Rüya
Rüya
Küçük
odasının içeresinde bir o yana, bir bu yana gidip geliyor, arada bir camdan
dışarı bakıyor ya da balkona çıkıyordu. Gün boyu ağlamış, ağlamaktan yorgun
düşmüş ama uyumak istememiş. Kapısı çalındı birden:
- Kimsin?
- Benim kızım. İçeri girebilir miyim?
- Hayır anne. Sakın içeri girme!
- Aslı lütfen!
- Hayır dedim!
Çaresiz kalan anne geri gitti. Şimdi daha
fazla ağlıyordu. Kendini yatağına attı. Gözleri yavaş yavaş kapandı ve bir süre
sonra göz kapaklarının ağırlığına dayanamayıp uyudu.
*****************
Sokaklar neden boş? İnsanlar nerde? Hiç
bir şey anlamıyordu, nerde olduğunu bilmiyordu. Aman Ya RABB! Örtüsü örtüsü
nerde? Şimdi delirecek. Aslı örtüsüz asla dışarı çıkmaz ki. Kimse onu böyle
görmemeli. Nereye saklansa da; kimse görmese? Gerçi sokaklar bomboş. Ama ya
aniden birileri sokağa girerse ne olacak? Başını açık görecekler; bir de erkek
olursa, eyvah! Bir yerlere saklanmalı. Ama nereye? Bu sokağı tanımıyordu ki;
ama örtüsüz sokakta da duramazdı. En iyisi bir kapıyı çalıp, örtü istemek
başını örtmek için. Hayır hayır bu da olmaz. Çaldığı kapıyı ya bir erkek
açarsa! Eyvah! Ayak sesleri geliyor.
Kafasını seslerin geldiği yöne çevirdi;
kadın mı erkek mi tanımaya çalıştı. Gölgeler gözükmeye başladı. Erkekler!
Koşmaya başladı. Koştu koştu koştu...
Hâli kalmadı artık. Yakalanma korkusu onu
hiç olmadık yerlere getirmişti. Ama ayak sesleri hâlâ geliyordu ve zaman
geçtikçe ayak sesleri de artıyordu. Artan ayak sesleri onu daha da paniklemesine
sebep gösteriyordu. Takati kalmadı koşmaya... Bir kapının önünde durdu; başka
çaresi kalmadı artık. Başını açık gören bir sürü kişi olacağına bir kişi olsun
düşüncesiyle kapıyı çalmaya başladı. Kapıyı orta yaşlarda, güzel yüzlü bir
kadın açtı.
- Buyur kızım.
- Ne olur teyze! Beni içeri al. Başım
açık, başımı açık görecekler. Ne olursunuz beni içeri alın! Kadın yüzüne
gülümseyip, Aslı'yı içeri aldı. Aslı:
- Çok teşekkür ederim. ALLAH razı olsun.
- Cümlemizden inşallah. Aslı kızım, beni
iyi dinle. Aslı şaşkına döndü. Başını kaldırıp kadına baktı. Bu kadın adını
nerden biliyordu ki:
- Siz beni tanıyor musunuz?
- Elbette tanıyorum.
- Ama nerden? Ben sizi ilk defa görüyorum
hayatımda.
- Kızım ismin ne önemi var ki? Aslı, Ayşe,
Fatma... Ne fark eder? Sen söyleyeceklerimi iyi dinle.
- Olur. Ama siz bana ne söyleyebilirsiniz
ki?
- Nasihatta bulunabilirim. Sorularına
cevap verebilirim.
- Ama nasıl? Beni nerden tanıyorsunuz?
Tanımadığınız birine nasıl nasihatlarda bulunacaksınız?
- Kızım başındaki örtünün nerede olduğunu
merak etmiyor musun?
- Eeeevvvet! Hem de çok merak ediyorum.
- Örtün senin namusun kızım. Senin şerefin,
kimliğin. Seni diğer kadınlardan ayıran en temel unsur. Unutma Aslı terk edersen
örtünü, terkedeceğin sadece bir bez parçası olmayacak. O bez parçasıyla beraber
kimliğini, kalkanını, şeref ve savaşını da kaybedeceksin. Kızım örtünü annen,
baban ya da okulun kısacası bu dünya farz kılmadı ki; bu dünya için örtünden
taviz veresin, terk edesin. Sen müslümansın unutma!
"Müslümanın çoktur cefası, Ahiret'te
çıkar zevk u sefası" unutma! Dünya bir sınav yeri, bir deneme tahtası
unutma! Birgün kabre gireceksin ve kabirde yanında götüreceğin tek şey
amellerin olacak unutma! Sana örtünü çıkar diyenler senle beraber
çekilmeyecekler hesaba, hesap gününde unutma! Boynuzsuz keçinin, boynuzlu
keçiden hak isteyeceği o günde; örtün de senden hak isteyecek unutma!
Ne
bu dünyada ne de kainâtın başka bir yerinde bir yaratıcıdan, bir Hâliktan
başkası yok. O da ALLAH Celle Celâlüh unutma! Örtünden taviz vermen gerekseydi
bu Kur'an-ı Kerim'de yazardı veya Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem'in
hayatında görülürdü unutma!
Tarihte kızlarımızın örtüsüne el
uzatıldığı için kanlar döküldü, canlar kıyıldı unutma! İslam senin veya bir
başkasının değil; ALLAH Celle Celâlüh'ün dinidir unutma! İslam namaz, oruç, zekât
değildir sadece; İslam senin hayatındaki andır unutma!
Kızım eğer ki unutursan bil ki, hayatın
boyu kaçacaksın böyle. Örtünü kaybedecek, örtün hayatında bir bez parçasından
ibaret kalacak. Kızım mademki din-i İslâm’a tabi oldun o hâlde zorluklara
hazırlan. Dikenler içerisinde yaşamaya alış, ateşlerde yanmaya hazır ol. Unutma
ki dikeni bol olan gül en güzel kokan güldür. En keskin ve sağlam kılıç ateşte
en çok pişendir, ateşler içerisinde dövülenlerdir.
Kızım örtün senin bu dünyada ki sınavındır
unutma! Madem gözünü cennete; cennette de Firdevs-i Alâ'ya diktin, o hâlde bu
sınavı geçmek zorundasın unutma!
Son olarak: "Yolda yalnızım sanma,
Yürüdüğün yolu sakın başa kakma, Bil ki bu yolun yolcularının dostu ALLAH'tır!
BİSMİLLAH de, HASBİYALLAH de… Ve yürümene devam et..." diyor şair. ALLAH
yar ve yardımcın olsun. ALLAH Celle Celâlüh'e emanet ol. Selametle kal...
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder