Kayıtlar

sen etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yâ İlâhî Sen Vâr İken Ben Kime Yalvarayım?

  Yâ İlâhî Sen Vâr İken Ben Kime Yalvarayım?   Kıl 'inâyet cânıma ölmezden önden öleyim Maksûdum sensin benim cânımda pinhân bulayım Sen beni reddeyleme vechinde dâim durayım Yâ ilâhî sen vâr iken ben kime yalvarayım?   Ehl-i derdem derdime senden gerek dermân bana Zâtını zikr etmeğe senden gerek bürhân bana Şol sıfatın bilmeğe senden gerek 'irfân bana Yâ ilâhî sen vâr iken ben kime yalvarayım?   'Akl-ı kâsır derdmendem bildiğim budur benim Her nefesde dâimâ bu tevhidim "Hû"dur benim Hasretinden gözlerimden dökülen sudur benim Yâ ilâhî sen vâr iken ben kime yalvarayım?   Kimse bilmez hâlimizi sen bilirsin yâ ilâh Senden artık kim bile ahvâlimiz ey pâdişâh Bu suâle bin cevâb senden gerekdir pâdişâh Yâ ilâhî sen vâr iken ben kime yalvarayım?   Kim severse ben anın derdine dermânım dedin Gizli değil gün gibi rûhumda pinhânım dedin 'Âşıkın zikr etdiği tevhidde 'ayânım dedin Yâ ilâhî sen vâr iken ben kime yalvar...

Babacığım Sen Benim Gururumsun!

Resim
Babacığım Sen Benim Gururumsun!   Fotoğraftaki kadın Londra Merkez Bankası’nda çalışan bir müdire. İşteki ilk gününe başlamadan önce babası ona şöyle dedi: “- Fakir bir ailede büyüdüğünü ve babanın çöpçü olduğunu kimseye söyleme, meslektaşların sana gülmesin!” Ertesi gün kadın bu fotoğrafı sosyal medyada şu mesajla paylaştı: “Fakir bir ailede büyüdüm ve babam çöp toplayıcı olarak çalışıyor... Üniversite yıllarımda bana verdiği ahlaki eğitim ve maddi emekleri için kendisine teşekkür etmek istiyorum! “Seni seviyorum babacığım!” “Sen benim gururumsun!”   Böyleleri alkışlanır… Bunların soyu azaldı ama demek ki halâ var… Allah Teâlâ anne ve babalarımıza uzun ömürler versin! Ölenlere gani gani rahmet eylesin!

Sen Gazze'li Değilsin ki Bilesin?

Resim
Sen Gazze'li Değilsin ki Bilesin? Ne suyum var, ne içmeye tasım var. Ne çığlığım kaldı,ne de sesim var. Doğduğumdan beri her gün yasım var. Sen Gazzeli değilsin ki bilesin!   Şiddetli acıdan güldün mü sen hiç? Ölmeyi kurtuluş bildin mi sen hiç? Günde onlarca kez öldün mü hiç? Sen, Gazzeli değilsin ki bilesi!   Kundakta dünyaya küsmek ne demek; öfkeden, çeneyi kasmak ne demek; narkoz yokken bacak kesmek ne demek; Sen Gazzeli değilsin ki bilesi!   Saçlar, nasıl bir gecede ağarmış; bir ölüden çocuk nasıl doğarmış; bir mezara, kaç cenaze sığarmış; sen Gazzeli değilsin ki bilesin!   Gün olur yaşayan ölüler kokar; bir damla gözyaşı cihanı yakar; bir duruş, bir bakış kaleler yıkar; sen Gazzeli değilsin ki bilesin!   Sürekli acıyla kul sınanır mı; toprak ki, kan ile hiç sulanır mı; şehidi olmayan ev kınanır mı; sen Gazzeli değilsin ki bilesi!   Yiğit eğilmezse kırarlar elbet; yoluna bin tuzak kurarlar ...

Sen Ağa Ben Ağa, Bu İneği Kim Sağa?

Sen Ağa Ben Ağa, Bu İneği Kim Sağa?   “- Çobanlık yapar mısın?” “- Yok almayayım” “- Kim yapacak?” “- Afganlar...”   “- Tarlada çalışır mısın?” “- Yuh, daha neler!” “- Kim yapacak?” “- Türkmenler...”   “- Bebek bakıcılığı yapar mısın?” “- Ben kendi bebeğime bakmıyorum, başkasının bebeğine niye bakayım?” “- Kim yapacak?” “- Özbekler...”   “- Çay, fındık toplar mısın?” “- Başka işim mi yok?” “- Kim yapacak?” “- Gürcüler (Şu sıralar Afrikalılar)...   “- Sanayide, fırında, inşaatta, kazma kürek işinde çalışır mısın? “- Enayi beni mi buldun?” “- Kim yapacak?” “- Suriyeliler…”   SONUÇ: “-   Defolup gitsinler...” “- Öyle mi... Yahu senin benim tenezzül etmediğimiz bu işleri kim yapacak?”   “- Bana ne hacı? Kim yaparsa yapsın. Sen bana devlette bir iş veya Sabah 9”- Akşam 5, vardiyasız, masa başı güzel bir iş var mı, onu söyle… Amele miyiz biz?”   “Üzücü, ama gerçek durum bu…”  ...

Rabbim, Sen Bizi Doğruluktan Ayırma!

