular. (Alıntı)

Hazreti Aişe Radiyallahü Anha’nın İlmi Değerine Misal

Hazreti Aişe Radiyallahü Anha’nın İlmi Değerine Misal Hazreti Muaviye, halife bulunduğu bir sırada, saray mensuplarından birine: — En büyük âlim kimdir? Diye sordu. Adam: . — Emir-ül Mü'minin olan sizsiniz efendim, dedi. Hazreti Muaviye O'na: — Sen doğru söylemedin, eğer Âişe demiş olsaydın, doğru söylemiş olurdun, diyerek Hazreti Âişe Radiyallahü Anha’nın ilminin yüksekliğine işaret etti. (Alıntı)

Hazreti Aişe Radiyallahü Anha'nın Cömertliği

Hazreti Aişe Radiyallahü Anha'nın Cömertliği Zamanın halifesi Hazreti Muaviye, Hazreti Aişe'ye binsekizyüz seksen dirhem kıymetinde erzak hediye etmiş ve bu malı Hazreti Aişe validemize göndermişti. Hazreti Aişe, bu erzakın tamamını kendisini hiç aklına getirmeden dağıttı. Akşam olunca da hizmetçisi Ümmü Dürre'ye: — Git biraz ekmek - zeytin al da iftar edelim, dedi. Ümmü Dürre Radiyallahü Anh hazreti Âişe'nin emrini yerine getirdikten sonra: — Bugün bu kadar erzak dağıttın! Ne olurdu, onların tamamını dağıtmasaydın da, biraz et alsaydık, bu akşam iftarımızı etli yemekle yapsaydık, dedi. Hazreti Aişe validemiz, kendisinin aklına- gelmediğini imâ ederek: — Vaktiyle davransaydın, bu iş belki olurdu, dedi.

Hazreti Hatice Radiyallahü Anha'nın Büyüklüğü

Hazreti Hatice Radiyallahü Anha'nın Büyüklüğü Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Hazreti Hatice validemizi çok severlerdi. Hatta Hazreti Hatice yaşlı olduğu halde hayatta olduğu müddetçe başka kadınla evlenmemişlerdir. Risalet timsali Efendimiz Hatice Radiyallahü Anha   annemizin ismini çok zikreder, onun büyüklüğünden sık sık misâller verirdi. Bir gün yine Hazreti Hatice'den bahsediyorlardı. Hazreti Âişe Radiyallahü Anha   validemiz de oradaydı. Hadiseyi Âişe radıyaîlahu anhâ validemiz şöyle anlatıyor: — Resûlüllah yine Hazreti Hatice'den bahsetti... Bu bahis benim damarıma dokunmuştu. “O yaşlı bir kadındı şimdi Allah Celle Celâlüh sana daha iyisini ve daha güzelini vermiştir.” dedim. Hazreti Resulü Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem bu sözü benden duyunca çok kederlendi, üzüldü. Hatta kızmıştı... Kızgınlığından tüyleri diken diken olmuştu. Buyurdular ki: — Vallahi öyle değil! Ben ondan daha iyi bir kadına kavuşmadım... O bana inanmış bir hatundu.

Cennete İlk Giren Kocasına Sadık Kadındır

Cennete İlk Giren Kocasına Sadık Kadındır Hazreti Fatıma-tüz Zehra Radiyallahü Anha Hazretleri bir gün babası Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem'e: — Babacığım Cennet’e en önce kadınlardan kim girecek? Diye sordu. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: — Falan mahallede bir kadın var. O kadın ilk Cennet’e girecek kadındır, buyurdular. Hazreti Fatıma Radiyallahü Anha çok merak etmişti: — Benden de mi evvel girecek babacığım? Diye sordu. Hazreti Peygamberimiz: — Senden de evvel girecek, istersen git de bir tanış. O zaman sen de neden önce onun gireceğini öğrenirsin, buyurdular. Hazreti Fatıma Radiyallahü Anha'nın o kadın hakkındaki merakı iyice artmıştı. Bir gün kadının evini sora sora buldu, kapısını çaldı, içerden ihtiyar bir kadın sesi duyuldu: — Kim o? Hazreti Fatıma Radiyallahü Anha, kendisini tanıtıp görüşmek istediğini söylediğinde kadın: — Canım sana feda ey Allah Resulünün kızı. Sizinle çok görüşmek arzu ederdim. Fakat dışarı çıkmadığım