Kayıtlar

Abdülaziz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Öyle Bir Vaaz ki!

Öyle Bir Vaaz ki!   (Ömer İbni Abdülaziz Rahmetullahi Aleyh’in Bir Vaazı)   Ey İnsanlar! Allah’ü Teâlâ sizi faydasız boş yere yaratmadı. Sizin için bir son merhale var. Orada Allah’ü Teâlâ hükmünü verecek. Allah’ü Teâlâ’nın rahmetinden mahrum kalanlar zararlarını anlayacak, “Saadet-i Ebediye” diyarı olan Cennet’ten mahrum olanlar “Hüsran-ı Ebediye” ye dalacak. Azı çoğa, fâniyi bâkiye, korkuyu emniyete tercih edenler pişman olacak. Siz bir zamanlar bu günkü mezar olanların sulbünde idiniz. Yarın sizin sulbünüzdekiler de sizin sandalyelere oturacaklar. Siz de mezar olacaksınız. Bu âdet sonuna kadar devam edecek. Her gün ve her gece hayatını bitirenler sevdiklerinden ayrılmış kabre giriyor. Amelleriyle baş başa kalıyor. Gözünü aç, ölüm gelmez den evvel hazırlıklı bulun. Sonra nedamet fayda vermez. Başkasına değil yalnız Allah’ü Teâlâ’ya el avuç açan şerefli yaşar. Sen de helâlden kazan kendi kazancına razı ol. Dünyayı temiz geçir. Ebedi neşeye erersin…

Abdülaziz Dirini Kuddise Sirrûh

  Abdülaziz Dirini Kuddise Sirrûh   Mısır evliyâsından. İsmi Abdülazîz, babasının adı Ahmed'dir. Künyesi Ebû Muhammed, lakabı İzzeddîn'dir. 1216 (H.613) yılında doğdu. 1295 (H.694) senesinde Kahire'de vefât etti. Kabri Kahire'dedir .   Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Abdülazîz Dîrînî, zamânındaki âlimlerden ilim öğrendi. Ebü'l-Feth bin Ebi'l-Ganîm Rasânî'nin sohbetinde bulundu ve Şeyh İzzeddîn'den tasavvuf ilmini öğrendi. Tasavvuf yolunda yüksek mertebelere kavuştu. Abdülazîz Dîrînî dünyâya düşkün olmayan ve birçok kerâmeti görülen, edebiyât, kelâm ve Şâfiî mezhebi fıkhı âlimiydi .   Mısır'da er-Rîf denilen yerde otururdu. Bâzı günler buradan ayrılıp, civar bölgeleri dolaşırdı. Oralardaki insanlar, ondan, müşkillerinin çözülmesi için duâ etmesini isterlerdi. Kendisini görme imkânı bulamayanlar, meselelerini mektupla sorup cevap alırlardı. Kuvvetli îmân ve güzel ahlâk sâhibi idi. Herkese güler yüz, tatlı dil gösterirdi. Kimseyi kırmazd

Böyle Bir Zamanda İmtihana Hazır mısınız?

Böyle Bir Zamanda İmtihana Hazır mısınız? Abdülaziz Kıranşal ·           Kişiyi ailesi helak edecek: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki; “Öyle bir zaman gelecek ki, kişinin helak olması, eşinin, anne-babasının ve çocuklarının elinden olacaktır. Onu fakirlikle ayıplarlar, gücünün üstünde tekliflerde bulunurlar, o da dinini kaybedecek işlere girer ve helak olur.” (Beyhakî) ·           Güvenilir dost ve helal para azalacak: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki; “Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli bir şey olmayacaktır: Helal para, cânı gönülden güvenilip, arkadaşlık yapılacak bir dost ve kendisiyle amel edilecek bir sünnet.” (Heysemî) ·           Dünya menfaati için din ve dava satılacak: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki; “İnsanlar dinlerini küçük dünya menfaati karşılığı değiştiriverirler. İşte öyle zamanda dinlerinde sâbit kalabilenler ellerinde kor ateşi tutanlar gibidirler.” (Müslim) ·   

32. Osmanlı Padişahı ve 111. İslam halifesi Sultan 2. Abdülaziz

Resim
32. Osmanlı Padişahı ve 111. İslam halifesi Sultan 2. Abdülaziz İngiltere Kraliyet ailesi isteklerini kabul ettiremeyince; İngiliz kuklası Hüseyin Avni Pasa, pehlivanlardan üç kişiyi Fer’iyye Sarayı’nda mahsus bahçıvanlıkla vazifelendirdi. 4 Haziran 1876 sabah sularında odasına girdiler. Abdülaziz Han, bir müddet onlara karşı koydu; boğarak şehit ettiler. Cinayete intihar süsü vermek için O’nun bileklerinin damarlarını kesen zorbalar, hiçbir şey yokmuş gibi gizlice islerinin başına döndüler. Ruhu şad, mekânı Cennet olsun! Allah’ü Teâlâ gani gani Rahmet eylesin!

​Halifenin Gömleği

​ Halifenin Gömleği Ömer ibni Abdülaziz Rahmetullahi Aleyh, halifeliği zamanında, bir gün minberde, sohbet veriyordu. Minberin yakınında olan, bir grup halk, konuşması esnasında halifenin zaman zaman elini götürüp, gömleğini hareket ettirdiğini görüyorlardı. Bu hareket orada bulunan ve dinleyenlerin dikkatlerini celp etti. Hepsi kendi kendilerine, neden halifenin konuşma esnasında, elini gömleğine götürüp, hareket ettirdiğini soruyorlardı. Toplantı tamamlanarak sona erdi. Araştırıldıktan sonra belli oldu ki halifenin, kendisinden öncekilerin Beytülmalden yaptıkları israfı telafi etmek ve Müslümanların Beytülmalin gözetlemek için, bir taneden fazla gömleği olmadığı için yeni yıkanmış gömleğini tekrar aynısını giymişti. Şimdi de, daha çabuk kurusun diye, hareket ettiriyordu.