Kayıtlar

Bizi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Duydum ki Bizi Bırakmaya…

  Duydum ki Bizi Bırakmaya…   Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme! Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme!   Sen yad eller dünyasında ne arıyorsun yabancı; Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun etme!   Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru; Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme!   Ey ay felek harap olmuş alt üst olmuş senin için; Bizi öyle harap öyle alt üst ediyorsun etme!   Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi; Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme!   Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan; Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme!   Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan; Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme!   Âşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer; Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme!   Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi; Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme!   Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize; O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme!  

Ey Ramazan, Tut Bizi!

  Ey Ramazan, tut bizi! Ellerimizden tut! Bereketinle doldur gönüllerimizi. Gündüzümüzü hayırla doldur. Sahurumuzu bereketinle...   Ey Ramazan, gel bize! Evimize bereketinle, İşimize kolaylıkla, Sokağımıza huzurla, Gecemize rahmetinle gel!   Ey Ramazan, tut bizi! Elimizden tut, kaybetme bizi! Yol göster yolunu kaybedenlere. Götür bizi mağfiretin olduğu yere...   Ey oruç, acı bize! Kuruyan dudaklarımıza, Solan yüzümüze, Yorulan bedenimize, Çırpınan kalbimize acı!   Ey Ramazan, koru bizi! Günah işlemekten, Haramı yemekten, Kavgaya girmekten, Cimrilikten, pintilikten, Bela bulmaktan, bela olmaktan koru bizi!   Ey oruç, tut bizi! Hataya düşmekten, Yalana düşmekten, Kaymaktan, kaydırılmaktan tut bizi...   Ey sahur, kaldır bizi! Gaflet uykusundan, İbadetsiz gecelerden, Kıyamsız bir ömürden, Tembellikten, gafillikten kaldır bizi...   Ey teravih, kıl bizi! Yor bizi, sıraya koy bizi! Hizaya getir, sığaya ç

İlâhi Cennet Evine Girenlerden Eyle Bizi

  İlâhi Cennet Evine Girenlerden Eyle Bizi   İlâhi Cennet evine, Girenlerden eyle bizi, Varub anda Cemâlini, Görenlerden eyle bizi.   Mahşerde halk ola hayran, Çok yürekler ola püryan, Arşın gölgesinde seyrân, Edenlerden eyle bizi.   Ya Hâyy-u Ya Kayyum Sâmed, İhsânına yoktur aded, Firdevs Cenneti'nde ebed, Kalanlardan eyle bizi.   Şu dünyanın cefâsı çok, Kimi aç gezer, kimi tok, Ol Mizân’da sevâbı çok, Gelenlerden eyle bizi.   Bakma Dünyâ'nın varına, Düşüp dâim Hak yoluna, Ber'âtını sağ eline, Alanlardan eyle bizi.   Mü'minlere rahmet ola, Münafıklar mahrum kala, Yunus eder doğru yola, Gidenlerden eyle bizi.   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Ölüm Bizi Çağırıyor…

  Ölüm Bizi Çağırıyor…   Ey dünyaya gelen kişi, Ölüm bizi çağırıyor… Yoktur onun başka işi Ölüm bizi çağırıyor…   Ey analar, ey babalar, Yeni doğan can kuzular, Ey kardeşler, ey bacılar Ölüm bizi çağırıyor…   Saçlarına ak düşecek, Gençliğin solup gidecek, Kefenin var dikilecek, Ölüm bizi çağırıyor…   Dünyaya saltanat kurma, Uyanık ol, gafil olma, Gönüller yap, gönül kırma, Ölüm bizi çağırıyor…   Yazların dönecek kışa, Ne kadar yaşarsan yaşa, Yazılanlar gelir başa, Ölüm bizi çağırıyor…

Affet Bizi

Affet Bizi Ezanı duymuyoruz Sünnete uymuyoruz Dünyaya doymuyoruz Affet bizi Allah’ım Kur’an dan ayrılmışız Bidatlara dalmışız Nefs elinde kalmışız Affet bizi Allah’ım Çok verirsin azarız Az verince kızarız Hükmün nasıl bozarız Affet bizi Allah’ım İsteklerimiz taşkın Günahlar hadden aşkın Neyleriz böyle şaşkın Affet bizi Allah’ım İlhan ULUKAYA

Affet Bizi

Affet Bizi Ezanı duymuyoruz Sünnete uymuyoruz Dünyaya doymuyoruz Affet bizi Allah’ım Kur’an dan ayrılmışız Bidatlara dalmışız Nefs elinde kalmışız Affet bizi Allah’ım Çok verirsin azarız Az verince kızarız Hükmün nasıl bozarız Affet bizi Allah’ım İsteklerimiz taşkın Günahlar hadden aşkın Neyleriz böyle şaşkın Affet bizi Allah’ım İlhan ULUKAYA

Allah Cennet veya Cehenneme Gideceğimizi biliyorsa, ne diye bizi bu dünyaya gönderdi?

