Kayıtlar

Ashab etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri

Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri Hz. Enes, Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem’in hanımlarıyla beraber olduğu zaman insanların en hoşu ve en şakacısı olduğunu aktarmıştır. Peygamber Efendimiz ile ashabının hayatını hep büyük olaylar ve önemli dinî meseleler etrafında okuyageldik. Siyer denildiği zaman ciddiyet sınırlarının üst düzeye taşındığı, gündelik hayatın, “küçük” hadiselerin neredeyse tamamen göz ardı edildiği bir hakikat anlatısı canlandı(rıldı) zihinlerimizde. Oysaki gündelik hayatın, küçük hikâyelerin de hakikatli sahneleri vardı “Siyer”de. Mesela O’nun hayatına doğru yapacağımız bir yolculukta, beşer-peygamber olarak Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’in ashabıyla şakalaştığını, sık sık tebessüm edip/ettirdiğini de görebiliriz. Şakalaşmanın fıkhî hükmü etrafındaki tartışmalar bir kenara, ölçülü ve yerinde olan şakayı Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem de tasvip etmiştir. Müslümanların biricik örne

Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri

Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri Hz. Enes, Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem’in hanımlarıyla beraber olduğu zaman insanların en hoşu ve en şakacısı olduğunu aktarmıştır. Peygamber Efendimiz ile ashabının hayatını hep büyük olaylar ve önemli dinî meseleler etrafında okuyageldik. Siyer denildiği zaman ciddiyet sınırlarının üst düzeye taşındığı, gündelik hayatın, “küçük” hadiselerin neredeyse tamamen göz ardı edildiği bir hakikat anlatısı canlandı(rıldı) zihinlerimizde. Oysaki gündelik hayatın, küçük hikâyelerin de hakikatli sahneleri vardı “Siyer”de. Mesela O’nun hayatına doğru yapacağımız bir yolculukta, beşer-peygamber olarak Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’in ashabıyla şakalaştığını, sık sık tebessüm edip/ettirdiğini de görebiliriz. Şakalaşmanın fıkhî hükmü etrafındaki tartışmalar bir kenara, ölçülü ve yerinde olan şakayı Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem de tasvip etmiştir. Müslümanların biricik örn

Amenerrasulü’nün Fazileti Hakkında Ashabı Kiram, Evliyaullah ve Âlimlerin Rivayetleri

Amenerrasulü’nün Fazileti Hakkında Ashabı Kiram, Evliyaullah ve Âlimlerin Rivayetleri 01-   Hz. Ömer ve Hz. Ali Radıyallahü Anhümâ şöyle buyurdular: "Surei Bakara’nın son iki ayetini okumadan yatan bir adamı, akıl sahibi olarak görmedim." 02-   Abdullah ibni Mesud Radıyallahü Anh dedi ki: "Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e Miraç’ta üç hususi şey verilmişti. Birincisi beş vakit namaz, ikincisi; Amenerrasulü, üçüncüsü; ümmetinden Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölenlerin günahlarına şefaat etme." (Abdullah ibni Mes'ûd Radıyallahü Anh) 03-   Ukbe bin Amir Radıyallahü Anh şöyle demiştir: "Bakara suresinin sonundaki iki ayeti:"Amenerrasulü’yü" başından sonuna kadar sık sık okuyunuz. Çünkü Allah, onlarla Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem’i mümtaz kılmıştır." 04-   İmam Nevevi Rahimehullah dedi ki: "Bu ayeti kerimeleri okumak, geceyi ihya etmeye kâfidir. Bazıları da kötülüklerden korunmasına kâfi gelir, demişlerdir

Ashabu'l-Uhdûd

Ashabu'l-Uhdûd Hz. Süheyb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sizden öncekiler arasında bir kral vardı. Onun bir de sihirbazı vardı. Sihirbaz yaşlanınca Kral'a: "Ben artık yaşlandım. Bana bir oğlan çocuğu gönder de sihir yapmayı öğreteyim!" dedi. Kral da öğretmesi için ona bir oğlan gönderdi. Oğlanın geçtiği yolda bir râhip yaşıyordu. Bir gün giderken rahibe uğrayıp onu dinledi, konuşması hoşuna gitti. Artık sihirbaza gittikçe, râhibe uğruyor, yanında bir müddet oturup onu dinliyordu. Bir gün delikanlıya sihirbaz, yanına gelince dövdü. Oğlan da durumu râhibe şikâyet etti. Rahip ona: "Eğer sihirbazdan dövecek diye korkarsan: "Ailem beni oyaladı!" de; ailenden korkacak olursan, "beni sihirbaz oyaladı" de!" diye tenbihte bulundu. O bu halde devam eder iken, insanlara mani olmuş bulunan büyük bir canavara rastladı. Kendi kendine: "Bugün bileceğim; sihirbaz mı e

Uhdûd Ashabı (Ashâbü’l-uhdûd)

Uhdûd Ashabı (Ashâbü’l-uhdûd) Buruc Suresi’nde sözü edilen “Ashâbü’l-uhdûd”, İslâmiyet’ten önceki bir devirde mü­minleri dinlerinden döndürmek için ateş dolu hendeklere atarak işkence eden kim­seleri ifade eder. Âyetlerde semâya, kıyamet gününe, tanıklık edene ve edilene ye­minle “Ashâbü’l-uhdûd”un lanetlendiği bildirilmektedir. Uhdûd “uzun ve derin hendek” demektir. Kendilerinden “Ashâbü’l- uhdûd” diye söz edilen kimselerle onların İşkence ettiği müminler ve bu olayın geçtiği zaman ve bölge hakkında Kur’ân-ı Kerîm bilgi vermemiştir. Tefsirlerde bunların kimlikleri hakkında çok değişik ve birbiriyle çelişen açıklamalar bulunmaktadır. Kur’an-ı Mecîd ve Tefsirli Meâl’i Âlîsi’nde; Buruc Suresinin mealinde aşağıdaki hadis zikredilmiştir. Suheyb (Radıyallâhu anh)`dan rivayet edilen bir hadis-i şerîfte beyan edildiğine göre; geçmiş ümmette bir hükümdar, büyücüsünün yaşlandığını görünce, ondan sihir sanatını öğrenmesi için bir çocuğu yanına gönderdi. Çocuk ona gidip gelirken yolda