Kayıtlar

barış etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Barış Gönüllüleri Örgütü (Peace Corps)

Barış Gönüllüleri Örgütü (Peace Corps) Pakman World Yaşadıklarım, düşüncelerim, dünyam / Thoughts, opinions, my world Barış Gönüllüleri Örgütü (Peace Corps) 1961 yılında kurulmuş, “ABD Barış Gönüllüleri Adlı Amerikan Teşekkülünden Faydalanma Hususunda Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Yapılan Anlaşmaya Ait Teati Olunan Mektupların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” uyarınca 1201 gönüllü 1962 – 1970 arasında Türkiye’de bulunmuşlardır. Bunların dörtte birinden fazlası Ankara’da görev yapmıştır. Merkezleri Ankara Cinnah Caddesindeki Amerikan Kültür Derneği binası içindeydi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine gönderilmeyeceği taahhüt edilmesine rağmen yaklaşık onda biri bu bölgelere gönderilmiş, geri kalanların çoğu da her hafta sonu ve tatil günlerini özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da geçirmişlerdir. Barış Gönüllülerinin bize geliş amacı ülkemizi yakından tanımak, Amerikalıları bize tanıtmak ve ülkemize kalkınma hususunda güya becer

Eğer Dünya Barış İstiyorsa... If the world wants peace ...

Resim
Eğer Dünya Barış İstiyorsa...  If the world wants peace ... Mel Gibson kimdir? Gerçek Adı: Mel Columcille Gerard Gibson olan Mel Gibson; Onbir çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak 3 Ocak 1956 da Peekskill , New York,'da dünyaya geldi. Babası "Hutton Gibson" New York Merkez Tren İstasyonu'nda çalışıyordu. 14 Şubat 1968 tarihinde Mel Gibson 12 yaşındayken babası "Hutton Gibson" iş yerinde bir kaza geçirir yaralanır ve dava sonucunda 145.000 dolar tazminat kazanır. Akabinde annesi Patricia ve babası ile onbir kardeş hep beraber Avustralya Sydney eyaletindeki West Pymble kasabasına taşınırlar. İlk öğretimini ve liseyi Sydney'in bir banliyösü olan "Wahroonga"da St Leo Katolik Kolejinde okudu. Gibson, okulu bitirdikten sonra New South Wales Üniversitesi'nin drama bölümüne girdi. Ablasının kendisinin haberi olmadan kayıt yaptırması üzerine zorunlu olarak başladığı oyunculuk, yıllar geçtikçe vazgeçilmez bir tutkusu haline geldi.

İki Dargının Barışması

İki Dargının Barışması Bir mesele hakkında, Hazreti Hasan ve Hüseyin anlaşamadılar ve darıldılar. Durumu öğrenen eshap araya girip barıştırmak maksadıyla, önce küçük olduğu için Hz. Hüseyin'in yanına geldiler. O: — Ben dedem Resûlüllah'tan işittim. İki dargından hangisi önce barışırsa Cennete önce o girecek, buyurmuştu. Ben ağabeyimden önce Cennete girmekten hâyâ ederim, dedi ve ağabeyinin kendi yanına gelmesini istedi. Bu sefer eshap Hz. Hasan'ın yanına gidip durumu bildirdiler. O, hemen ağlayarak kardeşi ile barışmak üzere yola çıktı. Ağabeyinin geldiğini gören Hz. Hüseyin de onu yolda karşıladı ve aralarında hiçbir şey yokmuş gibi kucaklaştılar. (Alıntı)

İnsanlık Uyanmalı Savaş Ve Terörden Kurtulmalı…

İnsanlık Uyanmalı Savaş Ve Terörden Kurtulmalı… İnsanlık bindiği dalı kesiyor… Sıcak savaşlar, örtülü savaşlar devam ediyor… Her yıl binlerce insan “Bir hiç uğruna, Irkçılık ve sömürgecilik uğruna!” öldürülüyor. Dünyada en büyük ırkçılığı Siyonistler yapıyor… Dikkat edin İsrail demiyorum Siyonistler diyorum. Çünkü Siyonistler sadece İsrail’de değil tüm dünyada var… Eğer Dışarıdaki Yahudiler, masonlar, ABD ve AB gibi büyük güçler İsrail’e destek vermeseler; İsrail bırakın terör örgütleri kurarak dünyayı karıştırmayı bir saniye bile ayakta duramaz… Önce tahrif edilmiş Tevrat’taki vaad edilmiş Nil ile Fırat arasındaki Büyük İsrail’i kuracaklar… Sonra Roma’yı başkent kabul eden tüm dünyayı köleleştiren Dünya İsrail İmparatorluğu’nu kuracaklar… Bir insan sadece anası Yahudi ise Yahudi kabul edilir. Adamlar öyle ırkçılar ki sadece Babası Yahudi ise o çocuğu bile Yahudi kabul etmiyorlar… Yahudi olmayanlara “Goyim” diyorlar… Goyim insana benzer hayvan demek... Açın bakın sözlüğe İ