Allah Cennet veya Cehenneme Gideceğimizi biliyorsa, ne diye bizi bu dünyaya gönderdi? Değerli kardeşimiz, Sorunuzu bazı soru ve cevaplarla açıklamaya çalışalım. Kader, bir iman rüknüdür ve şöyle tarif edilir: Kader: “Hak Teâlâ’nın, ezelden ebede kadar olmuş ve olacak her şeyin, her şeyini ve her hâlini, zamanını ve mekânını, sıfatlarını ve özelliklerini ezelî ilmiyle bilip, ona göre, takdir etmesidir.” Kaza ise, kaderde planlanan bir şeyin yaratılması, varlık sahasına çıkarılmasıdır. Kâinatın altı devrede yaratılışından, insanın ana rahminde dokuz ayda teşekkülüne kadar her hâdise kaderi gösteriyor! Güneş sisteminden atom sistemlerine kadar her hikmetli tanzim, kaderi ilan ediyor! Elementlerin sayıları ve özellikleri, kaderden haber veriyor! Bitkilerin ve hayvanların cinslere, türlere ayrılmış olması, her türe farklı kabiliyetler takılması, hep kader ile olmuş! Meleklerin, hayvanların ve cansızların sabit makamlı kılınması, insanların ve cinlerin ise im

Bizi Namazla Ferahlandır

Bizi Namazla Ferahlandır Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir.” (Tâhâ, 132) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Allah’a O’nu görürcesine ibâdet et.” (Buhârî, Îmân, 37; Müslim, Îmân, 57) Geçim konusu ile meşgul olup kalmadan sen de âilenle birlikte namaza devam et. Nitekim Nebî Aleyhisselâm her sabah kızı Fâtıma (ranha)’nın evine gider ve “(Haydi) namaza” buyururdu ve buna aylarca devam ederdi. (Buhârî, Teheccüd, 5; Tefsir (18), 1; Müslim, Müsafirin, 206; Müsned, I, 112) Rivâyete göre âilesine bir zarar dokunduğu zaman Hz. Peygamber Aleyhisselâm onlara namaz kılmalarını emreder ve bu ayeti okurdu. (Nesâî, Mevâkît, 46; Müsned, I, 206, 268) Nebi Sallallahü Aleyhi Vesellem yanında namazdan daha sevimli bir şeyin olamayacağı konusunda: “Namaz gözümün nuru kılındı” buyurmuştur. (Ahmed, III, 128) Nebi Aleyhisselâm

Allah Bizi Her An Görür

Allah Bizi Her An Görür Bir gün bir öğretmen, öğrencilerinden kendisine hiç kimsenin onları görmediği bir yerden ona çiçek toplamalarını ister. Ertesi gün öğrencilerden kimi kimse yokken evinin bahçesinden kimi köyün dışındaki kırlardan topladıkları çiçekleri sevinçle öğretmenlerine verirler. Ancak öğrencilerden biri çiçek getirmemiştir. Öğretmen, "Sen çiçek getirmedin mi? " diye sorar. Ali başını öne eğer "Özür dilerim öğretmenim getiremedim." der. "Neden sizin bahçenizde çok güzel çiçekler olduğunu biliyorum. Hiç birine kıyamadın mı?" Diye soran öğretmenine Ali: "Hepsini toplayıp, size getirmek isterdim. Ama siz hiç kimsenin bizi göremeyeceği bir yerden toplamamızı istediniz. Ben kimsenin olmadığı bir yer ve bir an bulamadım. Çünkü her yerde Allah'ın beni gördüğünü biliyorum." der. Sarılarak Ali'yi öpen öğretmen: "Evet, sevgili yavrularım, benim istediğim cevap buydu. Allah bizi her an görür, duyar ve yaptıklar

Bizi Dünyaya Geri Gönder!

Bizi Dünyaya Geri Gönder! Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Nur Muhammed “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, dini ilimleri öğrenip de, bunu kullanmamak deliliktir, buyurdu. İlimsiz amel de yanlış olur, kabul edilmez. Ve ekledi: - Cehennemde sonsuz yanmaktan, insanı bu ikisi kurtarır ancak. İlim ve amel. Bugün seni günahtan korumayan ve ibadete sevk etmeyen ilim, yarın Cehennem ateşinden de korumaz. Ve tembih etti: - Bu gün ibadet ederek geçmiş günahlarımızı affettiremezsek, kıyamette elin ve dilin aciz kaldığı zaman; (Yâ Rabbi, bizi geri dünyaya gönder, bütün ömrümüzü ibadetle geçireceğiz) diyenlerden oluruz. Sonra bir âh çekti: - Ama faydasız. - Neden efendim? Dediler. - Çünkü (Ey ahmak! Oradan geldin ya!) cevabını alıp kalırız! Ölümü istemek uygun mu? Bir gün de sevdiklerinden biri; - Efendim, ölümü istemek dinen uygun mudur? Diye sordu. Cevabında; - Hastalıktan ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü isteme