Kayıtlar

er etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Uyan

Uyan   Baksana kim boynu bükük ağlayan. Hakk-ı hayâtın senin ey Müslüman, Kurtar o biçâreyi Allah için. Artık ölüm uykularından uyan.   Bunca zamandır uyudun, kanmadın; Çekmediğin çile kalmadı, uslanmadın. Çiğnediler yurdunu baştan başa. Sen yine bir kerre kımıldanmadın!   Ninni değil dinlediğin velvele, Kükreyerek akmada müstakbele. Bir ebedi sel ki zamandır adı, Haydi katıl sen de o coşkun sele.   Karşı durulmaz cereyan sine-çâk. Varsa duranlar olur elbet helâk. Dalgaların anlamadan seyrini, Göz göre girdâba nedir inhimâk?   Dehşet-i mâziyi getir yâdına; Kimse yetişmez yarın imdâdına. Merhametin yok diyelim nefsine; Merhamet etmez misin evlâdına?   "Ben onu dünyaya getirdim" diye Kalkışacaksın demek öldürmeye! Sevk ediyormuş meğer insanları, Hakk-ı übüvvet de bu câniliğe!   Doğru mudur ye's ile olmak tebah? Yok mu gelip gayrete bir intibah? Beklediğin subh-u kıyamet midir? Gün batıyor sen arıyorsun sa

Er Yarın Hak Divanında Belli Olur

  Er Yarın Hak Divanında Belli Olur   Gaflet ile Hakk’ı buldum diyenler, Er yarın Hak divanında bellolur. Ahret tedarikin gördüm diyenler, Er yarın Hak divanında bellolur.   Kiminin adı sofu, kiminin derviş; Derviş isen kardeş, takvaya çalış Gizlice yollardan sen Hakka eriş, Er yarın Hak divanında bellolur.   Devletliyim deyü fakire gülme, Gülüp gülüp kardeş, kem nazar kılma; Ölüm vardır yahu, sen gafil olma; Er yarın Hak divanında bellolur.   Fakiri sev, mala-mülke aldanma; Fani cihan sana kalacak sanma. Hakkın lutfuna koş, kahrına yanma. Er yarın Hak divanında bellolur.   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Abdülkadir (Rahimehullah) Gibi Bir Er Bulunmaz

  Abdülkadir (Rahimehullah) Gibi Bir Er Bulunmaz   Seyyah olup şol âlemi gezersen, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz, Ceddi Muhammed'dir eğer sorarsan, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Cümle evladına yeşil yaraşır, Aşka gelir bu cihanı dolaşır, Ana mürid olan Hakk'a ulaşır, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Benim şeyhim beni Hakk'a götürür, Nice müşkül işlerimi anda bitirir, Muhammed'in sancağını götürür, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Çevre gelir dervişleri derilir, Ayet ile ihyalanır sorulur, Kudretinden kısmetleri verilir, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Giderler kazaya çalarlar satur, Dama yaparlar hoş gönül hatur, Bağdat’ta türbesi nur olmuş yatur, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Derviş Yunus, biz çekeriz zahmeti, Üstümüzde hazır ola himmeti, Oğlum demiş ana, Resûl Hazreti, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Yûnus EMRE (Rahimehullah)

Masonlar Siyonizm’in Emir Eri Gibi Çalışmaktadır

Resim
Masonlar Siyonizm’in Emir Eri Gibi Çalışmaktadır Masonun kelime anlamı; duvarcı ustasıdır, masonlar Tevrat’ta bahsi geçen dul kadının oğlu Hiram Usta’yı kurucuları onun kullandığını iddia ettikleri cetvel, pergel ve gönyeyi de simgeleri kabul ederler Tevrat’taki efsaneye göre Hiram Usta dul bir kadının oğlu olup ünlü bir duvar ustasıydı kral Süleymanın (Hz. Süleyman) mabedinin inşasının baş mimarıydı kendisinde mevcut olan gizli şifreleri almak isteyen üç kişi tarafından öldürülmüştür, Hiram’daki gizli sırlar ve şifreler cesedini bulan bugünkü masonların ellerine geçmiştir. Bu efsanenin devamı olan bugünkü masonların kabala ve büyü ritüelleri o efsaneden gelmedir. Oysa Kur’an-ı Kerim onların ardından gittikleri kişilerin şeytan olduğunu açıkça ifade eder. Allah’ü TEalanın Hz. Süleyman’a verdiği yetkiyle şeytanlar ve cinler onun emri altına girdi Sad Suresi’ndeki ayet bunu açıkça ifade eder; "Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı, zincirlere b

Er Çilesi

Er Çilesi  Büyük mutasavvıf Hacı Bektaş Veli'ye müridleri bir gün "Sizinle beraber biz de erbaine (çileye, kırk günlük nefsi terbiye edici perhiz) girelim" dediler Hacı Bektaş kendilerine sordu: - Er çilesine mi, kadın çilesine mi? Müridler bundan bir şey anlamayınca açıkladı: - İsterseniz 40 gün bir şey yemeden riyazet (perhiz) yapalım, bu kadın çilesidir İsterseniz 40 gün tuzlu et yiyip su içmeyelim, bu da er çilesidir Müridler bağış dilediler: - Efendimiz biz bu ikincisine dayanamayız! (Alıntı)

