Kayıtlar

Mayıs 24, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Emperyalizm Geri Kalmış Ülkeleri Nasıl Ele Geçiriyor…

Emperyalizm Geri Kalmış Ülkeleri Nasıl Ele Geçiriyor… John Perkins (2006). “Bir Ekonomik Tetikçinin Kitabı” adlı kitabında ABD’nin geri kalmış ülkeleri kazanma, ele geçirme mekanizmasını şöyle anlatıyor. Aslında bu John Perkins’in Türkiye ile bir ilişkisi yok, fakat kitabında öyle şeyler söylüyor ki, siz, bu söylenenleri bir yerlerden tanıyorsunuz. Tanıyorsunuz elbette… Şu yazılanları şöyle bir okuyun bakalım.  “Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır... Aslında insa

Ramazan Ayı Öyle Bir Aydır ki...

Ramazan Ayı Öyle Bir Aydır ki... Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), şabân ayının son günü hutbede buyurdu ki: “Ey Müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece (Kadir gecesi) bin aydan daha fâidelidir. Allahü teâlâ bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda geceleri teravih namazı kılmak sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda farz yapmış gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda müminlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse, günahları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden azâd eder. O oruçlunun sevâbı kadar, ona sevap verilir.” Eshâb-ı Kirâm; “Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluya iftar ettirecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz” dediler. Resûl-i ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir