Kayıtlar

Mayıs 2, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hasta Ziyareti

Hasta Ziyareti Komşuluk ilişkilerine ve insanlığa önem veren bir zat, tanıdığı bir sağıra, komşusunun hasta olduğunu haber verdi. Bunun üzerine o sağır, komşusunun hatırın sorması gerektiğini, fakat bu sağır kulakla nasıl yapacağını düşündü. Kendi kendine, ''İnsan hasta olunca sesi de zayıflar. Komşudur gitmek lâzım. Fakat, söylediklerini bu kulakla duymam mümkün değil. En iyisi dudakları kıpırdayınca söylediklerini tahmin eder, ona göre konuşurum'' dedi. Ziyarete gittiğinde komşusuyla arasında şöyle bir konuşma geçebileceğini düşünerek, hazırlık yaptı. ''Ey benim dertli komşum! Nasılsın?'' derim. O da bana, ''İyiyim, hoşum'' der. Ben, ''Allah'a şükürler olsun'' derim. Sonra ne tür yemekler yediğini sorarım. O da herhalde bana, ''Şerbet içtim veya mercimek çorbası yedim'' der. Ben de, ''Afiyet olsun'' dedikten sonra, tedavi için hangi doktorun geldiğini sorarım. O, ...

Duyduğum Vicdan Azabının Şiddeti, Artsın!

Duyduğum Vicdan Azabının Şiddeti, Artsın! Mekke Emiri Şerif Hüseyin, İngilizlerle anlaşarak Osmanlı'yı arkadan vurmuş ve mükâfat olarak da İngilizler tarafından Hicaz Krallığı'na getirilmişti. Daha sonra Vehhabiler tarafından alaşağı edilerek İngilizlerin himayesinde Kıbrıs'a yerleştirilmiş ve hastalandığında da oğlu tarafından Amman'a getirilmiştir. Ve günün birinde saray bandosunun bahçede konser verirken "İzmir Marşı"nı çalması üzerine, oğlunun babasının üzülmemesi için pencereleri kapattırmak isterken baba şu ibretli konuşmayı yapmıştır:     - Evlat, neden o pencereyi kapıyorsun? Ben velinimetine ihanet etmiş asi bir kulum, günahım büyüktür. Kral olacağımı düşündüm. Allah beni sürgünlüğe düşürdü. Bırak pencereyi aç, şu marşı dinleyeyim. Duyduğum vicdan azabının şiddeti, o eski hatıraların canlanması ile büsbütün artsın; bu dünyada çektiğim ızdıraptan vicdan azabıyla büsbütün ağırlaşsın, ta ki Allah bu günahkâr kulunu dünyada affederek, ahirette h...

Kabirde Geçerli “İKİ ŞEY”

Kabirde Geçerli “İKİ ŞEY” “Kâmil iman”  ve  “Salih amel!” Ne duruyorsun? Haydi hazırlansana! İmanını, taklitten tahkike çevir, Salih amellerini, çoğalt! Rabbine, daha iyi kulluk et! Boşa geçen ömrün, elinden kaydı gitti… Hiç olmazsa; geri kalan ömrünü iyi değerlendir! ÇÜNKÜ: Hayatın tekrarı yok! ÇÜNKÜ: Ne olursan ol; bir gün,  “HİÇ” sin... ÇÜNKÜ: Ne kadar çok yaşarsan yaşa; bir gün  “YOK” sun… ÇÜNKÜ: Ne kadar çok sevenin olsa da; bir gün “Seni kabire bırakıp gidecekler…” ÇÜNKÜ: Ne kadar çok yaşarsan yaşa! Bir gün “Kabire yalnız gireceksin!” ÇÜNKÜ: Ne kadar malın çok olursa olsun; hepsini alacaklar… SADECE ve SADECE: “İMANIN” ve “AMELİN” kalacak… İmanını, “ Kâmil İman” ; amelini “Salih Amel” yapabildiysen; “NE MUTLU SANA!” “KÂMİL İMAN” ve “SALİH AMEL”; ne güzel arkadaştırlar! ÇÜNKÜ: Onlar seni hiç yalnız bırakmayacaklar… SENİ: Hem “Darül Fena” olan bu dünyada mutlu edecekler; hem de “Ebedül Ebed” olan “Dar...