Şairin Kaybedişi

Resim
Şairin Kaybedişi  Felluce’de ABD ve İsrail askerlerinin katliamı devam ediyordu. Halkın kentten kaçmasına bile izin verilmiyordu. Büyük bir sessizliğin yaşandığı Felluce’ye girerken, ABD askerlerinden er Henry endişe içindeydi. Daha kısa zaman önce öldürecekleri insanların yüzlerini görmeleri gerekmiyordu. Uçak ve helikopterlerden bombalar ve bilgisayar oyunu oynar gibi üstün uzun namlulu silahlarla öldürdükleri insanlara fazla aldırmıyorlardı. Oysa geçen hafta El Şuheda kentine bombardımandan bir süre sonra yaya girmişlerdi. Kendilerine El Şuheda’ya girmeleri ve hareket eden tüm canlıları acımadan öldürmeleri emredilmişti. Ölüleri de kanıt bırakmamak için ceset torbalarına koyup Fırat nehrine atmaları söylenmişti. “Kanıt bırakmamak” cümlesinin manasını bir süre sonra anlamışlardı; şişmiş, sararmış ama kokmayan cesetler kimyasal silah kullanıldığını gösteriyordu. Er Henry’nin şair yüreği bu manzaradan sonra isyan etmiş ama dili susmuştu. Askerliği uzamasın diye sus
Er Çilesi  Büyük mutasavvıf Hacı Bektaş Veli'ye müridleri bir gün "Sizinle beraber biz de erbaine (çileye, kırk günlük nefsi terbiye edici perhiz) girelim" dediler Hacı Bektaş kendilerine sordu: - Er çilesine mi, kadın çilesine mi? Müridler bundan bir şey anlamayınca açıkladı: - İsterseniz 40 gün bir şey yemeden riyazet (perhiz) yapalım, bu kadın çilesidir İsterseniz 40 gün tuzlu et yeyip su içmeyelim, bu da er çilesidir Müridler bağış dilediler: - Efendimiz biz bu ikincisine dayanamayız...

İki Er Kişi İle Bir Hatun Kişi

İki Er Kişi İle Bir Hatun Kişi   Hacı Bayram Veli, Sultan II. Murad'ın saygı duyduğu manevi önderlerdendi. Hükümdarın Hacı Bayram'a saygısı o derece büyüktü ki ona mürid olanlardan vergi almıyordu. Ama gelin görün ki bütün Ankara halkı Hacı Bayram'ın müridi olduğunu iddia ediyordu. Ankara'da kimden vergi istense "Ben Hacı Bayram'ın müridiyim" deyip işin içinden sıyrılıyordu. Bu durum hükümdara yansıtıldı. Hükümdar Hacı Bayram'a bir mektup gönderip, "Gerçek müritlerinizin sayısını bana bildiriniz, sizin bildirdiğiniz herkes vergiden muaf tutulmak üzere kabulümdür" dedi. Hacı Bayram devletine saygılı bir maneviyat büyüğü olarak kendisine bağlılığın kötüye kullanılmasından zaten şikâyetçi idi. Mektubu fırsat bilerek müritlik iddiasındaki herkese haber saldı: "Falan gün falan yerde toplanınız" diye. O gün hemen bütün Ankara halkı şeyhlerinin davetine uyarak bildirilen yere akın ettiler. Hacı Bayram bir tepeciğe kurdur

Esma’ül-Hüsna Okumanın Adabı

Esma’ül-Hüsna Okumanın Adabı ·         Esma’ül-Hüsna okumak için, ister Allah’ü Teâlâ Rızasını kazanmak ister her hangi bir istek için olsun; ·         Önce Allah’ü Teâlâ Hazretleri’nin rızası için 2 rekât namaz kılınır. ·         Sessiz, sakin ve haram sayılan herhangi bir şeyin bulunmadığı bir yerde okumak maksada daha uygundur. ·         Okumaya başlamadan önce Besmele çekilir. ·         Okunacak Esma, kaç kere okunacaksa; o kadar okunur. Ağır ağır okumaya gayret edilir. ·         Esmayı her okuyuşun ardından Celle Celâlühü (Yüce ve Aziz) olsun denilir. Mesela; “Ya Allah Celle Celâlühü”, “er Rahman Celle Celâlühü”, er Rahîm Celle Celâlühü” diye zikredilir. ·         Sonunda hacet ne ise o istenir. ·         Asla kendiniz için hoş görmediğiniz her hangi bir şeyi başkası için, istemek niyetiyle “Esma” okumayın! ·         Esma’ül Hüsna’da geçen isimler “Ebced-i Kebir” usulüyle hesaplanmış ve hangi isim ne gibi hacetler için kaçar kere okunacağı bildirilmiştir.