Bir Kalbin Sessiz Çığlığı

Bir Kalbin Sessiz Çığlığı

 

Ayşe, küçük bir Anadolu kasabasının içine kapanık, mütevazı yaşam süren genç bir kadındı.

Ailesi onu her zaman örfüne ve inancına bağlı, edepli bir şekilde yetiştirmişti. Kız kardeşler gibi eğitimini tamamlamış, çevresi tarafından sevilen, edebiyle bilinen biriydi.

Bir gün Ayşe’nin göğsünde bir ağrı başladı. Başlangıçta basit sandı. Ancak ağrı, gün geçtikçe artınca ailesiyle birlikte doktora gitmeleri gerekti. Muayene eden doktor, bazı ileri tetkikler yapılması gerektiğini söyledi.

Ayşe’nin kalbi hızla çarptı.

“Peki ya bir erkek doktora görünmem gerekirse?” diye düşündü kendi kendine.

Küçük kasabada kadın doktor yoktu.

Ameliyat olması, tıbbi müdahalede bulunulması gerekiyordu.

Ayşe bu düşünceyle çırpınıp durdu. Kalbinde derin bir korku vardı:

“Ya Namahrem bir erkek bana dokunursa, ya vücudumu görürse…”

Bu düşünce içini daraltıyor, düşündükçe renkten renge giriyordu…

Hem inancının hassasiyeti hem de utanma duygusu beynini kemiriyordu...

Her gece uykusuz kaldı, gözyaşıyla dua etti:

“Allah’ım… Kalbimde korku var… Edep ve imanıma zarar verecek belâlara düçar olmaktan çekiniyorum… Eğer senin rızan için olacaksa, kalbimi ve bedenimi sabırla koru…”

Fakat ağrı dayanılmaz oldu. Ailesiyle konuştu. Annesi nazikçe dedi ki:

“- Evladım, İslam’da bedenin korunması da bir ibadettir. Tedavi Allah’ın bize verdiği bir emanettir. Senin utanman, imanla çelişmez. Namahreme görünmek çok çirkin ve büyük bir günah ama, sağlıklı yaşamak ve hayatını korumak da çok önemlidir. Hatta farzdır. Hem tıbbi tedavilerde zaruret vardır…”

Ayşe derin bir nefes aldı, dua etti, ellerini semaya kaldırdı:

“- Allah’ım, edebimi korurken beni şifa ile kuşat. Eğer bu tedavi benim için hayırlıysa, kalbimi ferahlat. Senden başka ilah yoktur. Sen Şafî’sin, senden başka şifa verecek yoktur. Hasta olan bütün mü’min kardeşlerime de şifa ver…”

Kalbi oldukça rahatlamıştır…

Ertesi gün kadın bir sağlık görevlisiyle birlikte merkeze gittiler.

Kadın hemşire ile görüştü, erkek doktor da nezaketle istediği çerçevede muayenesini yaptı.

Ayşe, utanma korkusunun aslında inançla tedavi arasındaki dengeyi doğru kuramamaktan kaynaklandığını anladı.

Ameliyattan sonra iyileştiğinde şöyle dedi:

“- Dua ettim, korkularımla yüzleştim, tedavimi de oldum… Rabbim bana hem edebimi hem sağlığımı koruma imkânı verdi. Elhamdü lillâhi Rabbil âlemin!”


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Yuşa Aleyhisselam’ın Okuduğu İsm-i Azam Duası

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)