Kayıtlar

Padişahı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Padişahın Atı

Padişahın Atı   Padişahın birine çok güzel bir at hediye edilmiş. Padişah hediye edilen bu atı çok sevmiş ve veziri yanına çağırarak ona: “- Bak vezir, bu atı sana emanet ediyorum. Bunun sorumluluğunu sana veriyorum. Kime ne görev verirsen ver, atıma çok iyi bak. Sakın ha bana at öldü diye gelmeyesin!” der ve atı vezire teslim eder. Vezir önce biraz korkar ama ata bakmaya başlar. Birkaç ay sonra bir gece at ölür. Vezir başını elleri arasına almış, kara kara düşünmektedir. O sırada yanına sarayın şaklabanı gelir ve vezire neden bu kadar üzgün olduğunu sorar. Vezir de ona durumu anlatır. Merak etme, der şaklaban, ben bu işi halledebilirim. Vezir nasıl halledersin, diye sorunca haydi gel, padişahın huzuruna çıkalım ve nasıl halledeceğimi göstereyim, der şaklaban. İkisi birlikte padişahın huzuruna çıkarlar. Şaklaban padişaha şöyle der: “- Kıymetli padişahım, siz vezirinize bir at vermiştiniz ya, işte o at yere yattı kakmıyor!” Padişah: “- Ee!” demiş… Başka ne oldu?”...

Padişahın Velayeti, Adaletidir

Padişahın Velayeti, Adaletidir Akşemseddin Rahmetullahi Aleyh, Ebu Eyyub el-Ensari Radiyallahü Anh’ın türbesini bulup çıkardıktan sonra, Fatih Sultan Mehmed Rahmetullahi Aleyh, gördüğü bu keramet karşısında tasavvufa meyletmiş, Hz. Şeyh'in müridi olmak istemişti. Fakat Akşemseddin Rahmetullahi Aleyh: “O takdirde mü'minlerin işleri görülmez olur. Adaletle hükmetmek gerek.” Adaletle iş yapmak, padişahların velayet ve kerametidir, buyurarak Fatih'in isteğini reddetmiştir.