Kayıtlar

Af etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Affına Geldim

  Affına Geldim   Adını andıkça titrer yüreğim! Sana sana kul olmaktır arzum dileğim… Ya Rab sen var iken kime gideyim! Dağ gibi günahla affına geldim…   Rahmetin çok senin bize rahmeyle! Affına sığındık bizi affeyle! Bizleri sevdiklerine dost eyle! Dağ gibi günahla affına geldim…   Baki olan sen’sin azamet sen’de! Herkes gibi sen’in kulunum bende! Aşkın yüreğimde ateşin tende! Dağ gibi günahla affına geldim…   Rahmetin çok senin bize rahmeyle! Affına sığındık bizi affeyle! Bizleri sevdiklerine dost eyle! Dağ gibi günahla affına geldim…   Koca kâinatı yaratan Sen’sin! Bu gönül aşkınla yanıp tükensin! Sen’in rahmetin çok hep affedensin! Dağ gibi günahla affına geldim…   Rahmetin çok senin bize rahmeyle! Affına sığındık bizi affeyle! Bizleri sevdiklerine dost eyle! Dağ gibi günahla affına geldim…   (Alıntı)

Günahları Affettiren Ameller

Günahları Affettiren Ameller   Horasan melik ve kahramanlarından Amr bin Leys’in hâli, buna güzel bir misâldir. Vefâtından sonra onu sâlih bir zât rüyâsında görmüştü. Aralarında şu konuşma geçti:   “– Allah sana nasıl muâmele etti?”   “– Allah beni affetti.”   “– Hangi amelin sebebiyle affetti?”   “– Bir gün bir dağın zirvesine çıkmıştım. Yüksekten askerlerime bakınca, sayılarının çokluğu hoşuma gitti ve:   “Keşke Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem zamanında yaşasaydım da O’na yardım edip destek olsaydım, (O’nun yolunda fedâyı cân eyleseydim)…” diye duygulandım. İşte bu niyet ve iştiyâkıma karşılık, Yüce Allah’ü Teâlâ beni af ve mağfiretine mazhar eyledi.” (Kadı Iyâz, Şifâ, II, 28-29)   Nitekim bir hadîs-i şerîfte:   “Mü’minin niyeti, amelinden hayırlıdır.” buyrulmaktadır. (Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 194)   Beden için ruh ne ise, amel için hâlis niyet de o mevkîdedir. Buna mukâbil, ibadet ve sâlih amelle...

Af, İzzet Getirir

Af, İzzet Getirir İbn-i Abbas Radiyallahü Anh'dan: “Kişi bir haksızlığı affettiğinde, muhakkak, Allah onun izzetini artırır. Ebu Abdullah İkrime şöyle demiştir: “Allah Teâla, Yusuf  Aleyhisselâm 'a buyurdu ki; "Kardeşlerini affetmenden dolayı, senin adını dillere destan eyledim."

İntikam mı, Af mı?

İntikam mı, Af mı? Cafer bin Muhammed'den: “İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de nadim olmak, benim için daha sevimlidir.”

Tevbe Eden Affedilir

Tevbe Eden Affedilir Sual:  İnsanlık hâli bir günah işleyince ne yapmak gerekir? CEVAP Günah işleyince, hemen [kalb ile] tevbe ve [dil ile] istiğfar etmelidir! Kalbe gelen her sıkıntı ve karartı; tevbe, istiğfar ve pişmanlık ile ve Allahü teâlâya sığınarak kolayca giderilebilir. Fakat, bu alçak dünya için gelen karartı, leke, kalbi büsbütün karartır. Bunu temizlemek çok güç olur.  (Dünyaya düşkün olmak, günahların başıdır)  hadis-i şerifi bunu göstermektedir. (Beyheki) Günah işleyen biri, pişman olur, abdest alıp namaz kılar ve günahı için istiğfar ederse, Allahü teâlâ, o günahı elbette affeder. Çünkü, âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki: (Biri günah işler veya kendine zulmeder, sonra pişman olup, Allahü teâlâya istiğfar ederse, Allahü teâlâyı çok merhametli ve af ve mağfiret edici bulur.)  [Nisa 110] Muhammed Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki: Dertlerin, belaların gitmesi için, istiğfar okumak çok faydalıdır. Çok tecrübe edilmiştir. Beyheki'nin...