Dargın Kalmayın Dargınları Barıştırın

Dargın Kalmayın Dargınları Barıştırın Hz. Fatıma, bir gün Hz. Ali Efendimiz'e: "Ya Ali! Hasan, Hüseyin aç, evde yiyecek yok. Gidip yiyecek bir şeyler alıver" der. Ancak Hz. Ali Radiyallahü Anh'ın sadece altı dirhemi vardır. Yiyecek almak için evden çıkar ve giderken yolda kavga eden iki insan görür. Hz Ali onlara: "Niçin kavga ediyorsunuz? Şu âlemde Allah'ı düşüneceğiniz yerde niçin birbirinizle mücadele ediyorsunuz?" diye sorar. Kavga edenlerden biri, diğerinden altı dirhem alacağı olduğunu ancak vermediğini söyler. Hz Ali Radiyallahü Anh, cebindeki altı dirhemi çıkarır ve alacaklıya verir. Artık hiç parası kalmamıştır. Evine geldiğinde eli boştur, 'Cennet kadınlarının Efendisi': "Ya Ali, hiç mi bir şey almadın?" diye sorunca, cevaben "Ama ara düzelttim ya Fatıma" der. Hz. Fatıma'nın yüzünde nurlu bir gülümseme belirir. Memnundur kocasının bu güzel hareketinden. O sırada Hasan'la Hüsey

Peygamberimiz Aleyhisselâm Hangi İsimleri Yasakladı?

Peygamberimiz Aleyhisselâm Hangi İsimleri Yasakladı? Ebu Vehb el-Cüşemî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Peygamberlerin isimleriyle isimlenin. Allah'ın çok sevdiği isimler Abdullah, Abdurrâhman'dır. En sâdık olanları da Hâris ve Hemmâm isimleridir. En çirkinleri de Harb ve Mürre isimleridir." Ebu Dâvud, Edeb 69, (4950). Öyle ise Müslümanların çocuklarına sünnete uygun isimler vermesi gerekmektedir.             Günümüzde televizyonda, medyada, internette popüler olan, kulağa hoş gelen ya da “sırf hava olsun” diye isimler veriliyor. Peygamberimiz Muhammed Mustafa Aleyhisselâm yaşadığı dönemde bazı kimselerin isimlerini değiştirmiş, bazı isimleri de koymayı yasaklamıştır. İşte bu isimlerin listesi ve yasaklanma nedenleri… Peygamberimiz hanımlarından ikisinin ilk isimlerini değiştirmiştir. Biri Cüveyriye, diğeri Zeynep binti Cahş annemizdir. Her ikisinin ilk isimleri “Berre” idi. Ayrıca üvey kızının

Balcı Dede

Balcı Dede Güzel konuşmak sanattır. Güzel ve etkili bir konuşma ile açamayacağımız kapı yoktur. Başkalarıyla kolay ve sağlıklı bir ilişki kurmanın en iyi yolu tatlı dil, güler yüzdür. Arkadaşlık, dostluk ve barış ancak böyle sağlanabilir.             Dükkânları karşı karşıya olan iki balcı varmış. Bunlardan biri dükkânında her zaman iyi cins bal bulundururmuş. Karşı komşusu daha düşük kalite bal sattığı halde dükkânı dolup dolup boşalırmış. Bizimki ise boş oturup dururmuş. Bu duruma çok üzülen balcı, kendisinin neden çok bal satamadığına akıl sır erdiremezmiş. Bir gün şehirde yaşayan ve arada bir kendisine de uğrayan yaşlı ve bilge kişiye durumu anlatmış.             Bilge kişi: -Dostum, demiş; sen bal satıyorsun ama suratın sirke satıyor.                                                                                             Mustafa Ruhi ŞİRİN

Dünya 5'ten Büyüktür

Resim
Dünya 5'ten Büyüktür Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda dillendirdiği bu ifade uluslararası bir kampanyanın sloganı. Birleşmiş milletlere üye ülkeler arasında güvenlik ve barışı korumakla yükümlü en güçlü organ olan BM güvenlik konseyinin veto hakkına sahip 5 daimi üyesine tepki olarak ortaya atılan düşüncedir. Beş ülke yaptıkları her türlü ayrımcılığı, zorbalığı, yolsuzluğu saçma bir veto hakkıyla; BM güvenlik Konseyi ’ nin aldığı kararı geçersiz kılıyorlar. BM genel kurulu Siyonist İsrail’in soykırımlarının durdurulması için bir karar alıyor Abd bir veto çekiyor. Sonuç sıfır sıfır elde var sıfır. Rusya Çeçenistan’ı eziyor, sömürüyor. Birleşmiş Milletler karar bile alamıyor. Birleşmiş Milletler o zaman neye yarar? Hiçbir şeye… O zaman BM kime hizmet ediyor. Sadece beş ülke ve İsrail’e… O zaman nerede kaldı Dünya Barışı? Mazlum milletlerin haklarını kim koruyacak? Beş ülke istediğini asacak, istediğini kesecek… Birkaç balinayı kurtarmak için dünya s