Kayıtlar

Mart 3, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Vah Vah

Vah Vah Umûmî vasıtaların birinde bir genç ile, bir ihtiyar kadın yan yana otururlar. Yaşlı kadın bir ara, darlanarak yanındaki uzun saçlı genç erkek delikanlıyı kız zannederek: — Kızım biraz kenara çekil, iyice sıkıştık, der. Delikanlı: “Teyze! Ben kız değilim” Diye cevap verince, bu defa yaşlı kadın: — Vah vah gencecik yaşta dul kalmış, Diye cevap verir.

Şairin Kaybedişi

Resim
Şairin Kaybedişi  Felluce’de ABD ve İsrail askerlerinin katliamı devam ediyordu. Halkın kentten kaçmasına bile izin verilmiyordu. Büyük bir sessizliğin yaşandığı Felluce’ye girerken, ABD askerlerinden er Henry endişe içindeydi. Daha kısa zaman önce öldürecekleri insanların yüzlerini görmeleri gerekmiyordu. Uçak ve helikopterlerden bombalar ve bilgisayar oyunu oynar gibi üstün uzun namlulu silahlarla öldürdükleri insanlara fazla aldırmıyorlardı. Oysa geçen hafta El Şuheda kentine bombardımandan bir süre sonra yaya girmişlerdi. Kendilerine El Şuheda’ya girmeleri ve hareket eden tüm canlıları acımadan öldürmeleri emredilmişti. Ölüleri de kanıt bırakmamak için ceset torbalarına koyup Fırat nehrine atmaları söylenmişti. “Kanıt bırakmamak” cümlesinin manasını bir süre sonra anlamışlardı; şişmiş, sararmış ama kokmayan cesetler kimyasal silah kullanıldığını gösteriyordu. Er Henry’nin şair yüreği bu manzaradan sonra isyan etmiş ama dili susmuştu. Askerliği uzamasın diye...