Kayıtlar

rüya etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Rüyanı Tersine Yorumla!

  Rüyanı Tersine Yorumla!   Resulullah şöyle buyurdu bir zamanlar; İnsanlar uykudadır ölünce uyanırlar! O zaman anlar rüya gördüğünü onlar; Ölene kadar kendini uyanık sananlar!   Artık gaflet uykusundan uyanmalısınız; İblisin tuzağını hepiniz anlamalısınız! Her rüyayı siz tersine yorumlamalısınız; Uyanmak için kendinizi zorlamalısınız!   Varı yok, yoku var gösterir iblis sana; Azı çok, çoku az sandırır her insana! İblis, dall ve mudil esmasına hizmet eder; İlahi sınavda, bizleri şaşırtmak ister!   İmtihan sırrınca, Allah iblise izin verdi; Has kullarımı kandıramazsın sen dedi! Salihler ve sıddıklar iblise kanmadılar; Nefislerine uyanlar iblisi dost sandılar!   Çok kolay olursa soru, sınav sayılmaz; Zoru başaranlar, bir daha hiç yanılmaz! Kolay kazanırsan sen mutlu olamazsın; Acıkmadan yersen tadına varamazsın!   Ölmeden evvel ölen müminler ancak; İblisin gösterdiği rüyadan uyanacak! Gafletten uy...

Hz. Osman Radiyallahü Anh'ın Rüyası

  Hz. Osman Radiyallahü Anh'ın Rüyası   Kur’an-ı Kerim okuyordu. Bir ara susuzluğun verdiği, yorgunluğun verdiği tesirle uzaklara daldı Kur’an-ı Kerim okurken... Diz üstü oturmuş Kur’an-ı Kerim okurken, başı öne eğildi... Uykuya dalmıştı birden bire. Uykudayken rüyasında önünde bir koridor o koridorlar açılıyordu. Onu tutanlar götürüyorlardı… “- Buradan! Buradan!” diyorlardı... “- Sonra o koridorlardan geçti, orada bir ışık kümesi gördü orada birileri oturuyordu yaklaşınca birden ne görsün.” “- Allah’ü Teâlâ’nın Rasülü Sallallahü Aleyhi Vesellem oradaydı. Bir yanında Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh, öteki yanında, Hz Ömer Radiyallahü Anh vardı. “- Allah’ü Teâlâ’nın Rasülü Sallallahü Aleyhi Vesellem’le karşı karşıya kalmıştı, Allah’ü Teâlâ’nın Rasülü Sallallahü Aleyhi Vesellem bakıyor gülümsüyordu: “- Osman geldin mi?” “- Geldim ya Resulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem...” “- Seni susuz mu bıraktılar?” “- Beni susuz bıraktılar Ya Resulallah Sallallahü Aley...

Rüyasında Kıyametin Dehşetini Gördü Tevbe Etti! (Gerçek Hikâye)

Resim
Rüyasında Kıyametin Dehşetini Gördü Tevbe Etti! (Gerçek Hikâye)     Günlerden bir gün evlenmeyi arzuladım ve bir çocuk sahibi olmayı da murat ettim... Evlendim, bir çocuğum oldu... Adını Fatma koydum... Peygamberim Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’in kızı gibi olsun diye. İsmen ve ahlaken ona benzesin diyerek... Onu çok sevdim... Ve Fatma büyüdükçe kalbimdeki iman da onunla büyüdü... Kalbimdeki isyan da azaldı onunla... Elimde içki kadehini içme isteğiyle doldurmuştum Fatma onu devirdi... Daha iki yaşında bile değildi... Sanki ona bunu yaptıran Allah'ü Teâlâ’ydı! O büyüdükçe kalbimdeki iman da onunla büyüdü... Allah'ü Teâlâ’ya yaklaştığım her bir adımda içinde olduğum isyanlardan uzaklaştım biraz biraz... Ta ki Fatma 3 yaşına basana kadar... 3 yaşını bitirdiğinde Fatma öldü! Kızım Fatma ölünce durumum vaziyetim eskisinden daha da kötü oldu... Çevremdeki Müslümanlar’da olan ve beni bu büyük üzüntüye karşı dayanmamı sağlayacak sabrım da yoktu... He...

