Kayıtlar

düşme etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Belâ ve Zillete Düşme (Şekâvet)

Belâ ve Zillete Düşme (Şekâvet) Şekâvetin (belâ ve zillete düşmenin) alâmeti dörttür: 1- Geçmiş günahları unutmak; hâlbuki onlar Allah’ü Teâlâ’nın yanında muhafaza edilmektedir. 1- Geçmiş iyilikleri zikretmek (söylemek); hâlbuki kabul edilip edilmediğini bilmiyor. 1- Dünyâda kendinden üstüne bakmak; dinde ise kendinden aşağısına bakmak. Şu beş şey şekâvet alâmetidir: 1- Kalp katılığı, 2- Ağlamayan göz, 3- Hayânın (utanmanın) azlığı, 4- Dünyaya rağbet etmek, 5- İhtiras (uzun emel), Fudayl b. İyaz Rahmetullahi Aleyh Kulun şakîliğinin (cehennemlik oluşunun) alâmetleri 1- Kalp katılığı, 2- Göz kuruluğu (Ağlamayan göz), 3- Uzun emeller peşinde koşması, 4- Elinde olanda cimrilik etmesi, 5- Emir ve nehyi küçümsemesi 6- Ve belâ geldiğinde hoşnutsuzluk göstermesidir. Bu vasıflarda birini görürseniz biliniz ki, o şakidir. Kur'an-ı Kerim'de bu tür kimselerin, yani şakîlerin bazı özelliklerine dikkat çekilir. Bunların başlıcalarını şöyle

Nefsinin Eline Düşme!

Nefsinin Eline Düşme! Bir gün Rasûlullah'ın huzuruna Cüleybib isminde bir genç gelir ve: “–   Yâ RasûlALLAH! Zina için bana izin ver, çünkü tahammül edemiyorum!" der. Hazreti Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, genci dinledikten sonra yanına çağırır ve oturtur. Ona sorar: “–   Böyle bir şeyin senin annene yapılmasını ister miydin?" “–   Anam babam sana feda olsun ey ALLAH'ın Rasûlü, istemezdim." “–   Hiçbir insan da annesine böyle bir şey yapılmasını istemez!" “–   Senin bir kızın olsaydı, ona böyle bir şey yapılmasını ister miydin?" “–   Canım size feda olsun ya Rasûlallah Sallallahü Aleyhi Vesellem, istemezdim." “–   Hiçbir insan da, kızı için böyle bir şey yapılmasını istemez!" “–   Halanla, teyzenle böyle bir şey yapılmasını ister miydin?" “–   Hayır, ya Rasûlallah, istemezdim!" “–   Kız kardeşinle bir başkasının zina etmesini ister miydin?" “–   Hayır, hayır, istemezdim!" “–   Hiç ki

Dilimizden Düşmemesi Gereken Dualar

Dilimizden Düşmemesi Gereken Dualar ۱ - رَبِّ إِنِّي لِمَا أَنزَلْتَ إِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَقِيرٌ Okunuşu:   Rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr. Anlamı:   “Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım” Rabbi innî lima enzelte ileyye min hayrin fakîr." Kaynak:   Kasas suresi, 24. ayet ٢- رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِّلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ ﴿١٠﴾ Okunuşu:   Rabbenâgfir lenâ ve li ihvâninâllezîne sebekûnâ bil îmâni ve lâ tec’al fî kulûbinâ gıllen lillezîne âmenû rabbenâ inneke raûfun rahîm. Anlamı:   “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” Kaynak:   Haşr Suresi – 10. Ayet ٣- سُبْحَانَ اللَّهِ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ، وَلَا إلَهَ إِلاَّ اللَّهُ، وَاللَّهُ أكْبرُ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ

Elden Ayaktan Düşmeden

Elden Ayaktan Düşmeden Hiç kimse hali hazırdaki sağlıklı durumuna aldanmamalıdır. İnsanın ne zaman elden ayaktan düşeceği belli olmaz. Öyleyse sıhhat yerindeyken ibadet ve taate önem vermek, buna imkân ve fırsat bulamayacağını düşünerek salih amellere yönelmek gerekir. Ecelin de ne zaman kapıyı çalacağı belli değildir. O halde ahiret yurdu için faydası olacak işlere önem vermek gerekir. Bu şuuru sahabi hassasiyetiyle özümseyen İbn Ömer Radiyallahü Anh şöyle derdi: “Akşama ulaştığın zaman sabahı bekleme, sabaha ulaştığın zaman da akşamı bekleme. Sağlıklıyken hastalığın için, sağken ölümün için hazırlık yap.” (Buharî; Tirmizî) Bir de, sağlıklıyken sürekli yaptığı güzel amelleri hastalıktan dolayı terk etmek zorunda kalan bir kimsenin, bunları sanki hiç terk etmemiş gibi ecir kazanmaya devam edeceği müjdesi var. Nitekim hadis-i şerifte buyurulur ki: “Kul hastalanır veya yolculuğa çıkarsa sıhhatli ve mukim (yolcu değil) iken yaptığı ibadeti Cenab-ı Hak aynen kendisi için yaza

Vatanım

Vatanım Ey şanlı vatanım sen düşme sakın, Yurduma düşman girmesin akın akın, Bir zincir getirip vatanı boynuma takın, Ölürsem bir gün canımı vatana satın… Göz dikilmiş vatanıma her bir yandan, Vermemek için gerekirse geçerim candan! Onurlu bayrağız bir kere boyandı kandan, Bir kere de olmayalım namus ile anadan… Azeri, türkü, kürdü, verelim biz el ele, Ne canlar feda oldu bu ele! Evvelce kandan göl idi benzerdi sele, Korkarım birleşmezse Müslim, dönecek küle… (Alıntı)