Allah’ü Teâlâ şirki Asla Affetmez

Allah ’ü Teâlâ şirki Asla Affetmez Sual: Bir arkadaşım, iyi iş yapan gayri Müslimlerin de Cennete gireceğini söyledi. "Mesela, elektrik ampulünü yaratan Edison Cennete girecektir" dedi. Edison gibi, insanlığa hizmeti geçmiş gayri Müslimler Cennete girecek midir? CEVAP Cennet ve Cehennemin sahibi Allah’ü Teâlâ’dır. Cennete girmek için imanlı olmak şartını koymuştur. İmanı olmayanların hepsi Cehenneme girecektir. Ancak şu kadar var ki, kimi diğerine göre daha fazla ceza görecektir. Amerikalı Fizikçi Thomas Edison imansız ölmüş ise, Cehenneme gidecektir. Cenab-ı Hakkın kanunu böyledir.   Dünyada bir profesör, insanlığa faydalı çok eserler yapsa; fakat çeşitli insanları suçsuz yere öldürse, hırsızlık etse, bulunduğu devletin kanunlarına göre, yaptığı iyilikler nazar-ı itibara alınmaz. Hak Teâlâ da, imansızlıktan başka günahları dilerse affedeceğini; fakat imansızlığı asla affetmeyeceğini bildirmektedir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: “Allah [Ahirette] şirki...

Hazreti Ali Radiyallahü Anh'ın Kâfiri Affı

Hazreti Ali Radiyallahü Anh'ın Kâfiri Affı Bir harpte Hazreti Ali Radiyallahü Anh Radiyallahü Anh bir kâfirle çarpışıyor ve kâfir usta bir savaşçı olduğu için bir türlü mağlup edemiyordu. Tam karşı karşıya geldikleri bir sırada Hazreti Ali Radiyallahü Anh: — “Ya Allah!” diyerek kâfirin üzerine hücum edip yere yatırdı. Çıkıp göğsü üzerine oturduktan sonra hançerini çıkarıp geberteceği sırada kâfir Hazreti Ali Radiyallahü Anh’ın yüzüne tükürdü. Kâfir, bunu Hazreti Ali Radiyallahü Anh gazaba gelsin de; daha çabuk öldürsün diye yapmıştı. Hazreti Ali Radiyallahü Anh hemen kâfirin üzerinden kalkarak onun da ayağa kalkmasına müsaade etti. Kâfir şaşırmıştı: — Ya Ali Radiyallahü Anh, ben seni kızdırmak için yüzüne tükürdüm, sense beni tam öldüreceğin sırada serbest bıraktın. Bunun sebebi nedir? Diye sordu. Hazreti Ali Radiyallahü Anh kâfire şu cevabı verdi: — Ben bu harp meydanında Allah rızası için çarpışıyorum... Sen yüzüme tükürdüğün zaman içimde sana karşı bir hiss...

Gıybetin Affı İçin

Gıybetin Affı İçin Peygamberimiz, gıybeti ateşe benzetmiştir. Ateş odunu nasıl yok ederse, gıybet ateşi de öyle sevabı yok eder. Onun için kimseyi arkasından çekiştirmemeli, gıybetini edip de sevabını mahv ettirmemelidir. Ancak, gıybetin böyle kötü neticesi bilinmesine rağmen, insan boş bulunur da birinin gıybetini eder, aleyhinde konuşursa yapılacak iş, gıybetini ettiği kimsenin afvı için duâ etmek, sonra da bir fırsatını bulunca ondan helallik dilemektir. Gıybeti yapan yahut yapanı dinleyen hemen şöyle demelidir: اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لَنَا وَلِمَنْ اغْتَبْنَاهُ “Allahümmağfir lenâ ve limen iğtebnâhü.” “Allah’ım, bizi ve gıybetini ettiğimiz kimseyi mağfiret eyle.” Böyle derse, gıybetten pişmanlık duymuş, bir nevi tevbe etmiş olur. Bir daha tekrarlamadığı takdirde Rabbimiz onu inşâallah afveder. Gıybetten sonra üzüntü duymak, ettiği sözlere pişmanlık hissetmek, bir daha böyle âdi mevzulara girmeme azminde olmak, bir nev’i tevbe, istiğfar mânâsını ifâde eden güze...

Ah yazık!

Ah yazık! Ömrüm boş şeylerle geçti, ah yazık! Yarını hiç düşünmedim, ah yazık! Hep hevaya bina kurdum, şaşkınca, Din temeli çürük oldu, ah yazık! Afvı sonsuzdur diyerek, pek azdım, “Kahhar” ismini unuttum, ah yazık! Daldım günaha, yapmadım hiç hayır, Niçin doğru yoldan saptım? Ah yazık! Mal için, makam için hep uğraştım, Sonsuz nimetlerden oldum, ah yazık! Yol bozuk ve karanlık, önde şeytan, Günah ağır, ağlarım hep, ah yazık! Hesap defterimde yok bir iyilik, Nasıl kurtulur bu Garib? Ah yazık!