Kayıtlar

bir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bir Gün Elbette Öleceksin…

Bir Gün Elbette Öleceksin…                    İmam-ı Gazâli Rahmetullahi Aleyh hazretleri, bir talebesine hitaben buyuruyor ki: “Dünyanın nesini seversen sev, hepsine veda edeceksin! Elinden geleni yap! Fakat unutma ki, her yaptığının hesabını vereceksin! Keyfine göre yaşa! Fakat bu yaşaman uzun sürmeyecek, bir gün elbette öleceksin. Gece gündüz düşündüğün, sımsıkı sarıldığın lezzetlerden elbette ayrılacaksın. İman edilecek şeyleri akla uydurmaya, beğendirmeye uğraşmak, dinsizlerle, cahillerle, münakaşa edip, onların bozuk düşünceleri ile uğraşmak ve Kur’ân-ı Kerimi öğrenmeden, namazı, abdesti, orucu, farzları, haramları okumadan, bilmeden para kazanmaya kalkışmak, herkesten fazla zengin olmak için lüzumsuz ilimlerle uğraşmak, ömrü boş yere harcamak olur.” “Allahü teâlâya yemin ederim ki, İsâ aleyhisselam!ın İncîl'inde okudum; bir kimseyi tabuta koyduktan mezara bırakıncaya kadar; Allahü Teâlâ ona kırk sual...

Güzelse…

Güzelse…   Yüreği güzelse bir insanın Kül rengi bulutları değil, Bahar kokan çiçekleri görür. Yüreği güzelse bir insanın Kurumuş̧ dallarda can arar da, Her birinde canı vereni görür.   Yüreğiniz güzelse sizin de yolunuz Çiçek gibi insanlara çıksın…

Bir Mü’mine Gıyabında Dua Etmek

Bir Mü’mine Gıyabında Dua Etmek   “Bütün melekler mü’minlere duâ ederler ve onlar için af dilerler. Bir mü’min, başka bir mü’min kardeşine gıyâbında duâ ettiğinde, “Âmîn! Aynısı sana da olsun!” demekle vazîfeli melekler de vardır.” (İbn-i Kesîr, c. 3, 236) "Allah bir insanla ya vahiyle veya perde arkasından konuşur. Yahut ona kendi izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir. Doğrusu O, çok yücedir, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Şura 51) Ebu Hureyre Radıyallahu Anh’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem buyurdu ki:  “Allah Teâlâ temizdir ve ancak temiz olanı kabul eder. Allah Teâlâ peygamberlere emrettiğini Mü’minlere de emretti. Allah Telâ buyurdu ki: "Ey Rasûller! Helâl ve hoş olan şeylerden yiyin ve salih amel ilşleyin." (Müminun Suresi: 51)” Ve yine buyurdu ki:  "Ey iman edener! Size verdiğimiz rızıklardan temiz olanlardan yiyin." (Bakara Suresi: 172)  Sonra uzun sefe...

Bir Ağaçtan On Ders

Resim
Bir Ağaçtan On Ders Bir ağacın gölgesinde adam felsefe kitabı okuyordu. Sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırmıştı. Başını kaldırıp ağaca baktı. —Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım! dedi. Birden ağaç dile geldi: —Ben düşünmüyorum belki ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki! Dedi. Adam heyecanla: —Seni dinlemek isterim! Dedi. Ağaç konuşmaya başladı: —At o felsefe kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle sana on tane hayat dersi vereceğim! Dedi. Adam heyecanlanarak: —Tamam! Dedi. Ağaç: —Dinle o zaman! Dedi ve hayat dersini sıralamaya başladı: 1- Ağaç yaş iken eğilir ya da doğrulur. Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Siz de bilirsiniz ki “yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez.” “Yaşlı kurda yol öğretilmez.” 2- Düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek; güçlüyken gölgene sığınanlar düşerken baltayı alıp sana koşarlar. 3- Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı bi...

İnsanın Hali

İnsanın Hali   Gök duydu da insanın acısını, İnsan duyamadı, insanın feryadını.   Kuş bildi de yan yana uçmayı, İnsan bilemedi, insanın elinden tutmayı.   Dağ bastı da bağrına her canlıyı, İnsan, açamadı insana kapısını.   Nehir bildi de denize karışmayı, İnsan insana karışamadı.   Ne yazık ki insan insanı anlayamadı…

Bir Ömürden Geriye Ne Kaldı?

