Kayıtlar

Sirrûh etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -4-

  Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -4-   01- İnsana Verilen Yedi Anahtar İbn-i Mesûd (radıyallâhu anh)tan rivayet edilen bir hâdis-i şerifte beyan olunur ki: "Kur’ân-ı Kerim 7 kapıdan nazil olmuştur." İnsanlara da 7 anahtar verilmiştir. •   Birinci anahtar, kalb. Kalbi nur ile dolan kimseye bir kapı açılır. Kur’ân ın bir türlü manasını vermeğe vâkıf olur. •   İkinci anahtar ruh. Ruhu nurlanan kimseye, diğer bir kapı açılır ve başka bir mana vermeğe muktedir olur. •   Diğer anahtarlarda; sır, hafî, ahfâ, nefs-i nâtıka, nefs-i küllîdir. İşte bu latâif-i sebanın (yedi lâtifenin) hepsini nur ile dolduran kimseye 7 kapı açılmış olur ki, her biriyle bir başka esrara vâkıf olur.   02- İnsanın Letaifi İnsan on atifeden mürekkeptir. Bu letaifin beşi âlem-i emirden, beşi âlem-i halktandır. Âlem-i emirden olan beş latife; Kalp, ruh, sır, hafi, ahfa’dır. Bunların usulü (asılları) arş-ı mecidin fevkindedir (üstündedir). Cev...

Ebû Abdullah Merrakûşî Kuddise Sirrûh’dan Vasiyetler

  Ebû Abdullah Merrakûşî Kuddise Sirrûh’dan Vasiyetler   Ebû Abdullah Merrakûşî hazretleri, 1210 (H.607) yılında doğdu. Aslen Cezayir’deki Tilemsan şehrindendir. 1284 (H.683) yılında Kâhire’de vefât etti. Küçük yaşta ilim tahsîline başladı. Tilemsan ve Merrakeş’teki âlimlerden ders aldıktan sonra ilmini ilerletmek üzere İskenderiye’ye gitti. Çeşitli âlimlerden ilim tahsîl etti. Mâlikî mezhebi fıkıh bilgilerinde âlim ve zamânın imâmı oldu. Tasavvufta ince bilgilere, yüksek derecelere kavuştu. Sohbetleri, birçok talebeyi tasavvufta yüksek derecelere kavuşturdu. Ebû Abdullah Merrakûşî hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce bir sohbetlerinde şöyle buyurdu:   ·      “Bütün mahlûklara her ni’meti, iyilikleri veren yalnız Allahü teâlâdır. Her şeyi var eden, var olmak ni’metini veren Odur. Her ân, varlıkta durduran da Odur. Kâmil, iyi sıfatlar, insanlara, Onun rahmeti ile, acıması ile verildi. Hayât, ilm, sem’, basar, kudret ve kelâm sıfatlarımız...

Tasavvufî Terbiye Altına Giren İnsan

Tasavvufî Terbiye Altına Giren İnsan; ·      Haramlardan yüz çevirir, hattâ şüpheli şeylerden bile uzak durur. ·      Haram işlenen yerlerden uzak durarak, kalbî ve rûhî huzurunu korur. ·      Hayatın geçici heveslerinin peşinden koşmaz. ·      Kendisine verilen ömür emânetini, nefsinin gelip geçici isteklerine harcamaz. ·      Kur’ân-ı Kerim ve Sünnet’i hayatına rehber edinerek; ömrünü sâlih amel, hayır ve hasenatlarla süsler. ·      İbâdetlerini huşû içerisinde yapmaya; Allah’ü Teâlâ yolunda hizmet etmeye; Salihlerle birlikte olmaya gayret eder…

İmam-ı A'zam Ve Muhammed Bakır Kuddise Sirrûh

İmam-ı A'zam Ve Muhammed Bakır Kuddise Sirrûh İmam- ı A'zam Hazretleri sık sık hac eder, orada ilim meclisine katılır ve hocası Hammad b. Ebi Süleyman Eş'arî'den ayrı olarak ilim tahsil ederdi. Çünkü Hammad b. Ebi Süleyman Eş'arî Hazretleri onun ölünceye kadar hocalığını yapmıştır. Yukarıda da söylediğimiz gibi, İmam Ebu Hanife haclarından birinde Muhammed Bakır Kuddise Sirrûh ile karşılaştı. Son derece âlim ve fâzıl bir zat olan Muhammed Bakır Kuddise Sirrûh Hazretleri, aynı zamanda Resûlüllah'ın da torunlarından olduğu için, ayrı bir meziyeti ve mevkii vardı. İmam- ı A'zam'la ilk karşılaşmalarında: - Sen ceddim Resûlüllah'ın dinini ve hadislerini kıyasla değiştirerek hüküm veriyormuşsun öyle mi? Diye sormuş. O sıralarda daha yeni yeni re'y ve kıyastan hüküm çıkaran ismi duyulan İmam- ı A'zam Hazretleri: - Allah korusun, böyle şey nasıl olur? demiş. Muhammed Bakır Kuddise Sirrûh: - Belki değiştirdin, deyince, Ha...