Korkulu Rüya Görmemek ve Kötü Rüyanın Şerrinden Korunmak İçin Okunacak Dualar

Korkulu Rüya Görmemek ve Kötü Rüyanın Şerrinden Korunmak İçin Okunacak Dualar 1- أعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللّهِ التَّامَّةِ مِنْ غَضَبِهِ وَعِقَابِهِ وَشَرِّ عِبَادِهِ، وَمِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ، وَاَنْ يَحْضِرُون Okunuşu: Eûzü bikelimâtillâhit’tâmmâti min gadabihî ve ıkâbihî ve şerri ibâdihî ve min hemezâtiş’şeyâtini ve en yahdurûn” Anlamı: Allah'in eksiksiz, tam olan kelimeleri ile O'nun Gazabından, ikabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden bana gelmelerinden ve yanımda durmalarından Allah’ın eksiksiz Kelimelerine sığınırım." Kaynak: ((Ebu Dâvud, (4/12), Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/171) Muvatta, Si'r 9, (2, 950)) 2- أَللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوْذُ بِكَ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَان وَسَيِّئاَتِ اْلأَحْلاَمِ Okunuşu: Allâhümme innî eûzü bike min amelişşeytân. Ve seyyiâtil ahlâm. Anlamı: Allah’ım! Şeytanın amelinden (işinden) ve kötü (korkulu) rüyalardan sana sığınırım. 3) أَعُوذُ بِمَا عَاذَتْ بِهِ مَلَائِكَةُ اللهِ وَرَسُولُه...

Korona Sürecinde İslam’ın Yükselişi Ve Rüya...

Korona Sürecinde İslam’ın Yükselişi Ve Rüya... (Sinop İl Müftüsünün kaleminden, okunmaya fazlasıyla değecek önemli tespitler...) Korona salgını başladığı günden beri herkes kendi inancı doğrultusundaki ilke ve prensiplerine dönmeye başladı. Papa İtalya’da boş sokaklarda dua ederek insanlara umut vermeye çalışırken, İsrail Sağlık Bakanı: Mesih gelecek bizi kurtaracak, Mesih bizi dünyadaki tüm dertlerden arındıracak" dedi. Pagan kültürüne sahip çevreler de kendi kutsalları doğrultusunda efsaneler oluşturmaya başladılar. Müslümanların da İslam Peygamberi Hz Muhammed (sav)’in emrettiği karantina uygulamasını, yemekten önce ve sonra ellerin yıkanması, uykudan uyanınca ve tuvaletten çıkınca ellerin temizlenmesi gibi konuları yeniden dünya gündemine taşımasıyla, bilgi çağı bu dönemde, tüm dünya İslam’ın bir temizlik medeniyeti olduğunu öğrenmiş oldu. Bin dört yüz yıl önce hijyen kurallarının bilinmediği çöl ikliminde Müslümanların bunlara dikkat etmesi Peygambe...

Her Doğru Her Yerde Söylenmez

Her Doğru Her Yerde Söylenmez Padişahın biri, rüyasında, dişlerinin önden arkaya doğru döküldüğünü, yemek yiyemez hale geldiğini görür. Canı sıkılan padişah, gördüğü rüyanın yorumunu yaptırmak üzere derhal saray tâbircilerini huzuruna çağırtır. Rüyasını anlattıktan sonra tâbircibaşına: “– Hele bir söyle, bu rüyâ hayır mıdır, şer midir? Neye işarettir?” diye sorar. Tâbircibaşı hiç düşünmeden: “– Maalesef şerdir padişahım!” der ve sözlerine şöyle devam eder: “– Uzun yaşayacaksınız; ama ne yazık ki gözlerinizin önünde bütün yakınlarınızın birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz.” Tâbircibaşının bu yorumu, padişahın gönlünde âdeta soğuk rüzgârlar estirir. Bir anlık sessizliğin ardından padişah hiddetle kükrer: “– Tez atın şunu zindana, felâket tellâlı olmak neymiş öğrensin!” Muhafızlar, tabircibaşıyı yaka-paça götürüp zindana atarlar. Padişah, bu kez huzurundaki diğer bir tâbirciye dönerek: “– Sen söyle bakalım, rüyâmın tâbiri nedir, hayır mıdır, ...

Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizi Rüyada Görmenin Yolları

Resim
Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizi Rüyada Görmenin Yolları Her mü’minin en büyük arzularından biri de o yüce Resûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem rüyâda görmektir. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdular: “Kim, beni rü’yâsında görürse; gerçekten beni görmüş olur. Zira şeytân kesinlikle benim şeklime girmez.” (Sahih-i Buhârî, 6482) Mekke müftüsü seyyid Ahmed Dehlânî Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Hazretleri’ne okunan salevâtları ve özellikle de Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Hazretleri’ni rü’yâda görmek için okunan salevâtları bir araya topladı. Bir mecmua yazdı. Ve buyurdu ki: Her gün bin kere şu salevâtı okuyan, Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Hazretleriyle müşerref olur: “Allâhümme salli ‘alâ seyyidinâ Muhammedin el-Câmii li-esrârike ve’d-dâlli aleyke ve ‘alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.” Manası: Allâhım senin esrârını (kendisinde) toplayan ve sana delâlet eden, Peygamber Salla...