  Bir Ömürden Geriye Ne Kaldı?   Birkaç sayılı nefes, Büyük yorgunluklar, Boşa harcadığım yıllar, Affı bile olmayan kırgınlıklar, Çok kısa sevinçler, büyük acılar, Keşke tanımasaydım dediğim kişiler… Kirâmen Kâtibi Melekleri’nin yazdığı: “Amel Defteri”   “Zaman diriyken kıymetlidir; ölenin vakti bol olur... ”

Bir İnsanın Malını Haksız Yere Almak

Bir İnsanın Malını Haksız Yere Almak   عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: «مَنْ ظَلَم قِيدَ شِبْرٍ مِن الأرْضِ؛ طُوِّقَهُ مِن سَبْعِ أَرَضِين   [ صحيح] - [متفق عليه ]   Âişe Radıyallahu Anha’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurmuştur: “Kim bir karış mikdarı bir yere haksız olarak zulümle sahip olursa, o yerin yedi katı boynuna geçirilir.” (Sahih Hadis - Muttefekun Aleyh)   Hadisi Şerifin Açıklaması: Bir insanın malını haksız yere almak haramdır. Bir kimsenin başka bir kimseye ait olan malı alması helal değildir. Ancak gönül rızası ile veriyor ise bu müstesnadır. Bunların arasında bir arazinin zulümle alınması çok şiddetlidir. Çünkü uzun zaman zulümle istila edilmesi söz konusudur. Bundan dolayı Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- kim az yada çok aradiden dolayı zulmederse kıyamet gününde şiddetli bir azaba çarptırılacağını haber vermiştir. Öyle ki boynu kalınlaştırılarak uzatılır son...

Can İçinde Bir Can Gördüm…

Can İçinde Bir Can Gördüm…   Daldım leylin kalbinde, inci ve mercan gördüm, Ben şâh-ı dilberimi, can içinde bir can gördüm…   O güzeller güzelidir, oldu bize cân-ı canan, Gökyüzünde yıldızları, onu kalpte sercan gördüm…   Her nefesle didârında, olsam kalbin baharında, Bâki devlet gönle cennet, O'nda solmaz gülcan gördüm…   Gönlümüzde O'dur kalan, bizi dertten derde salan, Varlığıyla şifa olan, şirin şeker bir can gördüm…   Yakut cevher nedir söyle, o dilberin adı varken,   Rayihası gülden güzel, sonsuz âşık bir can gördüm…   Nur çeşmesi dudağında, her sabahın şafağında, Bülbül güle âşık olur, O’nu başka bir can gördüm…   Gönül gönle akar durur, âşık olan bakar durur, Beni canda ateşiyle, her dem yakan bir can gördüm…   Varsın mecnun leylâ desin, seven gönül belâ desin, Vefa yâre kul olmaktır, ârifanda nurcan gördüm…   Zahid cennet ister imiş, abid kevser içer imiş, Ezel ebed kudret el...

Tekrar Bir Çocuk Olsam…

Tekrar Bir Çocuk Olsam…   Tekrar bir çocuk olsam…   Oynasam doya doya… Karda, yağmurda, çamurda… Üstüm kirlense; acıksam, susasam… Koşarak gelsem eve; ablam açsa kapıyı…   “- Seni yaramaz; ne bu üst baş!” diye haykırsa…  Annem de çıksa kapıya… “- Canım yavrum, acıkmışsın!” deyip bağrına bassa… Sarılsam anneme; ağlasam doya doya…   Hıçkırıklarımı duyan babam: “- Hanım şu çocuğu şımartma!” Dese… Gidip babamın da elini öpsem… Onun da bağrına yaslanıp tekrar tekrar ağlasam…   Ama mümkün değil ki… Giden gelmiyor… Adı yalan dünya!   Onlar gittiler, bizler de gideceğiz… Rabbim imandan, Kur’an’dan ayırmasın!   Efendimiz Aleyhisselâm’ın; Liva-ül Hamd Sancağı altında buluşmak dileğiyle… Allah’ım geçmişlerimize gani gani rahmet eyle!   Yaşar Akkaş 18 Aralık 2024 Sultanbeyli

Bir Suçlu Varsa O da Benim!

Bir Suçlu Varsa O da Benim!   Bir zamanlar Mısır’da çok şiddetli bir kuraklık ve kıtlık olmuş. Halk, gayb gözü açık olduğuna inanılan Mısırın evliyasından Zinnun-i Mısrî’ Kuddise Sirruh’un başına toplanmış. Demişler ki: “- Efendim, içimizde bir günahkâr varmış, onun yüzünden rahmet gelmiyor ve yağmur yağmıyormuş. Lütfen onu bir tesbit etsen, bize versen de, biz onu Mısırdan kovsak, rahmete kavuşsak! Kıtlıktan kurtulsak.”   Bunun üzerine Zinnûn Kuddise Sirruh: “- Öyle mi canlar!”, demiş, onları savdıktan sonra başını alıp Mısır’dan çıkıp gitmiş. Hayli zaman sonra yağmur gelmiş, Mısır’ın topraklarında bereket kaynamaya başlamış, halkın yüzü gülmüş, o ara Zinnûn da Mısır’a dönmüş. Bunu duyan halk Zinnûn Kuddise Sirruh’un başına toplanmış: “- Nerelere gittiniz efendim, sizi hayli zamandır arıyoruz, bulamıyoruz”, demeleri üzerine Zinnûn Kuddise Sirruh cevap vermiş: “- Evladım, duydum ki içinizde bir günahkâr varmış, onun yüzünden ülkenize yağmur gelmiyormuş. Ben de ...