Kayıtlar

sokak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kaldırımlar

  Kaldırımlar   Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında, Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.   Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık. Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İncin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık. Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.   İçimde damla damla bir korku birikiyor, Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler, Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor. Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.   Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi, Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi, Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.   Bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta, Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum... Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta, Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum.   Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin, İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler... Tak tak

Kadın Öyle Bir Tövbe Etti ki...

Kadın Öyle Bir Tövbe Etti ki... Büyük velilerden Mansur bin Ammar hazretleri, bir gece, sokaktan geçerken bir erkekle kadının iki gümüş paraya anlaştıklarını gördü. Hemen arkalarından gidip kadına yaklaşarak, hafif bir sesle, "Bizim eve gelirsen sana dört gümüş!" dedi. Kadın iki kat parayı duyunca, birinci adamı bırakıp bunun arkasından gelmeye başladı... Beraberce evine gittiler. Eve girince, kadının önüne dört gümüşü bırakıp kendisi diğer odada namaza durdu... Fakat o da ne? Namazı bir türlü bitmiyordu! Selâm veriyor tekrar başlıyordu... Aradan saatler geçtiği hâlde, namazını bir türlü bitirip çıkmıyordu. Nihayet kadın dayanamayıp, yanına geldi. -"Saatlerdir seni bekliyorum, artık evime döneceğim!" dedi. Bunun üzerine Mansur hazretleri kadına dedi ki: - Ey kadın, eğer sana meylim olmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. Senin istediğin bu kötü fiili işlerken görenler olsa, hâlimiz nice olur? - Geceleyin bu saatte kim görecek? Korkulacak bir h

SONSUZA GİDEN YOLCU

Resim
Sonsuza Giden Yolcu Sonsuza giden yolcu, yol uzun ve karanlık. Sakın kanma dünyaya, gerçek değil yalanlık...   Dönüşü yok bu yolun, geçen gün geri gelmez. Belki bu gün, son günün; pişmanlık fayda vermez...   İçi boş çukur için, bitmeyen azık lâzım. Sonsuz yolculuk için, hiç sönmeyen nur lâzım...   Şeytan, nefis, sefahat doğru yoldan saptırır. Yalan dünya aldatır, kendisine taptırır...   Sokağa bak, insanlar, şaşırmış sarhoş gibi. Sanki morfin içmişler, uykuya dalmış gibi...   Umutsuzluk, mutsuzluk; bağlıyor elimizi. Her gün kötü haberler, dağlıyor sinemizi...   Çok çalışıp, bu hali; durdurmaktır görevin. İman, bilgi, aşk ile kalkınmaktır ödevin...   Korkma! Gücün çok büyük, tarihi atan yaptı. Üç kıta, yedi deniz; dünyayı vatan yaptı...   Yeter artık, ecdadın kemiğini sızlatma! Asil soylu milleti, daha fazla ağlatma...   Haydi, yiğidim, haydi; hedefin pek yücedir. Batılı büyük görme, çok küçüktür cücedir...   Dünya savaş açsa d