Hayat Bir Rüya

Hayat Bir Rüya Bir adam, yürürken arkasından bir aslanın koştuğunu görür. Hızla kaçarken tam önünde bir kuyu görür ve hızla kuyuya iner. İpe sarılıp kuyuya inerken... Alt tarafta büyük bir yılan görür. Yılan hızla buna doğru yükselirken... Ne yapacağım? Der. Üstte aslan, altta yılan... O sırada iki tane fare... Biri beyaz diğeri siyah... İpi kemirmeye başlar. Her yerden başı belada iken bir anda bir yüzünde ıslak bir şey hisseder. Bir arı bir damla bal yüzüne bırakır ve balın tadı damağında iken… Uyanır. Oh be! Rüya imiş... Der. Bir seyyide anlatır. Rüyamın yorumu ne diye? Anlamadın mı? Der gülerek? Peşinden koşan aslan ölüm meleğidir. İçinde yılan bulunan kuyu senin mezarındır. Sarıldığın ip senin hayatındır. Beyaz ve siyah fare gece ile gündüzdür ömrünü kemirirler. Peki ya o bal nedir dersen? Dünyanın geçici lezzetidir, Ölümün arkasında bir hesap olduğunu sana unutturur… (Alıntı)

Rüya

Rüya Küçük odasının içeresinde bir o yana, bir bu yana gidip geliyor, arada bir camdan dışarı bakıyor ya da balkona çıkıyordu. Gün boyu ağlamış, ağlamaktan yorgun düşmüş ama uyumak istememiş. Kapısı çalındı birden:      - Kimsin?      - Benim kızım. İçeri girebilir miyim?      - Hayır anne. Sakın içeri girme!      - Aslı lütfen!      - Hayır dedim!      Çaresiz kalan anne geri gitti. Şimdi daha fazla ağlıyordu. Kendini yatağına attı. Gözleri yavaş yavaş kapandı ve bir süre sonra göz kapaklarının ağırlığına dayanamayıp uyudu. *****************      Sokaklar neden boş? İnsanlar nerde? Hiç bir şey anlamıyordu, nerde olduğunu bilmiyordu. Aman Ya RABB! Örtüsü örtüsü nerde? Şimdi delirecek. Aslı örtüsüz asla dışarı çıkmaz ki. Kimse onu böyle görmemeli. Nereye saklansa da; kimse görmese? Gerçi sokaklar bomboş. Ama ya aniden birile...

Rüyada Bildirilen Beş Sır

Rüyada Bildirilen Beş Sır Önceki Peygamberlerden birisi, bir gün bir rüyâ görür. Rüyâsında kendisinden, sabahleyin kalkınca karşısına ilk çıkan şeyi yemesi, ikinci olarak karşılaştığı şeyi gizlemesi, üçüncü olarak karşılaştığı şeyi kabûl etmesi, dördüncü olarak, karşılaştığını yeise, ümitsizliğe düşürmemesi, beşinci olarak karşılaştığından da kaçması istenir. Sabah olur. O peygamber aleyhisselâm kalkınca, karşısında gözüne ilk çarpan büyük ve kapkara bir dağ olur. Bu manzara karşısında duraklar, hayrete düşer ve kendi kendine, "Rabbim bana onu yememi emretti. Rabbim bana, gücümün yetmeyeceği şeyi emretmez" diye düşünür. Onu yemeğe azmederek oraya doğru yürür. Fakat yanına yaklaşınca dağ birden küçülür, küçülür ve baldan daha tatlı bir lokma hâline gelir. Peygamber onu yiyerek yola koyulur. Biraz gidince karşısına altın bir tas çıkar. Hemen bir çukur açarak onu toprağa gömer ve tekrar yola koyulur. Fakat biraz gittikten sonra dönüp arkasına baktığında altın tasın t...

Hazreti Peygamberimizin Rüyası

Hazreti Peygamberimizin Rüyası Hazreti Peygamberimiz Efendimiz bir sohbetinde eshab-ı kirama bir rüyasını şöyle anlattılar: Dün gece rüyamda, yanıma iki kişi geldi. Ben kim olduklarını sordum. Söylemediler... Bana: — Yürü, beraber gidelim, dediler. Beraber yürümeye başladık. Biraz ileride, arkasını yaslanmış bir adam gördüm. Onun başının ucunda başka bir adam, ona taş taşıyor ve taşıdığı taşlarla adamın başını eziyordu. Adam başka taş almaya gidince başı ezilenin başı eski haline geliyor, o adam yine getirdiği taşlarla adamın başını eziyor ve bu hal böyle devam edip gidiyordu. Ben yanımdakilere: — Allah, Allah! Bu ne haldir? Diye sordum. Bana sen yürü, yürü dediler... Yürümeye devam ettik. Adamın biri sırtüstü yatıyor, diğer bir adam da, elinde demirden kanca olduğu halde yatan adamın yüzünün bir tarafını parçalıyor, öbür tarafına geçiyor, öbür yüzünü yarıncaya kadar parçalanan yüzü iyileşiyor, tekrar dönüp aynı işkenceyi sürdürüyordu. Ben yine: — Sübh...