Resim
  Rabbim, Sen Bizi Doğruluktan Ayırma! Bandırmalı merhum Tatlıcı Ali Efendi Kuddise Sirrûh bir gün, çocukların ateş yakmak için kesilen odunlar arasından düzgün olanlarını ayırdıklarını görünce, sebebini sorar. Çocuklar da: “- Onlardan balta ve keser sapı yapabiliriz, bu yüzden yakmayıp ayırıyoruz.” derler. Ali Efendi Kuddise Sirrûh, bu durum karşısında yere çöker ve ağlar. Ağzından şu müthiş sözler çıkar: “- Odunların doğru olanları bile kendini ateşten kurtarıyor. Ya insanların doğru olanları…” “Rabbim sen bizi doğruluktan ayırma." Amîn! Allahümme amîn, ecmain!

Bu Dünyada Senden Daha Cesur Biri Var mı?

Bu Dünyada Senden Daha Cesur Biri Var mı?   Halid b. Velid Radiyallahü Anh’a; “- Ey Halid Radiyallahü Anh, bu dünyada senden daha cesur biri var mı?” diye sordular. Şöyle cevap verdi: “- Muhakkak ki namaz kılmadan yatanlar benden daha cesurdurlar. Çünkü ben düşmana kafa tutuyorum, onlar Allah Teâlâ’ya kafa tutuyorlar…”   Rabbim cümlemizi namazlarını dosdoğru kılanlardan eylesin!

Senin Aşkın Kamu Derde Devâdır Yâ Rasûlallah...

Senin Aşkın Kamu Derde Devâdır Yâ Rasûlallah...   Senin 'aşkın kamu derde devâdır yâ Rasûlallah.... Senin katında hâcetler revâdır yâ Rasûlallah...   Senin nûrun gören gözler ne ay gözler ne yıldızlar. Nûrundan gece gündüzler ziyâdır yâ Rasûlallah...   Terinden açılır güller sözünden şehd-ü şekkerler. Seninle hasta gönüller şifâdır yâ Rasûlallah...   Habîbsin pâdişâhlara tabîbsin dertli âhlara. Şefâ'atin günahkâra 'afâdır yâ Rasûlallah...   Ay u güneş yedi yıldız seni över kamu düpdüz. Senin sözünden ayruk söz hatâdır yâ Rasûlallah...   Hased kılar sana İblîs zehî ahmak olur telbîs. Seni sevdiği'çün İdrîs a'lâdır yâ Rasûlallah...   Vururlar nevbetin dâim bu beş vakt sünnetin kâim. Gelirse honuna her kim salâdır yâ Rasûlallah...   Mugaylanlar harîr giydi beriyyeler 'abîr oldu. Senin cefâların derdi vefâdır yâ Rasûlallah...   Satıldı Yûsuf-ı Ken'ân inen az nesneye pinhân. Seni görmekliğe bin cân bahâdır yâ Rasûlallah...   Dâvûd eğninde hil...

Sen seni Bil Sen Seni!

  Sen seni Bil Sen Seni!   Kim bildi ef'âlini, Anda gördü zatını. Ol bildi sıfâtını, Sen seni bil, sen seni!   Bayram özünü bildi Bulan ol kendi oldu, Bileni anda buldu, Sen seni bil, sen seni!   Anı gören zâtındır Sen seni bil, sen seni! Nura müstağrak oldu, Sen seni bil, sen seni!   Can içre ara canı, Sen seni bil, sen seni! Görünen sıfâtındır, Gâyri ne hâcetindir?   Kim ki hayrete vardı, Tevhîdi zâtı buldu; Bilmek istersen seni Geç canından bul anı;   Hacı Bayram Veli Kuddise Sirrûh

Ne Zaman Anarsam Seni

  Ne Zaman Anarsam Seni   Ne zaman anarsam seni, kararım kalmaz Allah'ım, Sendem gayrı gözüm yaşın, kimseler silmez Allah'ım.   Sensin ismi baki olan, sensin dillerde okunan, Senin aşkına dokunan, kendini bilmez Allah'ım.   Sen yarattın cismi, canı, sensin düzen bu cihanı, Mülk senindir kerem hani, kimsenin olmaz Allah'ım.   Okunur dilde destanın, açılır bağın, bostanın, Sen baktığın gülistanın, gülleri solmaz Allah'ım.   Aşkın bahrine dalmayan, canını feda kılmayan, Senin cemalin görmeyen, meydana gelmez Allah'ım.   Zar olur âşıkın işi, durmaz akar gözün yaşı, Senden ayrı düşen kişi, didarın görmez Allah'ım.   Âşık Yunus seni ister, lütfeyle cemalin göster, Cemalin gören âşıklar, ebedi ölmez Allah'ım.   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Ey Mûsâ! Sen ve Rabbin Gidin Savaşın!

Ey Mûsâ! Sen ve Rabbin Gidin Savaşın!   Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm, kavmini Kenan diyarına götürmek için yola çıkmıştı. “Arz-ı Mev’ûd” denilen yere yerleşeceklerdi. Mûsâ Aleyhisselâm, her koldan bir temsilci seçti. Yûşâ bin Nûn ve Kâlib bin Yuhne’nin reisliğinde oradaki kavmi keşfe gönderdi. Gidenler, Amâlika kavmini çok güçlü buldular. Fakat bunu, herhangi bir korkuya sebebiyet vermemesi ve hâlet-i rûhiyelerinin bozulmaması için kavimlerine anlatmamak üzere anlaştılar. Zâten Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm da, onlara böyle yapmalarını tembihlemişti. Ancak Yûşâ bin Nûn ve Kâlib bin Yuhne’nin dışındakiler, durumu kavimlerine anlattılar. İsrailoğluları da harp etmekten kaçındı: “Mûsâ Aleyhisselâm şöyle dedi: “- Ey kavmim! Allâh’ın size (vatan olarak) yazdığı mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa hüsrâna uğramış kimseler olarak dönersiniz!” Onlar: “- Yâ Mûsâ! Orada zorba bir toplum var! Onlar oradan çıkmadıkça, biz oraya aslâ girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarl...